İnsanca yaşam insanlık hakkı olduğu gibi kulluk vazifesi de... Yaradan, insana pek çok nimet münasip görmüş. Bu nimetlerin her biri bir değer. Değerlerin her biri ayrı ayrı imtihan sebebi... Herkes aklı nispetinde ağzına giren lokmadan, ağzından çıkan sözden, bakışından, tuttuğundan, duyduğundan velhasıl tüm uzuvların yaratılış hasletlerinden sorumlu…

Başkasını suçlamadan insafla düşünüp hakkınca konuşmalı. Eleştiri din adına da olsa hakkaniyetli olmalı. İftiradan, yalandan daha kötü söz ne olabilir? Birilerine yaranmak veya çıkar için masum insana iftiradan daha kötüsü ne olabilir? Müslüman iftiracı, yalancı, gıybetçi, laf taşıyan olur mu? Hiç kimse bir başkasına verdiği zararın bedelini ödemedikçe ilahi sorgudan kurtulamaz.

Herkes bir gün müstahakkını bulur. Yusuf suresinde Allah, Yusuf Peygamber’in “…Şüphesiz o hakkıyla bilen, hüküm ve hikmet sahibidir…” dediğini açıklıyor. Fırsatı gani bilenler, gün bu gündür deyip gününü gün etmeye çalışanlar akıllarını başlarına alıp doğru düşünmeli. Hukuki ve mali yapılarını şaşmaz teraziye çıkmadan yeniden değerlemeli.

İnsanın kötülüklerinden toprak karamsar… Zaman buruk… Gökyüzü hüzünlü… İnsaf ve vicdanlar kuşkulu… Ümitler ve korkular belirsiz… Niyetler hastalıklı... Müslüman haram ve helalden bi haber olur mu? Nahl suresinde Allah: ”Allah’ın size temiz ve helal olarak verdiği rızıklardan yiyin. Yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, Allah’ın nimetine şükredin.” buyuruyor. İnsan aç kalmaktan mı korkuyor, sorusu akla gelmiyor değil.

İftira atanın, iftiraya maruz kalanın sıkıntılı durumundan gelecekte kendisinin daha kötüsüne duçar olmayacağı ne malum? Yaptığı ya da yapmadığından insan mesul... İftira atmadan, gıybet yapmadan, laf taşımadan yaşayana ne mutlu… İftira, yalan ve taşınan laf fitneye sebeptir. Bakara suresi ayet 139-140’da Allah: “Onlara de ki: “… Allah’tan kendisine ulaşan bir gerçeği gizleyenden daha zalim kimdir?  Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.”  Nahl suresi 56 “…Allah’a ant olsun ki, uydurduğunuz şeylerden sorguya çekileceksiniz.” buyuruyor. Kelamı dilden dökmeden kılı kırk yapıp sonra söylemek lazım...

Müslüman, bir başkasına hangi çıkarı uğruna Allah’ın söylenmesini istemediği sözü söyleme cesaretini gösterebilir? İsra suresi ayet 51’de: “Kullarıma söyle insanlar birbirine en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar…” buyuruyor. İslam, insanın bir başkasına söylediği sözün güzel olmasına dikkat çekiyor. Bir başkasının hakkına saldırıyı yasaklamış. Hileli davranıştan men etmiş. Abese suresi ayet 24’te: “İnsan her şeyden önce yediği yemeğine bir baksın” uyarısında bulunmuş. Kur’an’da zikredilen bu iki ayetle konuşmayı ve yemeyi kontrol altına almayı emretmiş.       

Masum insanın hakkını gasptan daha kötü eylem veya söylem ne olabilir? Bu minvalde Müslüman kendini her günün sabah ve akşam sorguya çekmeli… İlahi sorgudan önce kendisini sorgulayan, kurtuluşa eren insandır. Allah insana bir akıl, iki göz ve iki kulak vermiş. Aklı doğru düşünen, gözü doğru gören, kulağı doğru işiten, dili doğru söyleyen kurtuluşa eren kişidir.

İnsan dürüst oldukça selamete olur. Aksi felakettir. İnsan etrafta olup bitenlerin farkındalığıyla yaşar. Müslüman, Allah’ın yasaklarından kaçınıp emirlerini yerine getirendir. Müslümanlık kisveye bürünerek değil hakkınca haklara riayetle olur. Müslüman yalan ve iftira ile onu, bunu kirletmeye kalkışmaz. Müslüman haram helal demeden bulduğunu kursağına tıkmaz.

İslam bir başkasına hakaret etmeyi, iftira atmayı, yalan söylemeyi ve bir başkasının hakkını yemeyi müsaade etmez. Bir başkasının kutsallarına sövmeyi de hoş karşılamaz. Hiçbir peygamber bir başkasının kutsallarına hakaret etmemiş. Müslümanın görevi gönül yıkmak değil imar etmektir. İslam’ın ilkesi suçlu üretmek değil suçları yok etmektir. Bu mabeyinle suçluları cezalandırmadan önce af mekanizmasına işlerlik kazandırmış.  Tövbeyi tavsiye etmiş. Hemen cezayı değil affı öngörmüş. Kişilik onur ve şerefini her şeyin üstünde tutmuş.

Müslüman şunu bunu değil peygamberini örnek alır. Müslüman, işini ve sözünü ölçer ve tartar. Müslüman başkasından evvel kendisini sorgular. Müslüman önce kendi kusurlarını yok etmenin mücadelesini verir.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!