Ülkeler ve şehirler bilim insanı, sanatçı ve sporcu evlatlarıyla övünürler. Çünkü ülkelerine ve şehirlerine hiçbir karşılık beklemeden en büyük hizmeti olanlar onlardır ve onlar en özer ve değerli insanlarıdır. Bu şehir bir de Eskişehir ise, sanatçıları da tabi ki Lületaşı işleyen sanatçılarıdır. Çünkü; onlar Atatürk’ün dediği gibi “Tabiat ananın sadece Eskişehir’e verdiği, yerin derinliklerinden çıkarılan dünyanın en ender taşını, lületaşımızı sanat eserine dönüştüren, değerine değer katan, Eskişehirimizi dünyaya tanıtan sanatçılarımızdır.
Gelişmiş, sanata ve sanatçılarına önem veren, sanatçılarıyla övünen ülkelerde, 300 yıl, 500 yıl önce yaşamış sanatçıları unutulmuyor, onlar adına etkinlikler düzenleniyor, eserleri müzelerde gösteriliyor, onları tanıyorlar, tanıtıyorlar, hala aralarında yaşıyormuşcasına tanıyorlar. Onların bilgi birikimlerini ve deneyimlerini gelecek kuşaklara taşıyorlar.
Lületaşımızı ilk işleyenler, sanat eserine dönüştürenler kimler? Böyle bir çalışma daha yok. Kral Ali Osman Denizköpüğü hakkında bilgimiz az. Aynı kuşaktan Ethem-Aydın Niyazi Konçak Kardeşler, Dede Süleyman, Hoca Ahmet, Avcı Ahmet, Latif Siyahi’lerin adını, eserlerini gören bilen yok.İkinci kuşaktan yani Artist İsmail, Refik Çarık,Hüseyin Yanık, Sümer Gövem, İsmet Bekler, Mehmet Uçar, Hasan Kalemçi daha yakın zamanda vefat ettiler bunlar da unutuldu. Elimizde onların da ne işleri var, ne fotoğrafları, ne de onlara sahiplenenleri var.
Eskişehir Sanat Derneği 2002 yılında kuruldu. 2004 yılında Lületaşımızın sadece sanatsal yönü ve sanatçılarına yönelik çalışmalarına başladı. Sadece yaşayan sanatçıları da değil, ilk sanatçılarına kadar kurum olmayı, bunun sorumluluğunu taşımayı hedefledi. 2005 yılında “Lületaşımızın Sanatsal Yönü”nü konuşmak için sempozyum düzenledi. Ciddi Lületaşı Müzesi, konusunu ve lületaşı etkinliklerini gündeme getirmek, neler yapılmalıyı konuşmak istedik. Lületaşını kurumlaştıracak derneği yoktu. Lületaşı Odası üyesi 100’ün altına düştüğü için kapatılıp Saatçiler Odasına bağlanmıştı. Lületaşımız, akşam evine ekmek götürecek, ekmek derdindeki işleyen sanatçımıza kalmıştı. Sanatçı kendisini geliştirecek yeni arayışlara girmesine yoğunlaşması gerekirken ona taşını bul, işle, albeni olan yeni modeller yarat, piyasanı bul, pazarla,sat ile boğuşmasında etkinliklerini düzenlemek ve sanatsal sorunlarına çözümler üretmeyi istiyordu. Eskişehir Sanat Derneği Lületaşımızın sadece sanatsal yanı ile ilgili olmak istiyordu, onu adım adım gerçekleştirmeye çalışıyor. Buna işleyenlerden başladı. Lületaşı işleyen inşaat ustası, demirci ustası gibi “Lületaşı ustası” deniliyordu. Oysa bir sanat icra ediliyordu. Bir yaratıcılığı var dı ve Rodin gibi taşda kendine görüneni yontarak çıkarıyordu.Eser veriyordu, onun için sanatçıydı ve “Lületaşı Sanatçısı” denilmeliydi. Önce hedef buydu. Eskişehir Sanat Derneği bu yıl bir de “Lületaşımızı Konuşalım” diye panel düzenledi.
Ali Galip Altunçul vefat etti
Ali Galip Altunçul, ülkemizin ünlü ve duayen karikatür sanatçılarımızdan biridir. Onu altına “Galip” diye attığı az öz ve kıvrak çizgileriyle çizdiği karikatürleriyle tanıyoruz. Eskişehir’de karikatürü ilk başlatan ve 70 yıl çizdikten sonra vefat eden Pertev Ertün’ün ardından Sakarya gazetesindeki yerini dolduran, 2 veya 3 karede Eskişehir’in gündemindeki konuları çizdiği karikatürleriyle tanıdı Eskişehir…
Ali Galip Altunçul, 1946 yılında İstanbul doğumlu, İstanbul’da yaşamış. Eşi Eskişehirli olduğu için 2000’li yıllarda Eskişehir’e yerleşti. Karikatüre 1964 yılında başlamış Doğan Kardeş, Çocuk Haftası, Yelpaze, Emekçi, Kirpi, Akbaba, Papağan, Pardon Mizah dergilerinde, Tercüman ve Günaydın gazetelerinde uzun yıllar günlük karikatürler çizmiş. 5’i uluslarararası olmak üzere 15 ödülü var. Basın Şeref Kartı sahibi. Karikatürcüler Derneği’nin Kültür Bakanlığı ile beraber yayınladığı “Nasreddin Hoca’nın Torunları” dizisinde “Hayatın İçinden” karikatür albümü yayınmış. Bundan başka “Karikatür Albümü” ve “Dünden Bugüne” diye iki albümü daha yayınlamış karikatürcülerden biridir. Kanada’daki Dünya Karikatür Müzesinde karikatürü bulunuyor. Karikatürcüler Derneği üyesi olan Altunçul Eskişehir’de Eskişehir Sanat Derneği’nin Karikatür Sergilerinde yer aldı. Anadolu Üniversitesi’nin Odunpazarı’ndaki Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde kişisel sergisini açmıştı.
Ali Galip Altunçul, karikatür sanatçısı olduğu kadar şair ve besteciydi.