'Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.'
Arif Nihat Asya'ya ait bu dörtlük, içimde yanıp tutuşan vatan, millet, bayrak aşkını özetlemeye en yakın cümlelerden oluşmuş. O sebeple böyle başladım yazmaya...
Türk'ün Ata'sı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, silah arkadaşları ve halkın desteğiyle 101 yıl önce kurulan Cumhuriyet'in ateşi, içimde hala onların ruhuyla harlanıyor. Hatta öyle ki düşündükçe gözlerim doluyor, ellerim titriyor, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor... Biz bu topraklar için 13-14 yaşında yalın ayak düşmanın üstüne koşmuş, alın terini kanıyla karıştırmış ataların evlatlarıyız. Nasıl yaşanmaz bu gurur? Nasıl ilmek ilmek işlemez damarlamıza elimizden alınmaya çalışılan hürriyetin hasreti? Hiç sönmeyen ve söndürülemeyen bir ateş yaktılar 29 Ekim 1923'te. Şimdi bizler yani yüce Türk Milleti hala onun ışığıyla aydınlanıyor, sıcağıyla ısınıyor, yol göstericiliği ile kaybolmuyoruz. O ateş her zaman en tepede. Yani hepimizin yüreğinde yanıyor. Biz kopmayacağız. Değil 101 yıl bu dünyada milyarlarca yıl yaşanacaksa dahi biz var olacağız. Elbette bizi karanlığa sürüklemeye çalışacaklar çünkü yıkılmaz güç her zaman korkutucudur. Yenilmez ve değiştirilemez tarih ürkütücüdür. Fakat biz hiçbir esareti kabul etmedik, yeisin de esiri olmayacağız.
Ey Türk! ne zaman bir umutsuzluğa düşsen hatırla: 'Bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur.' diyor Ata'm... Sözünden çıkmayacağız.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, büyük emekle bu toprakları bize yurt kılanları saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Cumhuriyet’in ışığıyla, özgürlüğümüzün huzuruyla gururla söylüyoruz: Yaşasın Cumhuriyet!
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
Yaşasın Cumhuriyet!
Aybüke İnce
Yorumlar