Batı medeniyetinin felsefesi Yunan aklı, Roma nizamı ve Hristiyanlık üzeredir. Medeniyet felsefesi sömürüye dayalı olunca mazlumun mağrurdan çekeceği kaçınılmaz olur. Roma, çarmıha gerildiği sanılan Hz. İsa’nın doğumundan yaklaşık 65 yıl sonra yanmış ya da yakılmış. Bir Temmuz gecesi Roma yakılmış... Alevlerin hararetinden mermer heykeller füze gibi patlamış. Roma’da yaklaşık bir haftanın her günü bir yerler yanmış, yakılmış. Beklenmedik bir afet değil organize bir tezgâhın ürünü olarak Roma kundaklanmış. Roma’yı kimin, niye kundakladığı tarihi kaynaklara bakıldığında daha doğru anlaşılıyor.
Zaman zaman tarihi kaynaklara bakmayı yeğlerim. Yakın tarihte N. F. Kısakürek’in “Tarih Boyu Büyük Mazlumlar” adlı kitabına bir kere daha göz attığımda Neron ve Roma hakkında bilgilerim tazelendi. Eserde kimlerin, kimleri ne için katlettiği belli. O yangında Roma’nın her yerinden meşaleler gibi alevler yükselmiş. Büyük Sirk mahallesinden başlayan yangın mağaza, dükkân ve konutları sarmış. Bulutlara değercesine yükselip, yükselip inen alevlerin çıngıları, gökyüzündeki yıldızlara doğru sıçrarcasına biriyle yarışır hâl almış. Ertesi sabah, Romalı gözlerini açtığında yangını olanca vahametiyle görmüş.
Yeryüzünden gökyüzüne yükselen boğum boğum dumanlar… Ağlaşan, bağrışan insanlar ve hayvanlar… Patlama sesleri arasında duyulan çığlıklar… Hiç kimsede ölenlere, yananlara, yaralılara bakacak hal kalmamış. Bu acının hesabını kimler, kimlerden sorabilirdi ki? Roma’da bir hafta süren yangın söndüğünde Roma’nın görüntüsü dünyanın sonu gelmiş, dedirtmiş. Yanık kokusu Yunan’dan ta Asya’ya, Afrika’ya yayılmış. Yunan’dan, Asya’dan, Afrika’dan devşirme sanat eserleri küle dönmüş. Servetler kaybolmuş. Yangın Roma’nın maddiyatı yanında manevi çöküşünü de hazırlamış. Roma’dan geride kala kala koskoca bir enkaz yığını kalmış!
Dilden dile dolaşan, kulaktan kulağa ulaşan bilgilere göre Roma’yı Neron yakmış. Neron: “Bu yangını çıkardığı gerekçesiyle bir sorumlu aramalı.” demiş. Sorumlunun bulunmasını da hemen istemiş! Roma hükümdarı mağrur Neron: “Kim olacak! Roma’yı yaksa yaksa ne-i düğü belirsiz, ne istediği sebepsiz, ne yapacağı belli olmayan İseviler yaktı. Onlar, Romalı kafasına uymazlar. Romalıyı sevmezler! Onun için Roma’yı yaktılar yaygarası yangının bir başka eşi olarak ortalığı sarmış.
Roma zindanları kadın, erkek, çoluk çocuk İsevilerle doldurulmuş. Sorguda İsevilere: “Roma’yı niçin, niye yaktın?” Her biri şaşkın vaziyette: “Haberim yok…” dese de, kendilerine “Cezanız işkence ile ölüm.” denilmiş. Roma’da İsevi avına çıkılmış. İsevi kim varsa yakalanmış. Neron Sirki’nde, her gün yüzlerce insan çarmıha gerilmiş. Boyunları kılıçla vurulmuş. Tarihi kaynaklara göre kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden çırılçıplak soyulmuş. Geyik postu giydirilip sarayın korusuna bırakılan İseviler üzerlerine kurt köpekleri salınmış.
Roma’nın bir başka yerinde çırılçıplak soyulmuş, kolları, bacakları bağlı İseviler aslanların önüne atılmış. Onlara vicdanların dayanamayacağı kâbuslar yaşatılmış. Yollara dizilen İseviler tepelerinden ateşlenerek yakılmış. Yangın söndürmenin kutlamaları için düzenlenen zafer gecesinde at arabası üzerinde Neron halkı selâmlamış. Şölende İseviler yakılıp küllerinin savrulması emri verilmiş. Zalim, kazandığına değil kaybettiklerine bakmalı. Olayların olmuşlarından olacakların dersini çıkarmalı. Duyarsız toplumlar tarihi zulümlerin her birinde doğrular ekseninden saptırılmış. Kim niye muzırlık yapar?
Her şeyin unutulacağını sananlar, bir gün bedel öderler. Kötülüğün hesabından korkmamak cesaret değil gaflettir. Yakıp yıkmak, vurup kırmak, atıp tutmak kime ne kazandırır? Neron’un Roma’yı yakması insanlıksa batsın o insanlık! Böyle bir insanlık canilikten başka ne olabilir? İnsanlık, insanın geleceğe güvenle bakmasını sağlamaktır. İnsanlık toplumun güven, huzur ve uyumu içerisinde yaşatmaya çalışmaktır. Kim, neyin hükümdarı olursa olsun hükümdarlar hükümdarının fermanını unutmasın!
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!