‘Türkiye’de fabrika mı açılıyor?’

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank geçtiğimiz hafta bir dizi temasta bulunmak üzere Eskişehir’e geldi. Pek çok programa katılan Bakan Varank, Küpeliler Endüstri A.Ş. tarafından Eskişehir’e yapılan büyük fabrika yatırımının açılışını yaptı. Bakan Varank’ın katılmaya değer bulduğu yatırımı biraz detaylandıralım. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Başkanı ve aynı zamanda Küpeliler Endüstri AŞ. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nadir Küpeli yatırımı şöyle aktardı: “Mevcut sunta fabrikamızı günün şartlarına uygun yüksek teknoloji ve dünya ile rekabet edebilecek endüstri 4.0’a tam uyumlu hale getirmek için 1 milyar 440 milyon TL’lik bir yatırımla 5 kat birden büyütüyoruz. 152 bin 500 metrekare arsa üzerinde kurulu mevcut tesisimizde 93 olan istihdam yeni fabrikamızla birlikte 200 kişinin üzerinde olacak. Temelini atacağımız fabrika yeni kurulacak hat endüstri 4.0 standartlarını tam olarak karşılayan ‘Siemplekamp’ 9. Jenerasyon Yonga Levha hattına sahip olacak ve sıfır atık ile üretim yapacaktır. 2023 yılı bitmeden tüm üniteleriyle devreye alınmasını planlıyoruz. Sunta fabrikamız Küpeliler Endüstri A.Ş. cirosuna yıllık 2,5 milyar TL’den fazla katkı sağlayacak.” Küpeliler ailesine hayırlı olsun diyor, söz konusu yatırımların devamını diliyorum. Bununla beraber Bakan Varank’ınaçılışta kullandığı şu ifadeyi hatırlatmak istiyorum: “Türkiye'de fabrika mı açılıyor diyenler bir zahmet gelsinler, Eskişehir'i ziyaret etsinler."



URAYSİM Projesinde kararlılar

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın Eskişehir ziyaretinden devam edelim. URAYSİM Projesine ilişkin açıklaması çok konuşuldu. Söz konusu projeyi bir grup savunurken bir grup da karşı çıkıyor. Bakan Varank, projenin bir an önce yapılmasının ülkenin raylı sistemler geleceği açışından önemli olduğunu ifade etti ve adrese teslim mesajlar verdi. Şöyle ki: “Gelin beraber URAYSİM'i yapalım dediğimizde işte karşımıza birileri çıkıyor. Yok o projeyi iptal ettiriyor. Bu projeyi iptal ettiriyor. Biz onu oraya yaptırmayız diyor. Bunun yeri burası değil diyor ama siz yol almakta güçlük çekiyorsunuz. URAYSİM Projesi bu şehre değer katacak bir proje. Sanayicilerin bunu kamuoyuna anlatmaları lazım. Bizim bu kavgayı vermememiz lazım. Bu şehrin buna ihtiyacı varsa bir zahmet buradaki yereldeki yöneticilerin, sanayicilerimizin, ticaret odamızın biraz konuşması lazım. Bu işin ne kadar önemli olduğunu kamuoyuna anlatıp, bu projeye desteği çekmesi lazım ki bizim de işimiz kolaylaşsın. Bütün kavgayı lütfen bize bırakmayın diyorum. İnşallah biz bu URAYSİM Projesi'ni başardığımızda göreceksiniz. Eskişehir sadece Türkiye'de değil, dünyada raylı sistemlerde bir marka olacak. Biz bunu yapabilir miyiz? Yaparız ama istikrar lazım, kararlılık lazım." Söz konusu ifadelerin benzerlerini ve dahi çok daha net cümleleri ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’tan da duymuştuk. Bununla beraber Kesikbaş’ın başına gelmeyen kalmadı, ancak direnmekte kararlı. Bakalım Bakan Varank’ın akıbeti ne olacak?



Eskişehir’e övgü

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve beraberindeki heyet Eskişehir’e geldi, şehir ile ilgili detaylı incelemede bulundu. Bu noktada Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile görüşen ve şehrin önemli noktalarını inceleyen Nikolaus Meyer-Landrut ve heyeti Yılmaz Büyükerşen’e hitaben, “aldığım bilgilere göre siz de çok aktif bir Belediye Başkanısınız. Sizi kutluyorum. Ortak çalışmalar her zaman sürecek” dedi. Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi: “Eskişehir modern bir şehir. Gerek müzeler gerekse şehircilik anlamında çok güzel işler yapılmış. Gördüklerim beni heyecanlandırdı.Eskişehir’e ilk kez geliyorum. Hakkında çok güzel şeyler duyduğum şehrinizi görmekten heyecan duyuyorum. Modern kent ulaşımı konusundaki çalışmalarınızı çok takdir ediyorum. Buraya ziyarete gelirken hem tramvayları hem bisiklet kullananları gördük ve bu ulaşım biçimlerinin kentin hayat tarzının bir parçası olduğunu gözlemledik. Bu çok hoşumuza gitti.” Evet, işin uzmanları Eskişehir’e gelmiş ve şehrimizi öve öve bitirememiş. O halde ne demek lazım? Şehrimizi yerin dibine sokma girişimlerinden vazgeçmeyenlere selam olsun demek lazım!



Sivrihisar sınırın dışına çıktı

Eskişehir’in Sivrihisar ilçesi son yıllarda turizm konusunda önemli ivme kaydetti. Bu ivmenin başındaki ismin Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü olduğunu söyleyip hakkını teslim etmek gerekiyor. Yüzügüllü, yaptığı restorasyon çalışmaları, yerel ürünleri tescil-tanıtım faaliyetleri ve festivallerle ilçeyi tanınır hale getirdi. Aynı zamanda altyapı ve üstyapı çalışmalarıyla da ilçenin temel sorunlarını ihmal etmedi. Sivrihisar Belediyesi, artık ilçesinin sınırları dışına da çıkmaya başladı. Bu noktada ‘Ankara 3. Dondurma ve Tatlı Festivali’ne katılan Sivrihisar Belediyesi, Muska baklavası ve Höşmerim tatlısını beğeniye sundu. Bunun yanı sıra dövme sucuk, etli yaprak sarması, su böreği ve kalem dolması da belediyenin sergilediği ürünler arasında yer aldı. Belediyenin Ankara’da söz konusu festivale katılması, ilçenin tanıtımı anlamında önem taşıyor. Çünkü festivalde Türkiye’nin dört bir yanından 119 katılımcı yer aldı ve binlerce insan katıldı. Benzer çalışmaların artmasını diliyor, Sivrihisar Belediyesi’ni kutluyorum.



Tepebaşı’nın hayvanlar için gayreti

Sokak hayvanları sorunu, Türkiye’nin kangren olan pek çok sorunundan yalnızca bir tanesi ve söz konusu sorun, gün geçtikçe çözülmesi gerekirken büyüyor. Evet, devlet bazı uygulamalara imza atıyor ancak yeterli olmak bir yana, dediğim gibi sorun büyüyor. Bu noktada bazı kurumlar sokak hayvanları sorununa merhem olabilmek amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmaları yapan kurumlardan bir tanesi de Tepebaşı Belediyesi. İmkanı ölçüsünde barınakta hayvanları ağırlıyor, kısırlaştırma ve tedavi işlemlerini yapıyor. Ayrıca çocuklara hayvan sevgisini aşılamak hedefiyle çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyor. Gerçekleştirilen çalışmalardan bir tanesine de hayvan sahiplendirme programı. Başkan Ahmet Ataç’tan öğrendik ki, Tepebaşı Belediyesi, 2010 yılından bugüne kadar yaklaşık olarak 12 bin hayvanı sahiplendirerek sıcak bir yuva kazandırmış. Bu çabayı sorunun çözümü anlamında önemsiyorum ve başta belediyeler olmak üzere duyarlılık sahibi olduğunu iddia eden tüm kurumlara örnek olsun diyorum.



Yine İshak Gündoğan yine şaşkınlık!

Gün geçmiyor ki Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan’a ilişkin şaşkınlık yaratan yeni bir olay daha duyulmasın. Bu seferki iddianın sahibi Sağlık Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal. Başkan Köksal, İshak Gündoğan’ın sağlık çalışanlarına psikolojik şiddet uyguladığını öne sürdü. Olay şöyle gelişti: Mahmudiye’de öğrenci servisi ile bir araç kazaya karıştı. Bir vatandaş hayatını kaybetti. Yaralı 9 öğrenci hastaneye kaldırıldı. İshak Gündoğan ise hastaneye gitti ve ortalık karıştı. Bu noktada Hasan Hüseyin Köksal şunu kaydetti: “Belediye başkanı hastane içine giriyor ve bağırmaya başlıyor, sağlık çalışanlarını işlerini yapmamakla suçluyor. Yaralıların yanına gidip şov yapıp su içirmeye çalışıyor. Belediye Başkanına soruyoruz. Su içirmek için hekimden izin aldınız mı? Bütün uyarılara rağmen ‘AK Parti'nin arka bahçesi oldunuz’ naraları atarak kazayı siyasi kazanım haline dönüştürmek için sağa sola bağırıyor. Sağlık çalışanları sizin stres topunuz mu?” Başkan Köksal’ın anlatımı böyle. Köksal aynı zamanda Vali Erol Ayyıldız’ın da inceleme başlatmasını istedi ve yasal yollara başvurabileceklerinin sinyalini verdi. Ne diyelim? Korkuyorum ki İshak Gündoğan ile ilgili olumlu bir şey asla duyamayacağız!



DÜNYA İNSANLARI

insanlar

Fotoğraf: Donald McCullin/1964
Kıbrıs’ta bir Türk kadın, Rum’lar tarafından öldürülen kocasının yasını tutuyor.



AFİŞ
Piyanist


afiş

2003’te vizyona giren film, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir dramı konu alıyor. Polonyalı ünlü piyanist Wladyslaw Szpilman’ın anılarını anlattığı aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film, Nazi işgali altındaki Polonya’da yaşamanın imkânsızlaştırıldığı bir dönemde, bir şekilde esir kampına gitmekten kurtulan ünlü piyanistin Varşova’nın kenar mahallelerindeki hayatta kalma mücadelesine odaklanıyor. Varoşlarda tam anlamıyla sefil bir hayat süren müzisyen, kıtlığa ve aşağılanmalara maruz kalsa da mücadele etmekten vazgeçmiyor. Günü gelip oradan kaçma şansı bulduğundaysa, başkentin harabelerine sığınıyor, beklemediği bir anda gelen bir yardımla umudunu yeniden kazanıyor…



Didie Sri WIDIYANTO
karikatür-1

AhmadReza SOHRABİ



FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA

fotoğrafın dili

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: Arkadaşlar, URAYSİM Projesinin raylarını buradan değil de şuradan geçirsek nasıl olur?
Arkadaşlar: Yılmaz Büyükerşen’e sorarsanız daha iyi olur…



BİR TWEET

jale nur süllü

Jale Nur Süllü
Çok dikkatli ve kararlı şekilde sandığı bekleyeceğiz. O gün geldiğinde, arkadaşlarımızla, dostlarımızla, komşularımızla, hep birlikte sandığa gidecek ve Türkiye'nin kaderini birlikte değiştireceğiz.