Kadın cinayetlerinin gün geçtikçe arttığı ülkemizde insanlar birbirlerine ne oluyoruz diye sormaya başladı.
Gerçekten ne oluyoruz?
Niye bu hallere geldik.
Daha önceleri kadın cinayetleri işleniyordu, ancak son zamanlarda çifter çifter kadın cinayetlerine şahit olmaya başladık.
Öldüren erkeklere bakıyoruz, gencecik insanlar.
Neden öldürüyorlar?
Eylül ayında 34 kadın cinayeti, 20 şüpheli ölüm vakası meydana gelmiş.
Her gün bir kadın cinayetini geçtik, sayı 1’in de üzerine çıktı.

***
Narin’e canımız yanmıştı, derken Sıla bebeğin ölümü ciğerlerimizi yaktı.
Cinsel istismar ve şiddete uğradığı belirtilen 2 yaşındaki Sıla Y., 1 aydır tedavi gördüğü Tekirdağ Şehir Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde 1 aydır yaşam mücadelesi veren bebek, ilaçlara tepki vermediği için durumu giderek kritikleşmişti. Ailesi, hastane önünde umutla beklerken, Sıla Y.'nin hayatını kaybetti.
Komşu çocukları tarafından cinsel istismara ve şiddete uğradığı iddia edilen
Sıla bebeğin annesi Bakiye Y. ve komşu çocukları dahil 5 kişinin tutuklu bulunduğu soruşturma devam ediyor.

***
Son günlerdeki kadın cinayetleri ve bunun üzerine Sıla bebeğin hayatını kaybetmesi toplumda büyük bir tepki oluşmasına neden oldu.
Tüm Emeklilerin Sendikası Şube Kadın Sekreteri Nalan Karagöz, 
“Bu topraklarda her gün öldürülüyor, tacize ya da tecavüze uğruyoruz. Kadın cinayetleri, şiddet, istismar tesadüf de değil, münferit de değil. 
Ülkede giderek çürüyen bu düzen kadınların yaşamını cehenneme çeviriyor. 
Failleri cezasızlık politikaları ile ödüllendirip cesaretlendiren erkek adaletin ellerinde kadınların kanı var. İstanbul sözleşmesini bir gecede feshedenler 6284’de ve kadınların kazanılmış haklarına göz dikenler kadın cinayetlerinin asli sorumlusudur” dedi.

***
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da Türkiye'yi derinden sarsan ve ülke genelinde infial yaratan 2 yaşındaki Sıla bebeğin şiddet ve cinsel istismar sonucu hayatını kaybetmesiyle ve kadın cinayetleri ile ilgili sert bir tepki gösterdi.
Tepkiler sadece bunlardan ibaret değil tabi ki.
Kadın Kuruluşları, çeşitli sivil topluk kuruluşları bu konulardaki tepkilerini en sert şekilde ortaya koydular, koymaya da devam ediyorlar.
Suçlular adalet önünde mutlaka hesap vermeli.
Cezasızlık, bu tür olayların artmasına neden oluyor.
Her türlü suçu işleyenler, hakim önüne çıktıklarında takım elbise, kravat ile indirim alabiliyorlar.
Adalet Bakanı’nın da ifade ettiği gibi bu iyi halden indirim mutlaka yasalardan kaldırılmalı.
Bir suç işlemeye kalkanlar, “nasıl olsa bana bir şey olmaz”, ya da “birkaç yıl yatar çıkarım” düşüncesinde olmamalı.
Suçu önleyici tedbirler kesinlikle alınmalı.
Bu ülkede bebekler, çocuklar, kadınlar ölmemeli, rahat ve huzur içinde yaşayabilmeli.