Cuma günü LobiTürk ekibi ile birlikte Kıbrıs'taydım.
Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir program gerçekleştirdik. Ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkanı Ziya Öztürkler ile birlikte bir röportaj yaptım.
Genel olarak Kıbrıs'taki muhalefetin görüşleri, Güney kısmının silahlanmasını, Türk Devletler Teşkilatı süreci ve Türkiye ile ilişkilerden konuştuk.
Bu röportajın görüntülerini de ilerleyen günlerde Kanal26’da hem Ters Bakış programımda hem de Sürmanşet programımda sizlerle paylaşacağım.
Genel hatlarıyla Kıbrıs'ta muhalefet partisinin talebi Kıbrıs'ın Türk varlığı ve bütünlüğü açısından büyük bir tehlikeyi barındırıyor.
Zira Kıbrıs'ta muhalefet federasyon da bahsediyor. Türkiye'nin garantörlüğü konusunda ise muhalefetin herhangi bir olumlu bakış açısını görmek zor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın da sıkça ifade ettiği şey iki devletli çözüm ve ortaklık.
Muhalefetin önerisi ise Türkiye'yi garantör ülke olma noktasında saf dışı bırakacak bir süreci inşa ediyor.
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye'nin varlığının Kıbrıs açısından vazgeçilemez bir unsur olduğunu ifade ediyor.
Muhalefet özellikle Ersin Tatar hükümetine ve partisine "faşist" nitelendirmesini yaparken, "Kıbrıslılık" kavramını da öne çıkartıyor.
Genelleyici bir yaklaşım ile Rum kesiminin çıkarlarına hizmet eden farklı bir milliyetçilik kisvesi altında muhalefet, mevcut hükümeti Kıbrıslı olmamakla suçluyor.
Gözlemlediğim kadarıyla g enç jenerasyon da muhalefetin görüşünden yana.
Zira Güney'in, Kuzey'e göre daha ileri ve gelişmiş olması gençleri cezbediyor gibi.
Bu yüzden de Türkiye ile arasına mesafe koymaya karar vermiş muhalefetin ideolojisi özellikle genç jenerasyonlarda daha fazla karşılık buluyor.
Ersin Tatar ise Türkiyesiz bir Kıbrıs'ın asla kabul edilmediğini, artık adada iki devletli çözümün olduğunu, federasyon gibi yaklaşımların asla kabul edilemez olduğunu ifade ediyor.
Cumhurbaşkanı Tatar bir diğer taraftan Güney kesiminin Yunanistan'dan manevi olarak asla kopmadığına da işaret ediyor.
Açıkçası Kıbrıs'ta var olan durum özetle şu:
Güney'e tanınan inisiyatifler ile birlikte Güney kesimi adada daha ileri ve gelişmiş bir pozisyonda.
Kıbrıs'ta muhalefet partisi de Kıbrıslılık kavramını öne çıkartarak adanın bütünüyle Kıbrıslılardan oluşması gerektiğini, federasyon yapısı ile Güney ve Kuzey gibi salt bir ayrımın yapılmayıp içe içe yaşanabileceği görüşünden yana. Böylelikle adanın tamamı, Güney'in ve Yunanistan'ın da desteğiyle Avrupa Birliği'ne dahil edilebilir. Tabii, böyle bir durumda Türkiye'nin garantörlüğü konusu da ciddi tehlikeye gireceği gibi Türkiye'nin "Mavi Vatan" üstündeki çıkarları da baştan sona zedelenebilir.
İktidar ise böyle bir anlayışın buradaki Türk varlığına ciddi bir zarar vereceğini, zira Güney'in asla iç içe yaşamak gibi bir talebi olmadığı gibi Türk varlığının bu öneride asimile edileceği görüşünde.
Ersin Tatar ve kabinesi tüm hatlarıyla Kıbrıs'ın ana vatandan kopartılamayacağını böyle bir girişimin hem Türkiye'ye hem de Kıbrıs Türkleri'ne kasıtlı olarak zarar vereceğini söylüyor. Beraberinde de Mavi Vatan ve Gök Vatan yani hem deniz hem de hava sahası açısından Türk dünyasına mevcut durumun daha büyük katkılar sağlayacağını ifade ediyor.
Güney kesiminin Avrupa Birliği'nde olması ve Yunanistan ile olan ilişkisi, Kuzey kesiminin Avrupa'ya katılım süreçlerinin bütünüyle önüne geçiyor. Bu yüzden da Birleşik bir Kıbrıs önerisinin gerçekleşmesinden sonra Kıbrıs'ın bütünüyle Avrupa Birliği'ne alınabileceği konusu gündemden asla düşürülemiyor.
Durumlar Kıbrıs'ta pekala karışık.
Şu sıralar Kıbrıs Meclisi'nde bütçe görüşmeleri yapılıyor.
Epey hararetli geçiyordu görüşmeler ben oradayken.
Milletvekillerinin özellikle bütçe görüşmelerinde konuşma süresi yok.
Yani bir vekil kürsüde istediği kadar konuşma hakkına sahip.
Rekor 13 saatmiş.
Bir vekil 13 saat boyunca kürsüden inmeden konuşmuş.
Meclis Başkanı Ziya Öztürkler ile de Güney'in silahlanmasını konuştuk.
Öztürkler, silahlanmanın hiçbir zaman kimseye bir fayda sağlamadığını belirtmesiyle beraber hiçbir şekilde tedirgin olmadıklarını da ifade etti. Özellikle Türkiye'nin desteği ve garantör ülke olarak adada bulunmasının çok büyük bir güven olduğunu ifade etti.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a, Eskişehir'i de sordum.
Eskişehirli vatandaşların kendisine olan teveccühünden bahsettim.
Cumhurbaşkanı Tatar, kendisinin tatar olduğunu Eskişehir'de de tatarların olduğunu ve Eskişehir'de birçok kişinin kendisini aradığını ifade etti.
Üstümde kalmasın...
Eskişehirlilere Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın selamı var.