Eskişehir’de bugün güneş şefkatiyle, dün 23 Kasım 2024 günü yağan karın etkisiyle oluşan soğuk havayı kırmanın gayretinde. Güneşin sıcak bakışıyla eriyen kar sularının rahmete, berekete ve şifaya dönüşmesini ummak, arzulamak bir dua değil mi? İsra suresi ayet 11’de, Allah: “İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua eder. İnsan acelecidir.” buyurmuş. Keşke insani ilişkilerde yağan rahmet yağışları gibi şefkat, merhamet, bereket, sevgi, saygı, hoş görü zenginliği olabilse…  İnsanlık vicdanını sevgiyle, saygıyla donatmadıkça toplumsal sıkıntılardan kurtulması ne mümkün? 

İnsanlık tavrını güven, huzur, vefa gibi hasletlere dönüştürdüğünde yer, gök bile insana gıpta eder. İnsanın en önemli işlevi kötülükte değil iyilikte örnek olabilmek. İsra suresi ayet 20’de, Allah: “…Rabbinin lütfu hiç kimseye yasaklı değildir.” buyurmuş iken insan hangi vicdan, hangi insafla bir başkasına zulmeder? Hangi akılla, merhametle mazlumu haklarından mahrum bırakır. Mazluma, mağdura merhamet etmeyenin başkasından merhamet, şefkat, bereket beklemek ne denli hakkıdır? Eskişehir’de dün, öğleden sonra yağan yağmur bir süre sonra kar yağışına dönüştü. Kar yağışı havanın kararmasına kadar sürdü. 
Birkaç gündür aralıklı yağan yağmurla halkın yüzünü güldü. Kurak geçen yaz ve güz günleri Eskişehir havalisi halkını bir hayli üzdü. Kuraklıktan tarımda ekim, dikim, söküm işleri aksadı. İnsanın insana acı çektirmesi üzücü değil mi? İnsan öncelikle vicdanını, insafını sorgulamalı. Mağdura, mazluma olan sevgisini, saygısını irdelemeli. Hep başkalarını suçlamak yerine birazda kusuru kendisinde aramalı değil mi? İnsanlık dilini yalandan, gönlünü su-i zandan, fikrini kinden, elini haramdan korumadıkça güvene, huzura kavuşması ne mümkün? Yalan söz hakikate, gerçeğe atılan iftiradır. Yalan, doğruyu bozmaktır. Batıla destektir. Hak adına adaleti saptırmaktır. Yalanın şerri söyleyene de, dinleyene de dokunur.
Yalan söz pek çok mazlumu hakkından mağdur edebilir. Müslümanın diline yalan bulaştırması haramdır. Allah, Nahl suresi ayet 105 ve 116’ıncı ayet meallerinde mealen: “Yalanı, ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydurur… Dillerinizi yalana alıştırmanızdan dolayı “Şu helaldir.” ya da “Şu haramdır.” demeyin. Şüphe yok ki, Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.” buyurmakta iken yalancı neyine, kimine güvenir de yalan söylemek cüretini gösterir? İsra suresi ayet 36’da Allah: “Hakkında kesin bilgin olmayan şeyin peşine düşme. Kulak, göz, kalp gibi uzuvların her biri bundan mesuldür.” buyurmuş.
Ney bile söyle demedikçe ses vermez. Ağzı var, dili yoktur. Sözü var, yalanı yoktur. Zannedersin sadece bir kamış. Onun zülfü yâri perdelerdir. Perdelere izanla, irfanla dokundukça sözü dilsiz söyler. Onda yalan, riya, hile yoktur. Neyin sözünde sokak dedikodusu, kov, gıybet gibi melanetlik söz olmaz. Kulağa gelen her söz hususunda Allah, Hucurat suresi ayet 6’da: “Bir fasık size bir haber getirdiğinde bilmeyerek o haberin arkasına düşmeyin. Haberin doğruluğunu araştırın yoksa bir topluluğa zararınızdan dolayı pişman olursunuz.” buyurmuş. Sokak dedikoduları pek çok kişinin başına belâ olmuştur, belâ.
Allah, Hud suresi 46’ıncı ayette de: “Ey Nuh! … Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.” buyurmuş. İnsan kendisinin ve başkalarının haklarını zarardan korumak için öğrenir. İlim, bilim insanca yaşamın olmazsa olmazıdır. Bir gıda, bir nebze de derman olurken belirli bir dozdan sonrası zehir olabilmekte. Bir insan için helâl olan bir nimet bazen de haram durumuna dönüşmekte. Misalen bir başkasının hakkını hakkıyla elde etmek helâl iken haksız şekilde elde etmekle haram olur. İslam, ilim dinidir. Müslümanın özelliği ilmiyle amil olmaktır.
İlimler yerinde kullanılırsa zehirler ilaç, kötü kullanılırsa da ilaçlar zehir olur. Fatır suresi ayet 28’de Allah: “Allah’ın kulları içerisinde O’ndan en çok korkanlar âlimlerdir.” durum böyle iken İslam’ın emri olan hangi ibadet ilimsiz ifa edilebilir. Müslüman ilmiyle amil, abit, adil olmadıkça takva sahibi olabilir mi? Müslümanın ilmiyle amil, ilmiyle abit, ilmiyle adil olduktan sonra ölümden gayri aşamayacağı engel olmaz!
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!