Kentsel sürdürülebilirlik ve çevre bilincinin arttırılması amacıyla çeşitli eğitimlerin, atölyelerin ve film gösterimlerinin yapıldığı festivalde, Onur Külahlıoğlu ve Ali Osman Taşlı’nın yönettiği iki kısa film, “Gündedün” ve “Derin” ilgi çekti.
31 Ekim'de Eskişehir’de Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda düzenlenen “Sürdürülebilirlik Festivali,” Tepebaşı Belediyesi ve Treptow-Köpenick Belediyesi iş birliğiyle kentsel sürdürülebilirlik konusunu Eskişehir halkıyla buluşturdu. Kentsel sürdürülebilirlik ve çevre bilincinin arttırılması amacıyla çeşitli eğitimlerin, atölyelerin ve film gösterimlerinin yapıldığı festivalde, Onur Külahlıoğlu ve Ali Osman Taşlı’nın yönettiği iki kısa film, “Gündedün” ve “Derin” ilgi çekti. Film gösterimi sonrasında yönetmenler, sinemayla nasıl bir farkındalık yaratmaya çalıştıklarını ve sürdürülebilir sinema kavramının onlar için anlamını paylaştılar.
Sürdürülebilir Tema
Onur Külahlıoğlu, sürdürülebilir sinemada yalnızca içeriğin değil, aynı zamanda film yapım sürecinin de çevreye duyarlı bir yaklaşımı gerektirdiğini vurguluyor. Sinema, toplumsal meseleleri görünür kılmak adına önemli bir araç. Sürdürülebilir bir film, setteki suyun dikkatli kullanılmasına kadar her aşamada çevreye saygılı bir proje olmalı.
“Amacımız sürdürülebilirlik hakkında bilgi sahibi olmayan kişilere de ışık tutmak ve insanların hayatına dokunabilmek,” diyor yönetmenler.
Zorluklarla Başa Çıkmak
Film yapım sürecinde karşılaşılan zorluklardan biri de bütçe. Bütçe başlığı altında da oyuncu, film ekibi ve çekim için gerekli alan yer alıyor. Külahlıoğlu, “Gündedün” filminde kurak alanların bulunmasının onları zorladığını, ancak böylesi bir atmosferin filme katkısının büyük olduğunu belirtiyor.
İkilinin film yolculuklarının başından beri ekip ruhuyla ilerlediğini ifade eden Külahlıoğlu, “Üniversite yıllarından itibaren ekipleşmenin ne kadar önemli olduğunu gördük,” diyor.
Taşlı ve Külahlıoğlu, birbirlerinin filmlerinin görüntü yönetmeni olduklarını da belirtiyorlar.
“Kurduğumuz düşleri hayata geçiriyoruz”
Ali Osman Taşlı, yönetmen Ahmet Uluçay’ı anarak düşlerini gerçekleştirmeyi, bozkırda deniz kabuğu bulmaya benzetiyor ve ekliyor: “O deniz kabuğunu iyi dostlarınızla buluyorsunuz.”
Sürdürülebilirlik Bilinci
“Su krizi gibi problemleri her gün görüyoruz, bu problemlerin çözümlerini kimi zaman düşünüyoruz ancak sonrasında harekete geçmiyoruz. Ertesi gün susuz da kalmıyoruz ve bu sıkıntı geçiştiriliyor, bir şey yaşadıktan sonra kısa sürede kaygılarımızı unutuyoruz,” diyor Külahlıoğlu.
“Gündedün” ve “Derin” gibi filmlerle bu unutkanlığımıza ve umursamazlığımıza ayna tutmayı amaçlıyorlar.
Taşlı, Louise Glück’ün "Dünyaya bir kez çocukken bakarız. gerisi hatıradır" sözünü paylaşıyor bizimle.
‘Derin’ filminde kız çocuğu cesaret gösterip üzerine düşeni yapıyor, dünyayı değiştirmeye çalışıyor. Burada önemli olan değiştirmesi değil denemesi aslında. Herkes denemiş olsaydı, su kıtlığı problemi belki de olmazdı.
Sıradanlığın İçindeki Derinlik
“Gündedün” filmindeki yaşlı kadının, sahip olduğu az miktardaki suyu yanından ayrılan kişiye düşünmeden dökmesi, insanların su gibi kıymetli bir kaynağı farkında olmadan nasıl hoyratça tüketebildiğini gösteriyor.
Yaşlı kadın susuzluğun farkında olmadığı için ona yardımcı olan adama kendi suyundan veriyor. Bunu fırsat bilen adamın da kadının suyundan bol bol içtiğini görüyoruz. Adam bu sudan içmeyi meşru bir hak olarak görüyor.
Onur, “Çatışmanın yoğun olduğu zamanlarda insanlar da acımasızlaşıyor. Kolektif olarak unutuyoruz ve bunların sorumluluklarını çekmiyoruz. Toplumsal bilinci daha canlı tutmalı ve adalet duygularımızı daha iyi bir yere getirmeliyiz,” diyerek bu gibi filmlerin toplumsal farkındalığı arttırmadaki önemine dikkat çekiyor.
Amatör Bir Ruh
Ana akım sinemanın toplumsal meseleler ile çoğu zaman ilgilenmediğine değinen yönetmenler, “Biz, maddi kaygı gütmediğimiz için bu filmi yapabildik. Amatörlük kavramı da bizim için bu noktada önemli. Amatörlük, para beklentisi olmadan bir işi aşkla yapmak demek. Biz de amatör bir ruh ile yapıyoruz bu işi. Ancak ana akım daha çok satmak için işler üretiyor,” diyorlar.
Farkındalık Yaratan Bir Sinema Yolculuğu
Ali Osman Taşlı, insanlıkla ilgili çeşitli sosyolojik temalara da değinmek istediğini vurguluyor ve ekliyor: “Bir şey yazarken bununla ilgilenecek, gözleri parlayacak birini arıyorum. İşi yapmaya değer bulmak, fikirlerini önemsediğimiz kişilerde ışık görmek istiyoruz. Buradaki pek çok insanda parıltılar gördük, tepki verdiler, güldüler, üzüldüler, burada olmaktan çok mutluyuz.”
Yönetmenler cümlelerini sonlandırırken, festivalde emeği geçen ve orada bulunan herkese teşekkürlerini sundular. Sürdürülebilir bir dünya ve daha bilinçli bir toplum için farkındalık yaratmaya devam edeceklerini söylediler.