Sanayi devriminden sonra dünya önceki pratiklerinden baştan sona sıyrılmıştı. 
Sistemli bir kapitalizm üretime herkesi dahil etmeyi başarmıştı. 
"Kahvaltı günün en önemli öğünüdür" sloganı, tıbbi bir öğütten ziyade aslında bir mısır gevreği firmasının sloganıydı. 
Bu yeni devrim insanların emeğini sömürüyordu, düşük ücretler zor çalışma şartları isyanlara sebep olsa da bu isyanlardan karlı çıkan yine kapitalizmdi.
Kapitalist beyinlerin zekasının sonucu olarak sermaye gün geçtikçe bir tekelin etrafında toparlanıyor olsa da bu durum gelecek yıllar için yeni bir sosyolojik orta sınıfı inşa ediyordu.
Yıllar içinde gelişen teknoloji kapitalizmin de düzenini yerle bir etti.
Entelektüel kapitalizm süreci 2000'li yıllar ile başladı. 
Artık, bilişsel kapitalizm geleneksel kapitalizmi bütünüyle yok etmeye başlamıştı.
Geleneksel kapitalist faaliyeti yürüten firmalar kendilerini bu bilişsel kapitalizme entegre etmeye başlasalar da artık pastanın en büyük payı yalnızca birkaç firmanın etrafında toplanıyordu.
Hiçbir mağazası olmayan, üretim yeri bulunmayan Amazon gibi dev firmalar, hiçbir şey üretmeden, üretenlerden daha fazla para kazanabildiği gibi üreticileri de kendisine muhtaç kıldı.
Yapay zeka ve yazılım alanında atılan adımlar, klasik kapitalistlerin ihtiyaç duyduğu insan gücünü devre dışı bırakmaya başladı.
Dünyada işsizlik gittikçe artıyor, işsizlik dünyada artarken insanların ceplerinden de daha fazla para çıkması sağlanıyor.
İklim Anlaşması, yeşil gibi safsata küresel politikalar insanların daha fazla vergi ödemesine sebep oluyor.
Karbon ayak izi gibi uygulamaların hayata geçirilmesi planlanıyor.
Karbon ayak izi ne demek?
Şu demek;
İklime zararlı olan ve zarar veren süreçleri hayatınızda ne kadar kullanıyorsanız ekstra o kadar vergi ödeyeceksiniz demek.
Dünya şu an buna hazırlanıyor.
Çok et tüketen birisi, az et tüketen birisine göre daha fazla vergi ödeyecek.
Çok fazla seyahat, yolculuk, uçak kullananlar, bunları az yapanlara göre daha fazla vergi ödeyecek. 
İklim anlaşması gibi süreçler tarım üretiminden insanların sosyal pratiklerine baştan sona müdahale etmeye hazırlanırken ve bunun gibi onlarca politik süreç dünyada işletilmeye çalışılırken dünyada işsizlik artıyor.
İşte ABD'de Trump'a oy veren insanlar gittikçe kendilerini işsiz bırakan yeni kapitalizme karşı olduğu için Trump'a yöneldiler.
LGBT, İklim Anlaşması, Yeşil Gündem gibi süreçler, bu yeni kapitalizmin birer ürünü ve Trump bunların bütününe baştan sona karşı.
Kısacası dünyadaki sermaye savaşı şu an geleneksel ve bilişsel kapitalizm arasında gerçekleşiyor.
Ve insanlar, yıllar içinde elde ettikleri haklarla biraz olsun daha az sömürüldükleri geleneksel kapitalizmi, yeni kapitalizme tercih ediyor.