Değerli milletim! Kolay yetişmiyor, ormanlar. Onları yangından, talandan koruyalım. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimize, toplumsal değer yargılarımıza sahip çıkalım. Onlar istikbalimiz, istiklalimiz, istikrarımız, itibarımız. Ülkemiz onlarla zengin veya fakir... Toplumsal huzur ve güvenimiz onlara bağlı. Ülkemiz tarım ve hayvancılık ülkesi. Vatanımızın her karesi tahıl ambarı, hayvancılık otlağı olduğunu unutmayalım. Servetin bereketini, toplumsal huzuru ve ahlaki değerleri bozan kötü hâllerden uzak duralım.

Şükür, bir harman mevsimine daha eriştik. Bir zamanlar harman Türk köylüsünün her şeyi idi. Hâlâ da öyle… Hasat zahmetsiz, ürün bol olsun. Yeni harmanlara sıkıntısız, kazasız, belasızulaşmak için barış, huzur ve kardeşlik duygularını zenginleştirelim. Ekonomisinin hayat damarı tarım ve hayvancılık. Yeter ki yetiştirmesini, pazarlamasını bilelim. Teknolojik gelişimle tarım ve hayvancılığa önem vermeye mecburuz. Şükür kelimesi kapsamlı bir kavram... 

Rab, adaletince kullarına vermiyor ya da veriyor. Bedava, avantasız, rüşvetsiz, iltimassız, torpilsiz, adam kayırmadan el, ayak, akıl, kulak, dil, göz gibi nimetler layığınca veriyor. Tükenmek bilmeyen hazinesinden birbirinin benzeri gibi görünen fakat herkese farklı vasıflıazalar veriyor. Kim, zorla ondan alabilir? İyilik ya da kötülükte denemek için Allah, insana veriyor veya vermiyor. İnsan, Allah’ın kendine verdiği uzuvla nasıl kötülük yapar? Özünü, sözünü, gözünü kötüye kullanan insanın üzerine belâlar, fırtınalar gibi yağar. Kovcu, gıybetçi, küfürbaz, müfteri ağzı bozuk insandır. Küfürbaz, Türk dil kurumu sözlüğünde “ağzı bozuk” insan olarak vasıflandırılmış. 

Toplumun değer yargılarını sosyolojik, psikolojik, kültürel, dinsel ve hukuki bağlamda değerlendirmek gerek. İnsan, lütuf olarak verilen dille nasıl gıybet yapar? İnsanları birbirine düşman etmek için laf taşır? Başkasını aşağılamak maksatlı küfrü diline nasıl pelesenk eder? Bu tipler, bu tür davranışla etrafa fitne saçan insanlardır.  Bu tür kötü sözleri ağzına yakıştıranın kazancından bereket, bedeninden sağlık, gönlünden huzur, aklından güven, evladından vefa kalkar.

Dil sağa sola uzamaya görsün. Uzadıkça bela yağar.  Dil uzaması dengesiz, sevimsiz, seviyesiz konuşmaktır. Dengesiz konuşmak gıybet, iftira, kov ve küfürbazlık denilen seviyesiz konuşmalardır. Bu tür konuşmalar görgüsüz, şımarık, şarlatan, kültürsüz ve cahileyakışan konuşmalardır. Bazılarının dilleri “yılandili” gibi zehir saçar. Gıybetçi, müfteri, laf taşıyan ve küfürbaz toplumun kirli dilli insanlarıdır. Ne hazin ki, insani ve vicdani değerler çürüdükçe ahlaki, mali ve ailevi değerler kokuşuyor. Kokuştukça ortada ne iffet, ne de izzet kalıyor. Toplumsal, ailevi ve bireysel hakkaniyet bozuluyor. 

Değerler bozuldukça mağrur kendisini hak sahibi addediyor. Mazlumlar mağdur oluyor. Adalet sadece adalet saraylarına özgü mefhum değildir. Toplumsal, ailevi ve bireysel ilişkilerin her aşamasında “ADALETE” ihtiyaç olduğu unutulmasın. Toplumsal aklın, vicdanın, insafın kanserli urları olan gıybet, kov, iftira ve küfürden insanlık ne çekti, nelerçekiyor… Küfür, gıybet, kov ve küfür bir başkasının şeref, iffet ve izzetine saygısızlıktır, saldırıdır. Küfür tacizdir, tahkirdir, tahriktir.  Taciz, tahrik ve tahkir kanun nezdinde suçtur. Küfürbaz kullandığı kem sözle kendisine sövüp sayılmasından hoşnut olacak kişi midir?  Hiç kimsenin itibarı, şerefi, iffeti, izzeti bir başkasından daha aşağı değildir.  

Küfürlü sözlere gülüp geçenlere aldanmayın. Dile çeki düzen vermeli ki, Allah’ın verdiği dil nimetine layık olmalı. Yaradan dile konuşma yeteneği verdiği gibi o yeteneği almayı da bilir.Akıllı insanlar ihtiyatlı, tedbirli, temkinli, tevekküllü, teşekkürlü insanlardır. Akılsız insanlar boş teneke gibi tangırdar durur. Akıllı insan, belayı önceden öngörür. Akılsız ise başa geldikten sonra belanın ne olduğunu anlar. 

İnsanlar, birbirine çamur atsınlar diye mi, yağmur yağıyor? Dil insana kötü söz için mi,veriliyor? Kötü söz dinlemek için mi, kulak veriliyor? Akıllı, işin sonunu önceden görür ve günaha dalmaktan kurtulur. Her şeyin sonu önceden belli değildir. O nedenle akıllı ihtiyatlı davranır. Toplumsal ya da kişisel felaketler gıybet, kov, küfür, iftira ve hasetlik gibi ruhsal hastalıklardan başa gelir.  Ne yazık ki toplumda gıybet, kov, küfür ve iftira gibi hastalıklar salgın hale dönüşmüş. Bir toplum gıybeti, kovu, küfrü ve iftirayı nasıl hoş görüyle karşılayabilir? İnsanlar hoş karşılasa bile Allah karşılamaz. Allah, bu kötü hasletleri hoş karşılayacak olsaydı haram kılmazdı.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

​​​​

Yunus Emre GÜLLÜ-29 TEMMUZ 2023 / Milli irade