Dün kaleme aldığım yazıda, Sivrihisar’ın Kaymaz Mahallesi’nde pandemi fırsat bilinerek insanlar evlerine hapsolmuşken ikinci siyanürlü atık barajının yerleşim yerinin dibineinşa edildiğini aktarmıştım.
*
Bugün aynı bölgeye yapılmak istenen üçüncü siyanürlü atık barajı projesinden bahsedeceğim.
*
Öncelikle şunu söylemek istiyorum.
Ülkemizdeki zenginliklerin fayda zarar analizi yapılarak değerlendirilmesinden yanayım.
Örneğin kömür mü çıkarılacak? Getirisi götürüsünden fazlaysa, çevreyi koruma anlamında tüm önlemler alınmışsa elbette çıkarılacak, çıkarılmalı da.
*
Altın veyahut gümüş işinde de aynısı geçerli. Cevher çıkarıldıktan sonra altının ayrıştırılması için siyanür kullanılıyor. Siyanürün ne kadar tehlikeli bir madde olduğunu hepimiz biliyoruz; aklınıza gelen her şeyi öldürüyor! Kullanılan siyanür, atık depolama alanlarında muhafaza ediliyor. Evet, altın çıkarılsın, çıkarılmalı da, fakat siyanürün depolandığı atık barajı yaşam alanlarının olabildiğince uzağına yapılsın. Verimsiz, taşlık alanlara yapılsın. Atık barajınınyapımı ve sonrasında atık ulaşımı maliyeti artacaktır, ancak insan sağlığından ve doğadan önemli mi? 10 birim değil de, 9 birim kar edilse olmaz mı?
*
Maalesef ülkemizde duyarsızlık o kadar had safhada ki, para hırsı her şeyin önüne geçiyor!
*
Kaymaz Altın ve Gümüş Madeni Üçüncü Kapasite Artışı ile İlave Maden Atık Depolama Tesisi.
Kısaca üçüncü siyanürlü atık barajı diyoruz.
Yani üçüncü zehir barajı!
*
Biraz detay vermek istiyorum.
• Söz konusu zehir barajı, yerleşim yerine yalnız ve yalnız 600 metre mesafede kurulacak.
• 40 metre derinlikte olacak. 5 milyon 519 bin metreküp kapasite ile çalışacak. 10 yılda dolacak. Bu da demek oluyor ki, üçüncüsü kurulursa dördüncü, beşinci ve hatta altıncı zehir barajının yolu açılacak.
• 2 bin 700 ton cevherin işlenmesi ve 5,6 ton altın ile 5,4 ton gümüş madeni üretilmesi gerçekleşecek.
• ÇED raporuna göre 1 milyon ton kapasite ile çalışırsa ve ton başına 1 buçuk kilogram siyanür kullanılırsa, toplam bin 500 ton siyanüre ihtiyaç duyulacak.
• Yer altından ayda 85 bin metreküp su çekilecek. Yılda bir milyon 20 bin metreküp suya ihtiyaç duyulacak.
• 2 bin 700 ton cevher Çanakkale’nin Karapınar ilçesinden taşınacak.
*
Proje hayata geçerse tüm bu iş ve işlemler sonucunda ne olacak biliyor musunuz?
• İnsanların kanser olma olasılıkları daha da artacak. Zira bölgede halihazırda kanser vakaları bir hayli fazla.
• Hamile kadınlarda erken doğum ve düşük yapma oranları daha da artacak.Daha ikinci zehir barajı yapılırken bölge halkı bu durumdan şikayetçiydi.
• Hayvanlarda önceki zehir havuzlarından kaynaklanan verim düşüklüğü iyiden iyiye kendini hissettirecek, yine hayvanlarda erken doğum ve düşük yapma oranı daha da artacak.
• Bölge su fakiri.Tarım yapan çiftçiler zaten susuzluktan şikayetçi. Siyanür havuzu için yeraltı suları kullanılacak. Çiftçi susuzluktan iyiden iyiye kırılacak.
• Yer altı sularına, oradan toprağa, oradan besinlerimize herhangi problem anında siyanürün karışma tehlikesi olacak. Şöyle örneklendireyim. 2011 ve2016 yıllarında Kütahya’daki siyanür atık havuzu çöktü. 2021’deGiresun’un Şebinkarahisar ilçesinde yer alan Yeşilkardeş mahallesinde kurşun, çinko, bakır madeni atık havuzu çöktü. Yine 2021’de Erzincan’daki bir altın madenine ait atık havuzu patladı. Peki sonuçta ne oldu? Telafisi imkansız can kayıpları ve çevre felaketleri yaşandı. Maddi yıkım da cabası.
*
Ve bakın, bölgeden Eskişehir Diri Fay Hattı geçiyor. Uzmanlara göre Büyük Eskişehir Depremi’nin de yakınlaştığı göz önünde bulundurulduğunda, bahse konu zehir barajının yapıldığı taktirde ne denli risk üreteceği açıkça görülüyor.
*
Özetle…
Eskişehir bir sınav daha verecek.
Projenin ÇED raporuna itiraz süresi sona erdi.
Belediyeler konuyu mahkemeye taşıdı.
Sivil toplum kuruluşlarından yavaş yavaş ses yükselmeye başladı.
Ancak hiçbiri, vatandaşların demokratik çerçevede anayasanın verdiği hakkı kullanarak itiraz etmelerinden daha etkili değil.
O halde susmak, sineye çekmek yerine her bir yurttaşımız protesto hakkını kullanmalı.
Çünkü söz konusu zehir barajı kurulduğu takdirde olacaklar belli: Yeni zehir barajları, daha büyük kapasitelerle peyder pey kurulacak.
Ne soluyacak havamız ne içecek suyumuz ne yiyecek gıdamız kalacak; Kaymaz belki de yok olacak!
Tek çare örgütlü itiraz!