Bu haftaki yazımda Türkiye’nin düşen CDS’ini (kredi risk birimi) konu alan bir yazı kaleme alacaktım. Fakat ‘güvenli liman’ altın yine baş döndürücü bir ralli içine girmiş durumda. Özellikle de Türk yatırımcısının yakından takip ettiği gram altında yükseliş, yazının yazıldığı saat itibariyle, 1 ayda yüzde 11’lik bir artışı gördü. 1 aylık grafiğe son baktığımda rakam 3448 lira seviyesindeydi. Bu köşede altın ve para piyasalarının duayen ismi İslam Memiş ile yaptığım ve gram altının 2025 yılında 4000-4500 lira seviyesini göreceğine dair bir röportajımı yayınlamıştım. Aynen tekrar o satırları buraya ekliyorum. Ne demiş 9 Ekim tarihli yazımda İslam Memiş,
“2025 yılında gram altında 4000-4500 lira öngörüm var”
Yine yaklaşık bir ay önce kamuoyuna 2025 yılıyla alakalı öngörümü paylaşmıştım, 4000-4500 lira seviyesiyle alakalı bu öngörüm halen devam ediyor. Gram altın tarafında 2025 4000-4500 lira aralığında bir trend bekliyorum. Tekrar yukarı yönlü hareketlerde bunu revize edeceğim. Ama ilk etapta o 4000 lira seviyesi yukarı yönde kırılması gerekiyor ve 4500 lira seviyesine kadar bir yükseliş gerçekleştirmesi gerekiyor. Yine 2025 yılında da altın yatırımcısını üzmeyen, yatırımcısına kazandıran değerli bir emtia olacağını düşünüyorum.”
Tam da İslam Memiş’in ön gördüğü gibi yükseliş trendinde olan ONS altın ve gram altın bizleri yanıltmadı. Küresel belirsizlikler, piyasalarda yaşanan olumsuz Trump etkisi, bir türlü hedeflenen seviyeye çekilemeyen enflasyon ve buna bağlı olarak, FED ve diğer büyük merkez bankalarının faiz indirim karalarını yavaşlatmaları, paranın park edecek yer olarak altını seçmesine neden oldu. Hal böyle olunca altında yukarı yönlü bir ralli başladı. Aslında birinci Trump dönemini yakından takip edenler, ikinci Trump döneminde de marjinal fikirlerin kendisinden geleceğini tahmin edebilirler. Grönland çıkışı, Kanada’yı ABD’nin bir parçası yapma isteği gibi çıkışları piyasaları tedirgin etmeye yetti. Yakın coğrafyamızda Rusya – Ukrayna savaşında Rusya yanlısı bir tavır alıp, bir de üstüne “Ukrayna’dan 500 milyar dolarlık nadir toprak elementi alacağım” demesi belirsizliği daha da körükledi. Piyasalar, daha doğrusu para sahipleri belirsizliği sevmez. Bu nedenle para, altın ve kriptoya yönelmiş durumda. Üstelik belirsizliklerin ne zamana kadar süreceği de netlik kazanmış değil. Trump’ın girişimleriyle Rusya – Ukrayna arasında bir barış ihtimali de yok değil. Ancak gelen haberlerde Ukrayna’nın burada köşeye sıkışma ihtimalinin yüksek olması. Bu da başta Avrupa olmak üzere NATO ülkelerinde pek hoşa gitmez. Ekopolitik ve jeopolitik riskler yüksek oldukça ve pay piyasalarının yatırım iştahının kaçık olması nedeniyle, başta altın olmak üzere emtia fiyatını yukarı taşıyacağını görmek için uzman olmaya gerek yok. İslam Memiş’in röportajından alıntı yapmışken gümüşle ilgili ön görüsünü de tekrar buraya taşımadan olmaz. Aynen şöyle söylemişti İslam Bey,
“2025 yılının şampiyonunu gümüş olarak ilan ettim ve beklentim bu yönde.”
“Her ne kadar biz geleneksel bir yatırım aracı olarak altını konuşuyor olsak da, aslında 2024 yılının şampiyonu altın değil, gümüş. Mesela %52-53 civarında gram altın kazandırırken, %68 civarında gümüş kazandırdı. Yine 2024 yılının şampiyonu olarak gümüşü ilan etmiştim. Mahcup olmadık, gümüş birinci oldu 2024 yılında. Yine 2025 yılının şampiyonunu gümüş olarak ilan ettim ve beklentim bu yönde. Özellikle gümüşün ONS fiyatında 45 dolar gram fiyatında 50 lira seviyesinde 2025 yılında bekliyor olacağım.
2025 yılı başta altın ve gümüş olmak üzere petrol hariç, emtianın altın yılı olacak gibi görünüyor. Petrolü neden ayırdım, çünkü başta ABD olmak üzere dünyada ekonomik aktivite yavaşladı, dolayısıyla petrole olan talep de azaldı.
Tüm bunların dışında, Trump’ın Orta Doğu ve özellikle de bizi yakından ilgilendiren Suriye politikası henüz netleşmiş değil. Gazze’yi Miami yapma delice fikri dışında pek renk vermiş değil. Bekleyip göreceğiz. Yatırımcının sürekli temkinli olacağı zamanlardayız. Şunu da hatırlatalım bu yazıdaki satırlar bir yatırım tavsiyesi değildir.