En büyük etki DEM Parti’de oldu…
Etnik milliyetçilik ve radikal sol(!) olarak kendisini siyasi yelpazede konumlandırmıştı…
En güvendikleri nokta ise Suriye’deki kaos ve belirsizlik ortamı idi…
ABD, İsrail ve diğer batılı şeriklerinin desteği ile orada konuşlanan silahlı terör gruplarına güveniyor ve yine Suriye topraklarında neredeyse kesin gördükleri bir uydurma devlet kurma hayaline yaslanıyorlardı…
Ancak Baas ve diktatörü hezimete uğrayıp düzenleri yıkıldı…
Suriye’de halk iktidara geliyor ve en büyük destekçisi Türkiye…
En büyük ortak vurgu da Suriye’nin toprak bütünlüğü…
Ve buna itirazını yüksek sesle dile getirebilen İran’dan başka ülke yok…
İran ise aslında Suriye için değil kendi rejiminin ayakta kalabilmesi için feryat ediyor…
Çünkü Suriye ‘de gelişen durum ve konjonktür İran’daki rejimin varlığını tehdit eder halde…
Yani Dem Parti yeniden konumlanmak ve bir yol haritası belirlemek zorunda…
Sayın Devlet Bahçeli ise bu süreci bilgeliği ile yönlendiriyor…
İyi Parti ve Zafer Partisi ise ideolojik bir konumlanma yapamadıkları için sığınmacı düşmanlığı dışında bir vizyon ve politika oluşturmamışlardı…
Varlık sebepleri yok oldu ve şaşkınlık içindeler…
CHP’nin ise son yerel seçimlerde sayısal olmasa da oransal olarak yakaladığı yükseliş saman alevine benzedi…
Parti içi güç ve iktidar savaşlarının şiddeti yeniden 25 bandına çekiverdi CHP’yi…
CHP bu süreçte nefes alabilmek adına 2028 seçimlerini öne aldırıp Erdoğan ‘a ve kendilerine bir beş yol daha konfor kazandırmanın peşinde olacak diye düşündürüyor…
Ak Parti ise büyük kongresinde tepedeki beklenen büyük değişime göre yol alacak…
Çünkü taban Ak Parti ‘ye verdiği ihtarın sonucunu hala alamadığını düşünüyor…
Erdoğan tabanın gönlünü kişisel olarak aldı ancak taban Ak Parti için beklemede…
Erdoğan’ın hatırı çok büyük ama Ak Parti’nin tekrar gönüllerdeki eski yerine dönüşü için göstermelik değil somut bir değişime ihtiyacı var görünüyor…
Bu sürecin açık ara kazananı Erdoğan ve Bahçeli…
Diğer iç siyasi aktörler ise yeni konjonktürde henüz pozisyonlarını bile belirleyememiş haldeler…
Hakan Fidan ve İbrahim Kalın ise Türk siyasetinde bu süreçte yükselen iki isim…
AZ DA SAĞLIK…
Kanada'da yaklaşık 500.000 huzurevi sakini üzerinde yapılan araştırma, davranışsal sorunları ve psikozu tedavi etmek için kullanılan antipsikotiklerin aslında daha kötü davranışlarla bağlantılı olabileceğini ortaya çıkardı…
Çalışma, antipsikotik ilaç yazılanların neredeyse dörtte üçünün artan ajitasyon ve sinirlilik yaşadığını gösteriyor….
Esas sebepler ortadan kalkmadığı süreçte sonuçların kimyasal bir takım ürünler ile kalkmayacağının açık bir göstergesi…
Sokak hayvanlarının barınakta kalmasına itiraz eden zihniyet huzurevi adı altındaki yaşlı barınakları(!) konusunda niye tek kelam etmez?…
ESKİLERDEN…
Büyük aileler ve sıkı ilişkiler vardı…
Yaşlılar tecrübe ve olgunlukları ile herkesin baş tacı ve yol göstericileri idi…