Yeni yılda Türkiye ekonomisini neler bekliyor? Bu yıl analizlere göre iki önemli etken var. Enflasyonun gidişatı ve Suriye’deki gelişmeler. Enflasyon konusu baya can sıkıcı. Ekopolitik riskler de cabası.
Herkesin hemfikir olduğu 2025 yılında dünya ekonomisindebir kusursuz fırtınanın yaşanacağı. Trump etkisi, Avrupa ekonomisinin daralması, Rusya-Ukrayna savaşı, Çin’in bir türlü kendine gelemeyen ekonomik koşulları, bunları geçen hafta yazmıştım. Bu hafta ise bu sorunlara DEAŞ’ın ABD’deki saldırısı eklendi. Trump’ın otelinin önünde patlayan araç, Karadağ’da restorana ateş açılması, yine ABD’de gece kulübüne yapılan saldırı… DEAŞ’ın yeni bir ayak sesi gibi geliyor bana. Bu elbette huzur ve barış arayan komşumuz Suriye’yi olumsuz etkileyecektir. Bu saldırıları bahane edip ABD’nin “bakın DEAŞ tehlikesi hala devam ediyor, onlarla mücadele eden PKK/YPG silah bırakamaz” demesini çok yakında duyarız. Zira Trump başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak. Son saldırılara bakarak, burada yapacağı konuşmada DEAŞ’ın tehlikesine değinmesini, “düşmanı sınırlarımız dışında mutlaka durdurmalıyız” demesini bekliyorum. Elbette Türkiye’nin de buna göre planları olacaktır. Suriye’nin yeni yönetiminin, “topraklarımızda gayrimeşru silahlı bir güce izin vermeyeceğiz” demesi ve kesin kararlı olması Suriye topraklarında belirleyici unsur olacak. Devlet Bahçeli’nin “silahları ya gömersiniz, ya da gömülürsünüz” sözü çok mühim bir mesaj. Türkiye’nin de, Suriye’nin de istediği PKK/YPG adında bir örgütün kalıcı olarak ortadan kalkması. Burada barışçıl bir çözüm gelecek, ya da silahlar patlayacak. Barışçıl bir çözümün ekonomiye katkısı büyük olur. Hatırlayın Esad kaçtığında, borsamız olumlu tepki vermişti. Tam tersi olursa, yani bir çatışma ortamında ABD’nin vereceği tepki çok önemli. Gidişattan şimdilik memnun ki çok fazla açıklama gelmiyor. İran ve Rusya’nın Suriye topraklarından çıkıp gitmesi elbette ABD’nin işine geliyor. Üstüne üstlük İsrail’in Suriye’de bazı alanları işgali de bir başka sonuç. Burada diplomasinin etkili olup çözüm sürecinin silahsız devam etmesini temenni ediyoruz. Çözüm süreci demişken, “Terörsüz Türkiye” söylemiyle, içeride de önemli bir yol kat edilirse, ekopolitik anlamda büyük bazı problemler çözülürse piyasalar bunu coşkuyla karşılar.
Gelelim enflasyon unsuruna. Burada gidişat, Orta Vadeli Program’a uygun devam ediyor. Ocak ve şubat ayında enflasyon bir miktar beklentinin üstünde gelebilir. 2025’in ilerleyen aylarında birinci çeyrek bitip, ikinci çeyrek başlarken, enflasyonun beklentilere uygun devam ettiğini görebiliriz. TCMB’nin 2025 yıl sonu tahmini %25 gibi görünüyor. Şunu yazmadan geçemem, ücretliler için 2025 yılı zor bir yıl olacak. Asgari ücrete yapılan %30 zam, işçi emeklisinin alacağı %16-17 ve memur emeklisinin alacağı %12-13 oranında alacağı zam yeterli olmayacak. Tabi en düşük emekli maaşıyla ilgili bir çalışmanın olduğu söyleniyor, bana göre mutlaka bir çalışma yapılmalı ve en düşük emekli aylığı gereken seviyeye çıkarılmalı. Enflasyonun düşürülmesinin yanı sıra, özellikle sabit gelirli vatandaşın alım gücünün yukarı seviyelere çıkarılması da şart.
TCMB’nin son 250 baz puanlık faiz hamlesi, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bursa’da yaptığı konuşmada, "Faizi kesinlikle indireceğiz, 2025 bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin.” demesi, Merkez Bankası’nın faiz indirimine devam edeceğini gösteriyor. Burada sadece yol haritasının netleşmesi gerekiyor. Tahminler ilk yarıyılda faiz indirimlerine hızlıca devam edilmesi ve sonra bu periyodun yavaşlaması yönünde. Burada dövize dikkatli bakmak lazım. Mevduat faizleri henüz bir düşüş sürecine girmedi ama çözülme başlarsa buradan serbest kalan paranın dövize yönelme ihtimali yüksek. TCMB’nin açıkladığı 2025 yılı yol haritasında KKM olarak bildiğimiz Kur Korumalı Mevduat sisteminin de sonlandırılacağı ortaya kondu. Bu da dikkat çeken bir başka konu. Zira buradan çıkan paralar, yeniden dövize yönelebilir. İstikrar ortamı korundukça borsa ve emtiaya da girişler olacaktır. Son tahlilde 2025 yılı Türkiye ekonomisi açısından çok önemli ve belirleyici bir yıl olacak.
2025 yılında Türkiye
Feridun Gökkaya
Yorumlar