Kışa ramak kala yaprak dökümüne tanık oluyoruz. Yaprak dökümü bana ilkokul yılarımı hatırlatır.  İlkokulda okuduğum yılların güz günleri okul çıkışları arkadaşlarla ağaçların dökülen yapraklarından toplamak için bahçelere giderdik. Topladığımız rengârenk yaprakları kitaplarımız arasında koleksiyon yapar, kimin yaprak koleksiyonu dahazengin diye yarışırdık. Kuruyan yapraklar evde ufalanıp ortalığa döküldüğünde analarımız evi kirletiyorsunuz diye tepki verirlerdi. Bu durum işin bir başka boyutu... Yaprakların bir o ağaçtan, bir beriki ağaçtan dökülmesi bir o haneden, birşu haneden insan ölümleri misali değil mi?Ağaçların yaprak dökümü kıyameti, ölümü andırıyor.

İlkbahar yeni bir doğum vaktini, mahşeri dirilişi anımsatıyor.  İlkyazda ağaç dallarında patlayan filizler değişik ailelerde çocuk doğumlarınıntemsili gibi…Karasal iklimin hüküm sürdüğü coğrafyada kış şartları çetin geçiyor. Ama insan, tedbirini aldığındakoşullar kolaylaşır.Birkaç gün önce evimin balkonunda kahvaltı yapıyordum. Esen rüzgârla salınan ağaçları, ağaçlardan kopup giden yaprakları gördüm. Az geçmeden yağan yağmurla ıslanıp toprakta pörsüyen yaprakların naçiz hâllerine şahit oldum. Ağaçlar sararan yapraklarıyla ölüm korkusundanyüzlerisararmış gibi sessiz, boynu bükük duruyorlardı. O mahzun duruşlar çok şey anlatıyor,anlayana.

Ağaç ne kadar büyürse büyüsün, ne kadar dallanıp budaklanırsa budaklansın gökyüzüne erişmesi ya da dünyayı kucaklamasıkabil değil. Onlarda kibirden, riyadan, hileden, fitneden, sahtelikten emare yok. Tevazulu, vakarlı duruşlarıpek çok ders veriyor insana...Gördüm ki, ağaçlargörevlerini onurlayerine getirmenin gayretindeler. Ama birbirine düşmanlık, hasetlik, kalleşlik, riya ve yalakalık yapmadan…  Ağaçlar dökülen yaprağına hem üzülüyor, hem deseviniyor gibi duruş sergiliyorlar. Bu duruş çokdersleranlatıyor, anlayana. Dökülen her yaprakta kendini sorumlu hisseden ağaçların hâlindenyenibahara daha diri girmenin hazırlığında oldukları belli… Kendilerine hayat verecek suyu sahiplenmesi insanın, insan onuruna yakışır benliğe sahip çıkması için ibret değil de ne?

Geniş yapraklı ağaçlarınilkbaharda topraktan aldıkları suyu sonbaharda toprağa geri boşaltmaları yaprak dökümüne sebep…Yapraksız ağaç bedeninde su oldukça kışın don tehlikesiyle karşı karşıyadır.Daldan taze patlayan filizler, filizlerden açılıp büyüyen yapraklar, yaprakların bürüdüğü ağaçlar daha hangi dersi okutsun insanlığa?İnsanlık mı, birbirinin hakkını yemekle meşgul… Birbirini öldürmek için cebelleşiyor. Büyük güçler sanayilerini, ekonomilerini, teknolojilerini, sistemlerini, ilkelerini, ideallerini öldürmek üzerine kurmanın derdine düşmüş. Yaşatmak yerine öldürmek anlayışında. Bu akıldan insanlığa ne hayır gelir?

İnsanlığın tepesinden bomba, füze, mermi yağdıran veya hile ile tuzaklar kurup halkları aldatan akıllardan kime ne yarar gelir? Bu akıllar sağlığına kavuşmadıkça insanlık huzur bulmaz. Müslüman hesapsız, ölçüsüz, insafsız, ilgisiz, bilgisiz, tasasız olamaz. Kur’an’ın “Sebe” suresinde Allah, Sebe halkının durumunu Davut ve Süleyman Peygamberin kıssaları ile insanlığa açıklamış. Sebe halkı mimari gibi pek çok alandaileri gitmiş ama acımasız bir millet olarak nam salmış.

Dünyaya hükmeden Sebeliler akıbette hüsran olmuşlar. Davut ve Süleyman Peygamberin şahsında bilim ve teknik gibi etkinliklerle savaşlara karşı koymaya, korunmaya yönelik bazı bilimsel gelişmeleri işaret etmişAllah: “Dürüst çalışın. İyisini yapın. Demiri yumuşatın, bakırı eritin, rüzgâr gibi enerjilerden faydalanın,metalden yararlanın, yaşamak ve yaşatmak için zırh gibi koruyucular imal edin” ikazını yapmış.

Tüm zamanların etkin gücü iletişim teknolojisinin önemine münhasır kuşların, dağların Davut Peygamberin emrine verilişi, rüzgâr ve cinlerin Süleyman Peygamberin güdümüne bağlanması insanlık için ders değil de nedir?İnsana düşen görev şu hayat âleminde dürüst davranmak…

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

Yunus Emre GÜLLÜ-18 KASIM 2023 / Milli irade