Ülkemiz freni boşalmış bir kamyon gibi hızla yokuş aşağıya doğru gidiyor. Seçim geldi, geliyor derken o da bitti gitti. Seçim öncesi iktidarın yapmış olduğu harcamaların faturasını ülkemin dar gelirli vatandaşları ödüyor.

Seçim öncesinde “kasamız tam takır” diyerek avaz avaz bağıran yurdumun ekonomistlerinin ne kadar haklı olduğu bir kez daha meydana çıktı.

Şimdi kasayı doldurma zamanı.

Zamlar daha önce hiç görülmemiş oranlarda iğneden ipliğe gelmeye başladı.

VER ÇOŞKUYU…!

Akaryakıt almış başını gidiyor.

Dolar’ı durdurabilene aşk olsun.

Ama olsun sorun yok , sakin olun.

Neyse ki Gabar’da bulduğumuz petrol  var.

Doğalgaz rezervlerimiz de en az bizi 30 yıl idare eder. Hem de bedava..!

Dünya’nın ilk İHA ve SİHA gemisi TCG Anadolu’yu da denize indirdik.

Ülkemizin itibarı “BEŞTEPE KÜLLİYESİ” halkın hizmetinde.

Çok şükür bu vesileyle itibardan tasarruf etmiyoruz…!

Yollar , köprüler , barajlar , nükleer santrallar…

Sayın Erdoğan tarafından önce istenmeyen adam olarak lanse edilen , daha sonra da kurtarıcı olması için yalvar yakar tekrar göreve getirilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK , bakanlığın devir teslim töreninde  , gözlerdeki ışıltının sebebi eski bakan Nebati’nin de derin bir  “OOH” çekmesine neden olan o sihirli sözcüğü zikretmişti.

“Rasyonel Politikalara dönmeliyiz..!”

Ne demek rasyonel politikalar.?

Akla dayanan , gerçekçi politikalar demek.

O zaman bundan önce uygulanan ekonomi politikalarının , doğru olmadığını anlatıyor aslında söylediği bu cümle ile.

Geldiğimiz noktada , yapılan zamlarla Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek zamları yapılıyor.

Halk , özellikle de dar gelirli vatandaşlarımızın  beline beline vuruyorlar , inceden inceden.

Bunlar yapılırken , Hazine ve Maliye Bakanlığı resmi sitesinde yaptığı açıklama ile , akaryakıta yapılan bu kadar zam oranına rağmen , halen Avrupa’da en ucuz benzini kullanan ülkelerin başında geliyormuşuz.

Yapılan son zamlarla akli melekelerini yitirme noktasına gelen halk ile

iyice gırgır geçmeye başladılar.

Elbette ülkesini her seve vatandaş gibi biz de istiyoruz bu ülkeye ;

Barajlar,

Tüneller,

Köprüler,

Metrolar,

Limanlar,

Stadyumlar,

Hızlı trenler,

Havaalanları,

Milli ve Yerli Silahlar,

Nükleer santrallar,

Üniversiteler,

gibi ülkenin itibarını ve gelişmişliğini arttıracak eserler yapılsın.

Ancak bu eserleri yaparken  öte taraftan yapılan hesapsız harcamalar sonucunda halk kuru soğana da muhtaç hale gelmesin.

Hükümetin yaklaşık 21 yıldır yaptığı bu eserler aslında , Türkiye Cumhuriyeti’nin mimarı ATATÜRK’ün  bizlere işaret ettiği  “Muasır Medeniyetler” hedefinin de ta kendisidir aslında.

Ne yazık ki özellikle iki gün önce akaryakıta  yüzde  200  oranından fazla yapılan zam ile hayat çekilmez bir hal aldı.

Asgari ücrete ve memura verilen maaş zamları , gerek dövizdeki dalgalanmalar gerekse de yapılan son zamlardan sonra eriyip gitti.

Yaklaşık 15 milyon emekliye maaş artışı diye uygun görülen yüzde 25 oranından hiç bahsetmiyorum bile…!

Her zamanki gibi sorumluluğu alan bir Allah’ın kulu yok ortada.

Hatta işin kötüsü bizlere birazcık olsun  ümit ışığı olabilecek bir “Ekonomi Politikamız” bile yok maalesef.

İşin daha da kötüsü ne biliyor musunuz değerli okurlar.? Bütün bu kötü gidiş ve zamlar  normalleşmiş vaziyette maalesef.

Anlaşılan dış güçler yine iş başında…!

Moral bozucu zamanlar yaşadığımız bu günlerde , neyse ki az da olsa bizleri bu kötü günlerden uzaklaştıran gelişmeler de yaşanmıyor değil.

Dünya Milletler Ligi Voleybol karşılaşmalarında , Kadın Voleybol Takımımızın “Dünya Şampiyonluğu”  ile şöyle ufak da olsa bir soluk almamızı sağladılar. Bu vesile ile  “FİLENİN SULTANLARI”nı  kutluyor iyi ki varsınız diyorum…