Kazanılmış hak yani hukuk tabiriyle müktesep hak bugünlerde gündemi çok meşgul eden bir terim. Nitekim ulusal siyasette İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül veren insanların tek savunması kazanılmış hakkın geri alınamayacağı yönünde oldu.

Peki nedir bu kazanılmış hak?

Cumhuriyet Halk Partisi ve gönüldaşlarının kazanılmış hak itirazları yerinde mi?

Gelin bunları beraber inceleyelim.

Öncelikle genel bir tanım yapmak gerekirse kazanılmış hak, yürürlükteki kanunlara, yönetmeliklere, tüzüklere yani kısacası tüm hukuki mevzuata uygun bir düzenleme ile bir kişiye verilmiş bir hakkın veya statünün, daha sonradan yürürlüğe giren başkaca kanun ve kurallar ile ortadan kaldırılamaması ve bu hakka sahip olanların haklarının korunması anlamına gelmektedir. Kazanılmış hak, yürürlükte bulunan hukuk kurallarına göre şahıslar lehine oluşan haklar ya da hukuki durumlar ve statülerdir. Bu haklar kazanıldıktan sonra herhangi bir kanun ya da idari işlemle ortadan kaldırılamaz. Hukuk düzeni hakları ve menfaatleri koruduğu gibi kazanılmış hakları da korumaktadır. Daha iyi anlaşılabilmesi adına bir örnek üzerinden izah etmek gerekirse, ülkemizde en son 2018 yılında getirilen İmar Affı, 2023 büyük Hatay depreminden alınan dersler sonrasında, 2024 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından tamamen iptal edilerek kaldırıldı. Bu bilgiler ışığında bir kişi sahip olduğu evi için 2018 yılındaki mevcut hukuki düzenlemeye dayanarak imar affından yararlanmış ise, daha sonraları 2024 yılında imar affının kaldırılması yönünde bir düzenleme getirildiğinde, o kişinin 2018 yılındaki hukuki mevzuata uygun bir şekilde elde ettiği imar affı hakkı korunacaktır. O kişiye “artık hukuki düzenleme bu şekilde değil senin imar affın da geçerliliğini yitirdi” denilemez. İşte kazanılmış hak burada devreye girer ve bu kişinin o dönemki yasal mevzuata göre elde ettiği hakkı korunur. Bu duruma da kısaca kazanılmış hakkın korunması denmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül veren ve/veya Ekrem İmamoğlu’nu destekleyen vatandaşlarımız da işte bu durumu ileri sürerek, İmamoğlu’nun diplomayı almakla kazanılmış hakka kavuştuğunu ve elde edilen diplomanın 30 sene sonra iptal edilemeyeceğini, bunun kazanılmış hakkın ihlali olduğunu ileri sürmektedir.

Şimdi gelelim bu durumun kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağı konusuna…

Kazanılmış hakkın söz konusu olabilmesi için korunmaya değer ve meşru bir durumun olması gerekir. Çünkü hukuken korunması gereken bir hakkın, hukuka uygun olarak kazanılması şarttır. Kazanılmış haktan bahsedebilmek için belli şartların varlığının bir arada olması olmazsa olmazdır. Ancak bunlardan en vazgeçilmez şart şudur;

Kazanılmış hak, ancak hukuka uygun durumlardan doğar.

Peki bu ne demek? Yani yazımızın başındaki tanımda da söylediğimiz üzere kazanılmış hak ancak ve ancak yürürlükteki kanunlara, yönetmeliklere, tüzüklere yani kısacası tüm hukuki mevzuata uygun bir şekilde elde edilen haklarda kendini göstermektedir. Bu anlamda hukuka uygunluk kazanılmış hakkın en önemli unsurlarındandır. Kazanılmış hakkın doğabilmesi için, öncelikle hakkın doğumu tarihinde yürürlükte olan mevzuatın hakkın doğumuna imkan vermesi gerekir. Bunun ters anlamından da hukuka uygun olmayan bir yol ile elde edilen hakların kazanılmış hak statüsüne girmeyeceği ve hukuki düzende korunmayacağı kolaylıkla anlaşılacaktır. Yine usulsüz bir şekilde elde edilen haklar idare tarafından her zaman ve herhangi bir süre şartına bağlı kalmaksızın geri alınabilir.

Aslında Ekrem İmamoğlu’na ait diplomanın iptal edilmesi de tamamen bu sebeple gerçekleştirilmiş durumda. Yani diplomanın elde ediliş biçimi usulsüz ve hukuk dışı bir şekilde gerçekleştiği için aslında hiçbir zaman kazanılmış hak doğmadı. Bu anlamda ilgili diplomanın iptali herhangi bir süre şartına bağlı kalmaksızın idare tarafından iptal edilebilmektedir.