Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine kayyum atanmasının ardından sosyal medyada bir çığırtkanlık kopmaya başladı. 

Neymiş, Kürtlerin seçme ve seçilme hakkı yokmuşymuş? 

Konuların bütününü “terörden” soyutlayıp Kürtlerin oy ve tercih iradesine bağlama girişimi tüm Kürtlere büyük bir hakaret. 

Zira bugün ortada olan mevzuların, çıkan tartışmaların ve alınan tedbirlerin tamamının arkasında “terör” kavramı var.

Terörden kendini soyutlayamayan belediye başkanları ve onları oraya getiren irade Kürtlerin iradesi olarak tasvir ediliyor.

Halbuki yanlış!

Bu Kürtlerin değil, teröre destek verenlerin iradesi. 

İşleyen ve işletilmek istenilen senaryo bu.

Birileri Kürtlerle teröre destek veren iradeyi eşleştiriyor. 

Bu ülkeye hizmet veren, devletin karar mekanizmasında yer almış, kaderini olumlu yönde tahsis etmeye çalışmış pek çok Kürt siyasetçi ve bürokrat bu ülkenin pratiğinde hala mevcut.

Bu ülkede Kürt’ün iradesi bu ülkeye pek çok olumlu anlam kattığı gibi Kürt kökenli vatandaşların ülkede en önemli pozisyonlara gelebildiği, bayrak, vatan ve kavramlarla derdi olmayan her Kürt ferdinin bu ülkenin öz evladı olduğu gerçeğini ortadan kimse kaldıramayacak.

Bu ülkede Kürtlerin seçme ve seçilme hakkını terör üstünden konuşmak yerine, Kürt kavramını sinsice terörize eden kıvrak zekaların bu ülkenin onurlu ve şerefli Kürt kökenli insanlara ne kadar zarar verdiğini konuşmanın daha işlevsel olduğunu düşünüyorum.

Doğru bu ülkede bir Kürt sorunu var.

Ve bu sorun Kürt kavramını terörize eden, değerini düşüren, anlamının yitirilmesine sebep olanların sinsi oyunlarıyla gerçekleşiyor.

CHP ne ara bu kadar değişti?

CHP deyince Atatürk aklımıza gelir. Misak-ı Milli’nin kırmızı çizgi olduğu aklımıza gelir. 

Bugün ise CHP otobüsünün üstünde kayyumlara karşı çıkmak için DEM Parti’nin eş başkanlarını görüyoruz.

CHP otobüsünün üstünde DEM’liler, “Şeyh Sait ne yaptıysa, Seyit Rıza ne yaptıysa Kürt halkı da onu yapacaktır” yönünde açıklamalar yaptı. 

Peki Şeyh Sait, Seyit Rıza idam edildiğinde idare Atatürk’ün emrindeydi.

Aklınız alıyor mu?

DEM Parti, CHP otobüsünün üstünde resmen Atatürk’e de laf çarpıtıyor ve yok sayıyor.

Atatürk’ün kurmuş olduğu partinin otobüsünün üstünde yapılıyor bu konuşmalar da…

Esenyurt’ta Ahmet Özer’in hakkını aramak için “Kürdistan” sloganları atan grup sokaklara iniyor.

Batman’da sokakları yakıp yıkanlar Kürdistan’dan bahsediyor yetmiyor görevden alınan belediye başkanı da konuşma yaparken Kürdistan deyip duruyor.

Uzun lafın kısası, CHP konuyu hak, hukuk ve adalet sarmalına sarmaya çalışırken, konunun ana muhatapları tavrını açık bir şekilde çiziyor.

Konunun ana muhatapları içselleştirdikleri problemin ana kaynağını ayrılıkçı fikirler olduğunu inkar etmezken CHP bunu inkar ediyor.

Misak-ı Milli’den bir karış taviz verilmeyeceğini ant için Atatürk’ün kurduğu partinin otobüsün üstünde Misak-ı Milli’yi tehdit eden ne kadar söylem, ifade ve unsur varsa konuşulmasına izin veriliyor. 

CHP ne ara bu kadar değişti?