Bilindiği üzere hukuk sistemimizde toplum karşısında daha zayıf kabul edilen bir kesimin daha güçlü kabul edilen kesime karşı korunabilmesi bakımından birtakım hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemeler bazen kanunlar ile bazense Yargı kararları ile kendisini göstermektedir. Bu bağlamda boşanma davalarında koca karşısındaki kadın lehine, iş davalarında işveren karşısındaki işçi lehine veya tüketici davalarında satıcı ya da sağlayıcı karşısındaki tüketici lehine birçok düzenlemenin yapıldığı görülmektedir.
Anayasamızın 10. Maddesinde yer alan “ Eşitlik “ ilkesine aykırı düşmediği ölçüde toplum nezdinde zayıf kabul edilen kesimleri koruyucu bu düzenlemelere ihtiyaç olduğu konusunda kuşku yok. Bu düzenlemelerin en önemlilerinden biri de 08.03.2012 tarihinde kabul edilen 6284 Sayılı “ Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun “ olarak karşımıza çıkıyor. Bahse konu Kanunun, özellikle kadınlara ve çocuklara karşı şiddetin önlenmesini amaçlayan birçok düzenlemeyi içerisinde barındırmakla ülkemizin kesinlikle ihtiyaç duyduğu bir Kanun olduğunu söyleyebiliriz. Ne var ki bu Kanun’un kötüye kullanımının da çok fazla mağduriyet yarattığı bir gerçek.
6284 Sayılı Kanun kapsamında şiddet uygulayanlar aleyhine olacak şekilde Aile Mahkemesi hakimleri tarafından 5. Maddede sayılan çok sayıda önleyici tedbir kararına hükmedilebileceği gibi yine aynı Kanun’un 12. Maddesi kapsamında hakim kararı ile bu tedbirlerin teknik araç ve yöntemlerle takibine de karar verilebiliyor. Daha basite indirgeyerek ifade edersek hakim tarafından şiddet uygulayan bir kişi aleyhine uzaklaştırma kararı verilebileceği gibi bazı durumlarda şiddet uygulayanların mağdurlara yaklaşmaması açısından elektronik kelepçe ile takibi söz konusu olabiliyor.
6284 Sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırmaya yönelik kararların verilmesinde yine aynı Kanun gereği herhangi bir delil aranmıyor. Dolayısıyla bir kadın veya çocuk herhangi birinden şiddet gördüğünü ifade ederek bu kişinin kendisinden uzaklaştırılmasını istediği anda kendisinden herhangi bir kanıt sunması beklenmeksizin bu yönde bir uzaklaştırma kararı ve hatta şiddet uygulayana elektronik kelepçe takılması şeklinde kararlar verilebiliyor. Toplum nezdinde sosyal hayatta zayıf kabul edilen kadın ve çocuklar açısından bu düzenleme ilk bakışta çok önemli bir düzenleme. Zira bir kadın ya da çocuğun kendisine şiddet uygulayan bir koca, baba ya da 3. Bir şahsın bu şiddetini şiddet esnasında ispatlayabilmesi pratikte mümkün olmadığından bu mağdurların korunmasız kalmaması açısından delil aranmaması yönündeki uygulama ülkemiz açısından kesinlikle kabul edilebilir bir uygulama.
Ne var ki toplumumuz öyle bir noktaya gelmiş durumda ki, Kanun bu düzenlemeyi gerçekten mağdur olan kadın ve çocuklar lehine getirmiş ise de, toplumda bu Kanun hükümlerini kötüye kullanan insanlarımız da maalesef oldukça yaygın. Özellikle sırf kocasından ya da 3. bir kişiden başka bir konunun intikamını almak amacıyla hakkında uzaklaştırma kararı çıkartan ve hatta kendisine elektronik kelepçe taktırarak hayatını zorlaştıran sözde mağdurlar ile de toplumda karşılaşıyoruz. Bu durum karşısında hayatında hiç şiddet uygulamamış bir kimse dahi haksız bir mağduriyet yaşayabiliyor. Bu şahsın verilen kararlara yaptığı itirazlar da çoğunlukla kabul görmüyor ve tedbir süresi kötü niyetli başvuran tarafından uzatıldıkça da aleyhine tedbire hükmedilen taraf açısından mağduriyet gün geçtikte artmaya devam ediyor.
Elbette ki bu durum 6284 Sayılı Kanun’un ülkemiz açısından gerekli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Özellikle kadına karşı şiddetin çok yaygın olduğu ülkemizde bu Kanun’un hayat kurtardığı gerçeği de yadsınamayacaktır. Lakin tedbir yoluna başvuran kötü niyetli şahısların bu kötü niyetinin korunmaması adına da ilgili Kanun’da bir düzenleme yapılarak hiçbir delil bulunmaksızın tedbir kararı vermek yerine en azından emare dediğimiz bir belirti kadar delil sunabilen kimseler açısından tedbir kararının çıkarılabilir olacak hale getirilmesi, hem tedbir başvurusunda bulunan kötü niyetli şahısların önüne geçecek hem de şiddet uygulayan şahısların daha hukuki biçimde tedbire maruz kalmalarını sağlayacaktır.
Lakin ilgili Kanun’da bu yönde herhangi bir değişiklik henüz öngörülmemiş olduğundan okuyucularımıza şunu söylemek isterim ki; düzenlememiz halen bu şekilde iken siz siz olun toplumda zayıf kabul edilen bir kimseyi üzecek herhangi bir davranışta bulunmayın…
KADINA KARŞI ŞİDDET
Volkan Öztürk
Yorumlar