Aslında başlığı belki de savunma değil saldırı mekanizmaları diye atmak gerekirdi…

Önce savunma mekanizması nedir bir tarifini yapalım…

“Savunma mekanizmaları insanların kendilerini korkudan ve kaygıdan korumak için geliştirdikleri bilinç dışı tepkilerdir…

Savunma mekanizması insan egosunu çatışmadan korumak için ortaya çıkar…

Bu şekilde anksiyete durumunun ortaya çıkmasını da engeller…

Geliştirilen bu strateji ile tehdit altında görülen benliklerin korunması amaçlanır…

Savunma mekanizmaları benlik duygusunu güçlendirecek etkide olabilir…

Fakat bazı durumlarda savunma mekanizmaları benlik duygusunun önüne geçerek işlevini önler ve bu durumda patolojik etki gösterir.”

Siyaset arenasında ana muhalefet gibi başat bir konumda bulunup da…

Vizyoner olamayan, siyaset üretemeyen, proje geliştiremeyen CHP ve CHP’liler elbette bundan eziklik ve kaygı duyarlar…

Ama bu durumdan kurtulmak için hem kurumsal hem de bireysel olarak bazı bilinçaltı çalışan savunma mekanizmaları devreye girer…

En çok kullandıkları “yansıtma mekanizması”dır…

Bunu da bir tanımlayalım öncelikle…

Yansıtma; kişinin kendi kabul edilemez duygularını, düşüncelerini veya eğilimlerini başkalarına atfetmesi ve bu sürecin patolojik bir düzeye ulaşmasıdır…

Kişinin kendi içsel çatışmalarını ve duygusal zorluklarını dış dünyaya yansıtması bireyin psikolojik sağlığını olumsuz etkiler…

Yansıtma, normal koşullarda bir savunma mekanizması olarak işlev görse de aşırı kullanılması psikolojik bir hastalık belirtisi olarak değerlendirilebilir…

Özellikle narsistik kişilik bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu gibi bazı kişilik bozukluklarında sıkça rastlanan bir özelliktir…

Bu tür kişilik bozukluklarına sahip birey, kendisinde bulunan olumsuz nitelikleri başkalarına atfetme eğilimindedir…

Kişinin kendi hatalarını, eksikliklerini veya kusurlarını kabul etmekte zorlanması aşırı bir şekilde yansıtma kullanmasına neden olur…

Psikolojide yansıtma belirtileri; kişinin sürekli olarak başkalarını kendi negatif duyguları veya düşünceleri için suçlaması, başkalarında kendi içsel çatışmalarını görmesi ve bu yansıtmaları gerçeklik olarak kabul etmesi şeklinde gözlenebilir…

Bu tanımdan yola çıkınca CHP’nin bunu ne kadar sık ve yoğun kullandığı hemen ortaya çıkıveriyor değil mi?…

Karşısındakileri; faşistlik ile tek adamlık ile nepotizm ile yolsuzluk ile liyakatsizlik ile sürekli yüksek sesle ve yoğunluk ile suçlayan CHP ‘ye biraz daha dikkatli bakınca aslında bu tavrın net bir yansıtma mekanizması olduğunu görmemek neredeyse imkansız…

İkinci çok kullandıkları mekanizma ise “bahane bulma” mekanizması…

Bunu da bir tanımlayalım…

Bahane bulma savunma mekanizması ise…

Rasyonalizasyon veya mantığa bürüme olarak da bilinen bahane bulma savunma mekanizması kişinin kendini haklı çıkarma çabasıdır…

Birey kabul etmesi zor, başaramadığı bir eylemi çeşitli mazeretler bularak kendi davranışlarını haklı göstermeye çalışır…

Kabul edilemez durumları görünüşte mantıklı sayılabilecek nedenlerle bir temele oturtan birey, mantığa bürüme savunma mekanizması ile benlik algısını korumaya çalışır…

Örneğin; kırmızı ışıkta geçmeyi diğer sürücülerin de geçmesi ya da yolun boş olması gibi nedenlerle açıklamak bahane bulma durumudur…

CHP’yi düşününce bu da ne kadar tanıdık geliverdi değil mi?..

Bir başka mekanizma da 

“Gerileme “savunma mekanizması…

Bireyin olgun ihtiyaçları karşılanmazsa kişi daha eski gelişim dönemlerine dönme ihtiyacı duyar…

Daha önceki gelişim durumuna dönem birey o dönemdeki davranışlarını ve duygularını tekrarlayabilir…

Gerileme savunma mekanizmasında amaç stresli zamanlarda bireyin kendini güvende hissetmesini sağlamaktır…

Yani bugünün demokratik ortamına ve siyaset şartlarına uyum sağlayamayan CHP’nin tek parti yıllarına, ya da hiç olmazsa vesayet dönemlerine geri dönme  arzusuna ne kadar uyumlu değil mi?..

Daha pek çok bulgu ve belirti ve hatta kullandıkları mekanizma var…

En sona da şunu söyleyeyim…

Eğer bir halt işlemişlerse üstünü örtmek için ve aşırı yetersizlik duyguları oluşunca bastırmak için hemen “ Atatürkçülük” üzerinden yaygara koparmaya başlarlar…

AZ DA SAĞLIK…

İlginç bir araştırma sonucu:

“10 yıl boyunca 12,8 milyon kişinin takip edildiği çalışmada total kolesterol belirli bir seviyeden (< 200 mg) ne kadar düşükse, tüm sebeplere bağlı ölüm oranının o kadar yüksek olduğu tespit edildi.”…

Endüstriyel bilimi sorgulamak şart…

ESKİLERDEN…

Dini bayramlar birer tatil fırsatı değil, insani ilişkilerin, akrabalık, komşuluk bağlarının geliştirildiği değerli zamanlardı…