24 Temmuz gününün ülkemiz için iki ayrı önemi var.

Biri bizim mesleğimizi ilgilendiriyor.

Diğere ise tüm ülkeyi.

24 Temmuz 1908’de Basından sansür kaldırılıyor.

Bu yıl güya bu sansürün kaldırılışının 115. Yılını kutluyoruz, diyemiyorum

idrak ediyoruz.

Evet, 24 Temmuz 1908 günü Türk Basınından daha öhce uygulanan sansür kaldırılıyor.

O günden sonra bu gün, uzun süre “Basın Bayramı” olarak katlandı.

Ancak süreç içinde bu bayram yerini başka anlamlara bıraktı.

***

Özellikle son 20 yıldır, basın üzerinde uygulanan ağır baskılar, basın mensuplarının yaptıkları haber ve yazdığı yazılar nedeniyle cezaevlerine girmesi günün anlam ve önemini yitirmesine neden oldu ve giderek “Bayram” niteliğinden uzaklaştı.

Bu konuda çeşitli meslek kuruluşları çeşitli adlar kullanarak günü sözde kutluyorlar.

Türkiye’nin en büyük basın meslek örgütlerinden Türkiye Gazeteciler Federasyonu 24 Temmuz’u “Basın Özgürlük ve Dayanışma Günü” olarak nitelendiriyor.

***

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca Basında sansürün ilk kez kaldırılışının 115. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Gazetecilerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı, düşünceyi ifade özgürlüğünü yok edici, halkın haber alma ve bilgi edinme hakkını ortadan kaldıracak önlemlere başvurulmaması çok önemlidir. Sansür artık günümüzde kalmasa da şekil değiştirerek baskıcı rejim şeklinde üstü kapalı uygulanmaktadır. Bizler her şeye rağmen 24 Temmuzu Basın Bayramı yerine Basın Özgürlük ve Dayanışma Günü olarak kutluyoruz” dedi.

***

Bir başka kuruluş “Basın Dayanışma Günü” diyor örneğin, basın mesleği dışındaki kuruluşlar da çeşitli şekilde adlandırılıyor.

“Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” diyen de var.

Her ne isim altında adlandırılırsa adlandırılsın özünde günümüzde basın özgürlüğünün olmadığı ve gazetecilerin çoğunluğunun da bu özgürlüğün yeniden kazanılması için mücadele ettiği görülmektedir.

Son olarak yürürlüğü giren basın kanunu konusu geçmişte tartışıldı, halen de tartışılmaya devam ediyor.

TGF Başta olmak üzere çeşitli basın meslek örgütleri bu yasanın bir an önce kaldırılmasını istemektedir.

Düşüncelerini yazdıkları, röportaj ve haber yaptıkları gerekçesiyle gazeteciler yargılanmakta,  gözaltına alınmakta, cezayı gerektirmeyecek basit suçlamalarla uzun süreli tutuklamalarla özgürlükleri elinden alınmakta ve hapse atılmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler mutlaka ele alınmalı ve yeniden düzenlenmelidir.

***

24 Temmuz’un bir diğer önemi de 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşmasının imzalandığı gündür.

Onun üzerinden de 100 yıl geçti.

Türkiye’nin tapusu sayılan bu anlaşma Ulusal Kurtuluş Savaşı ve sonrasının önemli son halkasıdır.

Türkiye’nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanımasını sağlayan bu anlaşma sonrasında Cumhuriyet ile taçlandırılmıştır.