“Türk halkı seninle siyasi bir ortaklık kurmuştu. Hatırlıyor musun? Bu ortaklığı yok etme yemini ettiniz ve 11 yıl bize saldırdınız. Şimdiki siyasetinizle de bu ortaklığı inkâr etmeye devam ettiğiniz anlaşılıyor.” 1979 Dr. Fazıl KÜÇÜK
Dünya İ-kinci Paylaşım Savaşı sonrasında adeta karpuz gibi ikiye bölündü. Amerika’nın öncülüğünde Sovyetler Birliğinin de katkıları ile Soğuk Savaş dönemi başlatılıyordu. Bir yanda NATO diğer yanda ise VARŞOVA paktı diye kurulan askeri yapılarla bölünmüşlük kalıcı hale getiriliyordu. Türkiye ile Yunanistan NATO’nun güney doğu kanadını savunmakla görevlendiriliyordu. Bu yapı içinde Amerika adı geçen iki ülkeye karşı denge politikası uygulamak çabası içinde görüntü veriyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti adada iki toplumun eşitliğine dayalı olarak kuruluyordu. Kuruluşla birlikte yeni yapının sürekliliğinin sağlanması için bazı garantiler uygulamaya konuluyordu. Rumlar, kurulan bu yapının temelini dinamitleyerek yıkılmasının yolunu açtılar.
Türkiye’nin kuruluş antlaşmalarının verdiği hakkını kullanarak müdahaleye kalkışması sonrasında Türk Yunan ilişkileri de sarsıntı yaşamaya başlıyordu. İlişkilerde yaşanan bozulma Amerika’nın uygulamakta olduğu denge politikasının da bir anlamda sonu oluyordu. Türkiye’nin adaya müdahalesini engellemek için 6. Filoya görev vermeye koşut dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye Teksaslı, tehdit içeren ve diplomatik nezaket kurallarına uygun olmayan mektubunu gönderiyordu. Diplomasinin kurallarını iyi kullanan İsmet İnönü gerekli yanıtını veriyordu.
Teksaslı Johnson mektubunda NATO’nun verdiği silâhları Kıbrıs’ta kullanamayacağını söylüyordu. Yaşananlardan sonra Türk Yunan ilişkilerinin yanı sıra Türk Amerikan ilişkileri de asfalt olmayan yolda giden araçların gidişine benzer yolda ilerlemeye çalışıyor. Yaşanan bu gelişmeden sonra NATO’nun güney doğu kanadı da sarsıntı geçirdikten sonra Amerika Yunanistan’ı askeri malzeme açısından güçlendirmek için çabalarına ivme kazandırıyordu. Amerika’nın bu hareketi 1964 yılından günümüze dek başlayan bozulmanın işareti oluyor.
Son dönemde Amerikan yönetimi Yunanistan’ın hava gücünü arttırmak için Türkiye’ye vermediği F 16 uçaklarını veriyor. Türkiye’ye gelince ise konuyu Kongre’ye havale ederek ipi una sermeye çalışıyorlar. Doğal olarak Amerika’nın bu davranışı Türkiye’yi eşit ortak görmeyerek geri plana attığının da göstergesi oluyor. Kongrenin Dış ilişkiler Başkanı Bob Menendez ise, “Türkiye’nin Yunanistan’a olan tehditlerini bırakıncaya dek F 16 uçaklarının gönderilmesini onaylamayacağını” söylüyor. Uygulamaya konulmuş olan bu yöntemin ne NATO üyeliği ile ne de müttefiklikle ilişkisinin olmadığı gerçeği ortadadır.
Bu arada Amerikalı başkan eskisi ile yenisinin yolsuzlukları nedeniyle sıkıntılı günlerden geçmekte olduğunu belirtmek gerekiyor. Biden’ın oğlunun Ukrayna’da enerji işleri ile uğraşması nedeniyle sıkıntılı günler yaşanıyor. Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan savaş nedeniyle Ukrayna’nın Amerikan silâhlarının yerine Avrupa kaynaklı askeri malzeme alacağını açıklamış olması yeniden yapılanma sırasında sıkıntılar yaşatacağının da göstergesi oluyor.
Dünya yeniden yapılanma çalışmalarına ivme kazandırmaya çalışılırken yeni bir soğuk savaş döneminin de işaretleri veriliyor. Daha önceleri Amerika ile Rusya’nın körüklediği soğuk savaşın şimdilerdeki yeni ortağının Çin olması yeni yapılanmanın büyük sancılardan sonra kurulabileceğinin işaret fişeği oluyor.
Dünya yeni yapılanma ile uğraşırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak alınmasının anlamlı olduğu yadsınamaz. Bunun değerinin bilinmesi ve bu gerçeğe göre hareket edilmesi gerekiyor.
Hep birlikte aydınlığa giden yolda uluslararası kamuoyunu alınmış olan gözlemci kararı konusunda da bilgilendirmemiz gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
Ahmet GÖKSAN
[email protected]