08 Mart 2025 Bugün, Ramazan-ı Şerif’in 8’inci günü. Ramazan’ın vecibelerinde insan için pek çok yarar söz konusu. Bu yararları saymaya insani güç yeter mi? Toplumsal yaşama oruç ayı Ramazan’ın feyz ve bereketi çok yönlü yansımış. Ramazan ayının özelliklerinden biri de toplumsal birlikteliğin, kaynaşmanın, dayanışmanın, barışın sağlanmasına yönelik. Bakara suresi 185 ve 186’daki ayetlerin mealinden özele Allah’ın “Doğruyu yanlıştan, hak ile batılı birbirinden ayıran insanlığa apaçık delilleriyle bir hidayet rehberi Kur’an’ın indirildiği aydır, Ramazan… Allah zorluk dilemez… Kullarım, beni sorarlar ise ben onlara yakınım. Bana dua edenin duasına karşılık veririm. ” buyruğuna kulak veren insan neyin yanlış, neyin doğru olduğunu sormaz mı, kendisine?
Allah’ın buyrukları tüm insanlığa şamildir. İnsan için yerler, gökler, denizler, ay, güneş Allah’ın kudret ve rahmetine birer delildir. İnsanlık tarihi bir yanda zulüm diğer yanda hikmetlerle doludur. Zulüm insan eseri, hikmet ise Allah vergisidir. İnsanların bazıları zulüm yanlısı bazıları da hikmet ehlidir. Zulme misal, Allah’a şirk koşmak gibi… Şirk, Allah’ın Rab’lık hakkını başkasına vermeye kalkışmaktır. Bir hakkı, hak sahibinden alıp hakkı olmayana vermektir. Mazlumu mağdur eden yalan ve iftirada büyük zulümdür.
Hiç kimsenin başkasına vahşet yaşatmaya hakkı yoktur. Ahzap suresi ayet 69’dan 71’e mealen Allah: “Ey iman edenler! Siz, Musa’ya eziyet edenler gibi olmayın… Allah’a karşı gelmekten sakınıp doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzeltsin…” buyurmuş. Firavun ve aveneleri Allah’a şirk koştular. Canlar yaktılar. Musa’yı yalanladılar. Masum insanların haklarını gasp ettiler. Hikmet ise sebepleri bilerek amaca ulaşmak için işi bilgiye, bilgiyi işe uyarlamaktır. Hikmet, hakikati bilerek amaca ulaşmak gayretidir. Bazı kaynaklara göre Lokman suresi 6 ve 7’inci ayetlerinin müşrik Nadr b. Hâris’in Muhammet size Ad ve Semud kavimlerinden bahsediyor deyip Acem masalları anlatarak insanları Kur’an’dan uzak tutmak çabası üzerine nazil olmuş. Bu sure adını 12 ve 13’üncü ayetlerde anılan Hz. Lokman’dan almıştır.
Lokman suresi 6 ile 34’üncü ayetlerin mealinden özetle Allah: “İnsanların bazısı bilgisizce Allah’ın yolundan saptırmak için asılsız ve faydasız sözleri sarf ederler… Allah gökleri direksiz yaratan, yerkürenin dengesi için dağları oturtan, canlıları yayan, gökten yağmur indirip yeryüzünü bitkilerle yararlı ve güzel yapandır… Bilinsin ki, Allah zengindir, övülmeye layıktır… Biz, Lokman’a hikmet verdik. Lokman, oğluna: “Yavrum! Allah’a ortak koşma. Yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında kayanın içinde, göklerde veya yerin dibinde de olsa Allah ondan haberdardır. Namazını kıl, iyiliği emret, kötülükten men et.
İnsanları küçümseme, böbürlenerek yürüme. Allah kibirliyi, övüneni sevmez.” dedi. ...Kıyametin ne zaman kopacağı yalnız Allah’ın bilgisindedir… Hiç kimse yarın ne kazanacağını, nerede öleceğini bilemez.” buyurdu. İnsanın kötülükten arınmadıkça beladan kurtulması zor… İyilikle behemehâl olmadıkça güven ve huzur bunalımında bocalaması kaçınılmaz. Lokman Hekim misali her baba oğluna öğüt vermekten, yön vermekten geri durmamalı. İyiliği kötülükten, doğruyu yanlıştan ayırmakta baba oğluna, anne kızına örnek olmalı. Ne yazık ki günümüz toplumunda evlat üzerinde atadan ziyade sosyal çevre daha baskın.
Lokman Hekim’in, Hz. Eyüp’ün kız kardeşinin oğlu olduğu bazı rivayetler arasında. Lokman Hekim, Davut Peygamber’den ilim öğrenmiş, sağlık ve sanatta bilgi sahibi olmuş, yargıçlık yapmış bilge kişi… Hz. Lokman’ın Peygamberliği Kur’an’da bildirilmemiş. Kur’an’da her ne kadar ondan söz edilmişse de peygamberler silsilesinde adı geçmemiş. Kur’an’da peygamberliği bildirilmeyen birine peygamberlik izafe etmek doğru olmaz. Her ne olursa olsun Kur’an’a inanmış insanın işi dürüst, sözü doğru olmak zorundadır. Hiçbir Müslüman’ın bilgiçlik taslayarak Kur’an’ın aksine bilgi üretmek hakkı yoktur. Bu tutum haddi aşmaktır.
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!