Geçenlerde Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Kanal 26'da program yaparken, "AKP büyük bir hesap hatası yaptı, Ekrem İmamoğlu'nu tutuklayarak CHP'ye olan desteğin en yükseğe çıkmasını sağladı. Bakın Yozgat gibi Cumhur İttifakı'nın yüzde 80 oy aldığı bir ilde bile nasıl büyük bir eylem düzenledik. İmamoğlu ilk seçimde Cumhurbaşkanı olacak, bu kesin" dedi...

İyi, güzel...

Program sırasında düşündüm de madem öyle Ekrem İmamoğlu'nun aday olmasına bile gerek yok, insanlar Ekrem İmamoğlu aday olamasa da yerine aday olacak herhangi birisine 'sandıkları kırarcasına' oy verecekler demek ki. Haydi yine iyisiniz, CHP yırttı o zaman!..

Peki gerçekten gerçekler bu mu?

Pek değil sanırım...

Evet, Cumhuriyet Halk Partisi şu anda tarihinde ikinci kez büyük bir teveccüh görüyor. İlki, 1977 yılında, rahmetli Bülent Ecevit genel başkanken aldığı yüzde 41 oydu. Dağa taşa "Karaoğlan" yazılır, "Su kullananın, toprak işleyenin" sloganıyla Doğu'da var olan feodal sisteme başkaldırılırmış...

Bugünkü DEM partinin aldığı oylarla birlikte yüzde 41 oy toplanmış. Mesela Ahmet Türk, Diyarbakır'dan CHP listesine girerek ikinci kez milletvekili seçilmişti...

CHP, o günlerde tek başına iktidar olamasa da aslında yüzde 35 civarında bir oy almıştı...

Bugünlerde de öyle işte...

Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti ve Zafer Partisi'ndeki seçmenlerin toplanmasıyla oylarını yüzde 35'e yaklaştırdı, bazı araştırma şirketlerine göre yüzde 35'i buldu bile...

AK Parti ile kafa kafaya bir yarış mevcut...

Ancak tabii siyasi partilerin alacağı oy kadar ve belki de daha fazlasıyla artık cumhurbaşkanı adaylarının da alacağı oy önemli. Şunu söyleyeyim, son üç seçimde olduğu gibi orada kafa kafaya bir yarış olacak gibi duruyor. Tabii Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden aday olursa...

***

Ben alana indiğimde CHP'ye yönelik bir teveccüh olduğunu görüyorum samimiyetle. Beri yandan bu artışın hiçbir kaydı şartta Cumhur İttifakı'ndan olmadığını da biliyorum...

Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali ve ardından tutuklanmasıyla başlayan süreç CHP'nin oylarını artırdı, evet, ancak (eski) Millet İttifakı'nın oylarında bir değişikliğe neden olmadı. İki tarafın 52-48'lik bölünmüşlüğü kanımca aynen devam ediyor. Tabii ki müneccim değilim ve bu kadar yakın bölünmüşlüğü net olarak tespit etmem imkansız, ancak yarışın yine kıran kırana geçeceğini tahmin etmem de imkânsız değil...

Yani Ahmet Ataç haklı...

CHP oylarını artırdı ve artırmaya devam ediyor...

Yani Ahmet Ataç ve kendisi gibi düşünenler haksız, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı gümbür gümbür, yüzde 65 oyla falan gelmiyor...

Seçimin en iyimser tahminle Kasım 2026'da yapılacağını söylersek o tarihe kadar ekonomide yaşanacak muhtemel olumlu gelişmeler bu tabloya mutlak etki edecektir, ancak şunu söyleyeyim, Başkan Erdoğan'a oy veren kitlede; dış politikada yaşanan lehimize gelişmeler ve Türkiye Cumhuriyetinin askeri gücündeki olumlu artış, iç politikadaki handikapların unutulmasına ya da ihmal edilmesine neden oluyor...

Rahmetli Süleyman Demirel'in söylediği gibi Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayanların yüzde 65'indeki "Böyük Türkiye" hayali ve aşkı, insanların "Türkiye, 10 yıl sonra neden süper güç olmasın" diye konuşmasına neden oluyor. Hâl böyleyken de seçim sathı mahalline girmeden kesin ifadelerle yorum yapmak imkânsızlaşıyor...

Ben, Ekrem İmamoğlu'nun siyasi gerekçelerle tutuklandığını, seçimde adaylığından korkulduğu için tutuklandığını düşünmüyorum. Eğer öyleyse de bunun Cumhur İttifakı'na faydadan çok zarar getireceğini de düşünüyorum. Ancak seçim havasına girildiğinde Ekrem İmamoğlu hakkındaki iddialar vücut bulunca, CHP'deki toparlanmanın eskiye dönmeyeceğini, sandıktan AK Parti ve CHP olarak "iki büyük partinin" çıkacağını düşünüyorum...

Yani CHP yıllar süren yüzde 25 barajını aştı ve fakat Cumhurbaşkanı çıkarabilmesi için biraz daha vakte ihtiyacı var sanki!