Kim bilir hangi gereklilikleri yerine getirmeyerek daha az masraf edip daha çok kazanmak için insanları canından ettiniz…
Kim bilir hangi illegal ve prosedüre uymayan anlaşmaları yapıp bebeklerin, çocukların alevler içinde yanışını izlediniz, izlettiniz…
Kim bilir kaç kere ‘ye kürküm ye!’ sofralarında kahkahalarla gücünüzden bahsedip böbürlendiniz…
Siz sadece takım elbiseli ve cebi sizden daha dolu görünenlerden mi korkarsınız? Vicdanınız, hiç mi derinden de olsa seslenmez size?
‘Ben bunun hesabını nasıl öderim?’ , ‘Bununla nasıl yaşarım?’ demez misiniz?
Yahu, siz geceleri uyuyamamaktan hiç mi korkmazsınız?
Ama ben sizi anladım, ben sizi tanıdım. Siz o’sunuz…
İnanışıma göre; herkesin cehennemi kendine özelmiş. Tam da bu sebeple siz, cehennemde günahları değil parası yanacak olanlarsınız.
Beni kahrımdan öldürecek gibi perişan eden başka bir olay da Bolu Kartalkaya Grand Kartal Otel’de insanların çıkan yangından kurtulmak için çarşafları birbirine bağlayarak kendine kurtuluş düğümü atmaları oldu. Bir alt metin yazdım zihnimde kendimce.
Normalde birilerine hayallerinizden bahsettiğinizde size inanmıyor, küçük görüyor ya da cesaretinizi kırmak istiyorsa hemen şöyle söyler:
‘Sen çok mu film izliyorsun? Böyle şeyler ancak filmlerde olur’
Efendiler! Kulaklarınızı açın da iyi dinleyin… Gerçekleşmeme ihtimali olan hayaller olmamalıydı. İnsanlar, tıpkı bir aksiyon filminin en can alıcı sahnesinde yaşanan senaryodaki gibi çarşafları bağlayıp camlardan aşağı atlamamalıydı!
‘Bebeğimi atıyorum, tutun!’ dememeliydi hiçbir anne hiçbir baba.
Artık korkma vakti sizindir.
Çünkü bu dünyada her şeyin bedeli bir ihtimalde ödenir. Her hata bir gün telafi edilebilir.
Fakat kundak içinde yaktığınız hiçbir hayalin vebalini kaldıramayacaksınız.
Yansın içiniz!
Siz cehennemde günahları değil parası yanacak olanlarsınız!
Aybüke İnce
Yorumlar