Şehirlerin gelişmişliğinde ölçütlerin başında sosyo-ekonomik-kültürel yanı ele alınır. Sosyo-kültürel yanı da o şehirde yaşanan tiyatrodan, sergilere kadar sanat faaliyetleri ve şehirde yaşayanların ilgisidir. Bu ekonomide de verimliğin kalitesini etkiler.
Sanat faaliyetlerinden biri olan sergiler toplumun estetik beğenini düzeyini geliştirmede önemlidir. Bunun için de sanatı oluşturan sanatçı, sanatçının eseri ve sanatın alılmayıcısı, izleyenidir. Sergileme görücüye çıkma, paylaşmadır. Paylaşılmayan resim-heykeller sanat eseri olamazlar, ölü doğmuş resim-heykeldirler. Yasalara göre devlet ve yerel yönetimler sanatçılara eserlerini sergileme ortamı oluşturmakla hükümlüdür.
Sergi salonlarının yani sanat galerilerinin tarihine baktığımızda; Paris’te 1700’lü yıllarda başladığını Denis Diderot’un “Paris’de Sergi Salonlarındaki Sergiler” kitabından öğreniyoruz. Ünlü sanat yazarı Michel d’ Alayer de bir yazısında; her yıl Paris’de kırk yeni sergi salonu açıldığını ve her ay ortalama bin sergi açılışının yapıldığını anlatıyor. Yirmi yıl önceki rakamla Paris’de dörtbin sergi salonu olduğunu, aynı yıl İstanbul’da dörtyüz olduğu öğrenmiştim. O günler Eskişehir’de sadece üç sergi salonu vardı. Biri Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, diğerleri Anadolu Üniversitesi Kütüphane Dökümantasyon Merkezi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin Mermer Salon’daki sergi salonu idi.
Eskişehir’de ilk sergiler Halk Evleri’ndeki (1934) sergi salonunda başlamış. Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 1966 yılında açılmıştır.
Bugün Eskişehir’de Devlet Güzel Sanatlar Galerisi yoktur.Açılan sergilerin yüzde seksenbeşi Tepebaşı Belediyesi’nin Atilla Özer Karikatürlü Ev Sergi Salonunda açılmaktadır.
Üç üniversitesinde sanatın her alanında sanat eğitimi yapılan, sanat eğitimcisi olarak ülkemizin önemli sanatçılarının yaşadığı Eskişehir’in en önemli sanat sorunu sergi salonu yetersizliğidir.
Eskişehir’de sanatı yaygınlaştırma, geliştirme ve sorunlarına çözümler bulma amacıyla kurulmuş Eskişehir Sanat Derneği, Eskişehir’in bu sorununa çözümler bulmak üzere daha önce bulunduğu mekanlarda sergi salonu açma ve hizmet vermeye çalışmış, yüz civarında sergiler açmıştı. Korona salgını döneminde de e-galeri açarakda hizmet vermişti.
Bir şehirde sanatçıların bulunduğu ve şehirde sosyal bir aktife yaşatması karma sergilerde görülebilir. Eskişehir Sanat Derneği bu bilinçle yılın her ayında gerek daha önce yaşamış sanatçıların unutulmamaları, gerekse anlamlı günlerde olmak üzere sanatçıları bir araya getiren sergiler düzenlemektedir. Onun için de Eskişehir’in sivil sanat kurumu olarak bir sergi salonuna gereksinimi vardır. İşte bu gereksinimini karşılamak ve Eskişehir’deki sergi açma ve sergi salonu ihtiyaçını karşılamak amacıyla Eskişehir Sanat Derneği Başkan Yardımcısı, iş adamı Ali Ünal’ın dernekdeki görevinde ilk icraatı olarak yeni şirket binası bünyesinde bir katını sanat galerisine çevirerek Şair Fuzuli Caddesi No: 38 ‘de “Eskişehir Sanat Sergi Salonu” adıyla gerçekleşmiştir. Bu sergi salonunda her hafta bir sergi açılacak. En önemlisi üniversitelerimizde yetişen genç sanatçılarımız Eskişehir’de hiç sergilerini açmadan ayrılıyorlar. Eskişehir’e vefa borçları olarak sanat yaşamlarındaki ilk sergilerini de açarak,bunu da gerçekleştirecektir. Sergi salonunun açılışında ressam, eski Eskişehir CHP Milletvekili Zeki Ünal’da bir konuşma yaparak iş çevrelerinin sanata desteğinin önemini anlattı.
Vefalı eş: Vicdan Bulunmaz Özer
Atila Özer ülkemizin önemli karikatür sanatçılarımızdan biri idi. O sadece dünyanın değişik ülkelerinde düzenlenen uluslararasında karikatür yarışmalarında ödüller almış bir sanatçı değil, karikatür sanatına kendisini adamış biriydi. Karikatür sanatının üniversitede iletişim sanatı dersi olarak yer almasından, üniversitede Karikatür Sanatını Araştırma Uygulama Merkezi’nin kurulmasına, üniversiteye bağlı, dünyada bile sayıları sayılabilecek kadar az olan Karikatür Müzesini kuran. Bu müzede her ay ülkemizin önde gelen karikatür sanatçılarının kişisel sergilerini açan ve bunun yanında ülkelerin karikatür sergilerini taşıyan bir karikatürcüdür.
Bütün bunların yanında bir çok mizah dergisinden üniversitenin yayınlarında, yerel ve ulusal gazetelerinde karikatürleri yayınlanan üretken karikatürcü. bilimsel sempozyumlarda bildiriler sunan, karikatür sanatı ve kültürü üzerine yayınlanmış bilimsel araştırma kitapları olan sanatçımızdı. 2011 yılında daha yapacağı çok işi varken 62 yaşında iken vefat etti.
Sanatçılar dağınıktır. Eserlerini, eskizlerini, kendisi ile ilgili belgeleri ve fotoğraflarını toplamazlar, arşiv oluşturmazlar, ölüm hiç akıllarına gelmez. Vefatlerinden sonra da her şey dağılır gider. Ülkemizde, bilhassa İstanbul’da, çok az sanatçının ailesi ellerindeki bu eserleri ya üniversitelere ya da devlet kütüphanelerine bağışlarlar. Buralarda onlarda korumaz, değerlendirmez. Ya bir tane bir tane çalınır, çalanın elinde kalır ya da depolarda fareler kemirir. Çoğunluk sanatçıların kitaplıklarını, eserlerini vefatının hemen arkasından sahaflara verildiğini ve sahaflarda süründüğünü görüyoruz.
Karikatür sanatçımız Atila Özer’in eserleri ve ondan geride kalanlar bunları yaşamadı. Eşi Vicdan Bulunmaz Özer, ilk işi olarak onları sınıflayarak sistemli şekilde arşivledi. Eşinin bile yapamadığı biyografisini hazırladı. Evini “Karikatür Sanatçısı Atila Özer Müzesi” yaptı. Uluslararası toplantıda Atila Özer’in 3 Nisan olan doğum gününün Dünya Karikatür Müzeleri Günü olmasını sağladı. Tepebaşı Belediyesi’nin Atila Özer Karikatürlü Ev Sergi Salonunda 12 dönemdir çocuklara karikatür atölyesi çalışması yapılmasına destek veriyor. Her yıl Atila Özer’in anılması nedeniyle Atila Özer’in karikatürlerinden çevre karikatürleri, Eskişehir ile ilgili karikatürleri gibi konulu sergilerini düzenliyor, albümlerini yayınlıyor. Vicdan Bulunmaz Özer son olarak da Atila Özer’in büyük emekleri olduğu Anadolu Üniversitesi ile ilgili çalışmalarını çok geniş çaplı, 560 sayfalık albüm kitabını yayınladı ve karikatür arşivlerine kazandırdı.
Vicdan Bulunmaz Özer, ülkemizde bir eşi gürülmeyen sanatçı eşine vefa gösteren, eserlerine sahip çıkan ve onu tanıtan, unutulmaz kılan çalışmaları bir sanat kurumun gerçekleştiremeyeceği disiplinle hiçbir kişi ve kurumdan destek almadan tek başına gerçekleştiriyor. Böyle bir çalışma gerçekten büyük bir emek ve vefa duygusu ister.kutluyoruz. Vicdan Bulunmaz Özer herkese örnek olsun… Sanat adına teşekkür ediyoruz, kutluyoruz.