Yirmi yılı aşkın AKP iktidarı dönemindeki “olağanüstü” kimi uygulamaları da dahil hiç böylesine bir seçim dönemi hatırlamıyorum. Üstelik hayli uzun bir dönem. Neredeyse 1,5 yılı geçen bir süreç. Her gün seçime yönelik konuşmalar ve uygulamalar;
-Halkı bezdirdi, yordu galiba!..
Bir yandan da “değişim” isteyen kitlelerin umudu. Son dönemeç sayılan 5-6 aylık süreçte yaşanan olaylar. Onların en önemlisi de 6 Şubat deprem felaketi. Dönemin olağanüstülüğünü daha da bir pekiştirdi.
-Bencileyin yazar, yorumcu geçinen kimi çevreleri de!
Sonuçta şunun şurasında 40 gün kadar kaldı sandık başına gitmeye
-Umuyoruz ki doğum sancısız olur, doğan “umut bebeğin” kırkını da çıkarır, gelecek güzel günlerde sağlıklı büyümesi adına!..
Başlıkta da vurguladığım gibi partiler, başvuran aday adayları arasından seçime girecek listelerini oluşturup, 9 Nisan’a kadar YSK’ya verecekler. Listelere girmek, özellikle de “seçilebilir” sırada yer almak adına aday başvurusu yapanlar son çabalarını gösteriyor.
-Hepsine çok şans diliyorum!..
Zengin adaylar, zengin partiler!..
İYİ Parti aday adaylığını geçtiğimiz günlerde açıklayan Nebi Hatipoğlu, katıldığı bir televizyon programında, yarışacağı aday adayı sayısını açıkladı; tam 26 kişi… Bunlar parti içinden “temayül yoklamasına” katılacaklar. Seçmene sunulacak Eskişehir listesi de parti üst kademelerince belirlenecek. Bu sayıya şaşırmadım değil.
-Anlaşılan bu seçimin şartları da bunu gerektiriyor!..
Öyle ya, her birinin bir beklentisi olmasa, bu kadar başvuru olmazdı sanki!.. Diğer partilerde de durum farklı değil. Örneğin şu an itibariyle “birinci parti” konumunda gözüken CHP’deki sayıda 20’nin bir hayli üzerinde. Keza AKP’de de durum farklı değil.
Başvuru için ödenecek para da düşünüldüğünde, (ki irice partilerde bu miktar 30 bin lira civarında) anlaşılıyor ki;
-Siyasi partiler kampanyaya hayli zenginleşmiş olarak başlayacaklar!..
Diğer yandan görece “küçük” partiler de listelerini tamamlayabilmek için üyelerine “aday ol” ricasına gerek duymayacaklar. Özellikle de büyüklerin ortak listeleriyle seçime girecek partiler…
Gündüz müdür, gece midir!..
Bir önceki yazımın başlığı “Eskişehir’e dokunmayın!” şeklindeydi. Bundan amacım, genel merkezlerin;
-İhraç ürünlerini bizim ile göndermemesi!..
Yaşadığım, bildiğim Eskişehir seçmeni bundan pek hoşlanmaz. Yıllar önce, hani ön seçim yapıldığı dönemlerde CHP Eskişehir’e “kontenjan aday” olarak merhum Gündüz Ökçün’ü göndermişti. Üstelik Ökçün, Eskişehir kökenli ve başarılı bir bürokrattı. Nitekim merhum Ecevit kendisini Dışişleri Bakanı olarak değerlendirmişti seçim sonrasında.
Olaya ilişkin bir de anı;
Zamanın otoriter, neredeyse “tek seçici” konumunda olan , merkez ilçe başkanı Sami Yaylalı , seçim çalışması için kente (parti binasına) gelen Ökçün’ü karşılamamış, yanındaki partililere “Gündüz müdür, gece midir biri gelmiş, meşgul olun” deyivermiştir!.
Yine yakın geçmişte AKP, Eskişehir ilişkisine bakmaksızın “kontenjan kullanmış” ve seçtirmişlerdi. Ama yerel siyasetçileri de küstürmüşlerdi!. Örnek;
-Kemal Unakıtan, Nabi Avcı ve diğer bazıları gibi!..
Bu tercihler belki bizdeki siyasetin doğasında var olan gerçeklerdir. Ne var ki seçmen, bundan pek hoşlanmaz. Konuya ilişkin bir başka gerçek de geçen dönem 7 olan milletvekili sayısı, bu seçimde 6’ya düşmüştür. Sözün özü şudur;
-Siyasi partiler Eskişehir’in yerel siyasetine dokunmazlarsa karlı çıkarlar.
Hayırlısı bakalım, 9 Nisan’da göreceğiz!..