Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak yargılandığı davadan 6 yıl 3 ay hapis cezası alınca yerine Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıklıoğlu kayyum olarak atandı.
Fikriyat ortada...
Tunceli'ye ısrarla Dersim diyorlar.
Sokaklara nasıl dökülmesi gerektiği konusunda pratiklerini nereden kazandığını tahmin ettiğimiz ama net bir şekilde bilmediğimiz Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan ise "Bunlar Dersim'i nasıl 1938'de işgal ettilerse bugün yine belediyemizi işgal ediyorlar" diyor.
Açık açık asla gizlemeden Atatürk'e karşı olan kinlerini her fırsatta dile getiriyorlar. 
Nihayetinde DEM Partililer,  Şeyh Sait dediklerinde, Dersim dediklerinde, işgal dediklerinde Atatürk'ü hedef almalarına yeterli tepki gösterilmediği için istedikleri gibi at koşturabiliyorlar.
Zira Ekrem İmamoğlu "kayyum atıyorlar" diye Türkiye'nin demokrasisini Almanya'ya şikayet ederken, ülke sınırları içine girdiğinde ise Atatürkçülüğünden taviz vermeyen pozları samimiyetini yitirdi. 
Ya da barolar...
Her fırsatta görüşlerini deklare ettikleri açıklamalar yapıyorlar.
Kayyum atamalarının kabul edilemez olduğunu dile getirirken bir diğer taraftan tutuklanan Ahmet Özer ile ilgili "Prof. Dr. Ahmet Özer" kalıbını kullanarak akılları sıra pozisyonlarını da belirliyorlar.
Sonra kılıçla yemin eden teğmenlerle ilgili Atatürkçü pozlarını esirgemedikleri açıklamalar yapıp diğer taraftan Atatürk'ten de taviz vermiyorlar.
Aynı barolar Tunceli'ye atanan kayyuma da karşı çıktılar.
Aslında durum apaçık ortada.
Atatürkçüyüm diyen bugün kayyum meselesine karşı çıkamaz.
Atatürkçüyüm diyen, ülkesinin iç meselesini gidip sınır ötesine şikayet etmez.
Fakat Atatürkçüyüm demek zorundalar.
Zira artık Atatürkçülüğün sınıfsal  pozisyonu izah etmede belirgin bir kavram haline gelmesi maalesef ki Atatürk isminin istismar edilmesine de sebep olmaya başladı.
Dediğim gibi Tunceli için "işgal edildi" düşüncesine sahip olan, "Şeyh Sait'in pratiklerini yeniden gerçekleşireceğiz" diyenlere atanan kayyum, en çok "Atatürkçülüğü sınıfsal bir tercih" olarak kullananları rahatsız ediyor.
Zırt pırt açıklama yapan oluşumlar mevcut pozisyonlarının kimden yana olduğunu göstermeye çalışırken, hukuk, adalet, yargı, kanun, Atatürk ve demokrasi diyerek büyük bir oksimoronluğu inşa ediyor.