Bildiğiniz üzere ülkece enflasyonist bir dönemden geçiyoruz. Özellikle Kovid-19 salgını zamanında yaşanan kapanmalar, ticaretin durması gibi nedenler ile başlayan ekonomik durağanlıklar ve sonrasında hayata geçirilen doğru veya yanlış uygulamalar ile vatandaş olarak maddi anlamda zorluklar yaşamaktayız. Enflasyon ülkemizin bugünkü sorunu değildir. Kendimizi bildik bileli ülkemizde enflasyon mevcut ancak özellikle geçmişte yaşadığımız ekonomik krizlerin haricinde enflasyon oranlarının bu denli arttığı bir dönem olmamıştı. Yüksek enflasyon paranın satın alma gücünü düşürmüş ve bu şekilde vatandaşın alım gücünü oldukça zayıflatmıştır.
Hukukumuzda vatandaşın herhangi bir alacağını tahsil etmek amacıyla açtığı davalarda enflasyon karşısında paranın satın alma gücünün düşmesinden zarara uğramasının önüne geçilmesi adına yasal faiz uygulaması bulunmaktadır. Yani bir alacağınızı tahsil etmek amacıyla mahkemelere başvurduğunuzda alacak miktarına yıllık yasal faiz uygulanmaktadır. Bu şekilde alacağınızın mahkeme yargılaması aşamasında değer kaybetmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Yasal faiz oranı ise yıllık %9 oranında uygulanmıştır. Yüksek enflasyon karşısında mevcut alacağa yıllık yalnızca %9 oranında yasal kanuni faiz uygulanması vatandaşın birçok açıdan maddi zararına neden olmuştur. Nitekim bir alacağını tahsil etmek amacıyla dava açan vatandaşın, alacağını elde edene kadar geçen süre ne yazık ki yılları bulmaktadır. Uzun süren ilk derece mahkemesi yargılama aşamaları, dosyanın istinaf edilerek üst mahkemeye gönderilmesi, mahkeme ilamının kesinleşmesinden sonra icra aşamasına geçilmesi derken oldukça uzun bir süre geçmektedir. Bu süre içerisinde dava konusu alacağa yıllık %9 gibi düşük bir oranda yasal faiz uygulanması, alacağın talep edildiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen sürede paranın satın alma gücündeki kaybı tam olarak karşılayamamaktadır. Vatandaşın buradaki maddi zararının engellenmesi amacıyla yasal faiz oranına iyileştirme yapılması gerekmekte idi. Nitekim bu oranda değişikliğe gidilerek 21 Mayıs 2024 tarihli ve 32552 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 8485 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 1. Maddesinde düzenlenen yasal faiz oranının 01/06/2024 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık %24 olarak uygulanmasına karar verilmiştir.
Yapılan bu değişiklik ile birlikte alacağı için yasal yollara başvuran kişinin alacak miktarına artık yıllık %9 değil, yıllık %24 oranında kanuni faiz uygulanacak. Tabi ki bu değişiklik 01/06/2024 tarihinden sonra talep edilen miktarlar için geçerli. Burada bu tarihten daha önce alacağı için dava açmış ancak halen daha yargılama aşaması devam eden kişilerin alacağına uygulanacak faiz oranının ne kadar olacağı sorusu sorulabilir. Bu sorunun cevabı ise akıllara ilk gelen şekliyle çözüme kavuşturulmuştur. Örnek vermek gerekirse; 01/01/2024 tarihinde alacağı için dava açmış bir kişinin tüm yargılama aşamalarından sonra 01/01/2025 tarihinde alacağının tamamını tahsil ettiği varsayımı üzerinden gidecek olursak, kişinin alacağına 01/01/2024 ile 31/05/2024 tarihleri arasında yıllık %9, 01/06/2024 ile 01/01/2025 tarihleri arasında ise yıllık %24 oranında yasal faiz uygulanacaktır. Bu şekilde vatandaşın alacağının, satın alma gücündeki azalma nedeniyle maddi zararlarının en aza indirilmesi amaçlanmaktadır.
Kanuni faiz oranının yükseltilmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte, oldukça geç kalınmış bir düzenleme olduğunu düşünmekteyim. Ülkemizdeki enflasyonist dönemin neredeyse 3 yıldır yaşandığı göz önünde bulundurulduğunda, yasal faiz oranının artırılmasının Haziran 2024 yılına kadar bekletilmesi birçok vatandaşı maddi anlamda zarara uğratmıştır. Yasal düzenleme yapılmasında geç kalındığı ortada lakin belki de zararın neresinden dönersen kardır demek lazım.