MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 1 Ekim’de TBMM Genel Kurulu’nda yeni yasama yılının açılışında DEM Partisi sıralarına gidip, el sıkışmasıyla yeni bir dönem başladı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, yeni yasama yılı resepsiyonunda el sıkışma ile ilgili soruya verdiği cevap el sıkışmanın normal bir el sıkışması olmadığı şeklindeydi. Bahçeli, TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan ve DEM Parti'li vekillerle tokalaşması için, "Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım" dedi

Devlet Bahçeli’nin öncülüğünde başlayan süreç Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle,PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın önceki gün örgüte kendisini feshetmesi çağrısında bulunduğu noktaya geldik.

Bin yıldır kardeş olan iki halk türkler ve kürtler tarihin birçok noktasında kader birlikleri yapmıştır.Bunlardan ilki 1071 Malazgirt meydan muhaberesidir.Bizans’a karşı Kürt beyliği Mervaniler,Selçuklu sultanı Alparslan ile birlikte hareket ederek,kardeşliğin tohumları Malazgirt’te atılmıştır.

Osmanlı imparatoru Yavuz Sultan Selim sürekli doğuya yöneldi.Bu doğrultuda Safevi’lerle sık sık karşı karşıya geldi.İkinci kavşakta Yavuz Sultan Selim ile Kürt bir alim olan İdris-i Bitlis’i arasında yapılan anlaşmadır.Bu anlaşmayla beraber Kürt aşiretleri Safevi’lere karşı Osmanlı’nın yanında yer alacaktı.İdris-i Bitlisi’nin girişimleriyle Kürt aşiretler Şah İsmail'e karşı bir sefer yapılması isteğiyle Sultanın huzuruna gelmişlerdi. Artık sefer için tüm şartlar hazırdı. Yavuz Sultan Selim, 1514 senesinde Çaldıran Ovası'nda Şah İsmail’i büyük bir hezimete uğratır.

Birinci Dünya savaşı sonrası Anadolu işgal edilmiş ve parçalanmaya çalışılmıştır.Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı kurtuluş mücadelesi dalga dalga yayılmıştır.Kürtler de bu sürecin aktif katılımcısı olarak tarihi direnişin sembolü olan Çanakkale ‘de yer aldıkları gibi Kurtuluş mücadelesi boyunca türkler ile sırt sırta,yürek yüreğe düşmana karşı savaşmıştır.Ağustos 1921’de Meclis’in olası bir işgale karşı Kayseri ‘ye taşınmasına yönelik Dersim Mebus’u,Atatürk’ün yakın dostu Diyap ağa şu açıklamayı yapmıştır.

“Biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga edip ölmeye mi?‘

Meclis’te büyük bir alkış tufanı kopar. Bravo sesleri, alkışlar yükselir. Herkesin beklediği cesur ses Diyap Ağa’dan çıkmıştır.

Eğer meclisi taşımak istiyorsanız buyurun gidin. Ama ben gidemem. Tek başıma bile olsam, bayrağım, dinim ve vatanım için son kurşunuma kadar savaşırım. Son kurşunu da kafama sıkarım. Bu böyle biline…”

Şimdi dördüncü kavşağın tam başındayız. Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin ilmek ilmek işledikleri yeni bir paradigma olan Terörsüz Türkiye ile prangalarımızdan kurtulacağız.Dünya’da lider ülke olma yolunda ilerleyişimizi artık önünde hiçbir engel kalmayacak.Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla birlikte PKK kendini fesh ederek yeni bir döneme geçmiş olacağız.Öcalan’ın çağısı nettir.Silahlar tamamen bırakılacağı gibi federalizm ve özerkliğin hertürlüsünü tartışma dışı bırakıyor.

Bu konuda CHP genel başkanı Özgür Özel’in ilk açıklamaları çok olumlu yönde.Söylemleri,kitlesinin önünde biryerde.Bu konuda samimiyetini göstereceği yer kitlesini dönüştürmekle mümkün olacaktır.

Sürece karşı çıkanlara en iyi cevabı ise Bursa Milletvekili Mustafa Varank verdi.

"Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin çağrısından rahatsız olanlar tam olarak ne istiyor? Madem rahatsızlar, onlar da terör örgütü silah bırakmasın ve kendini feshetmesin diye çağrı yapabilirler"..

Süreci hep birlikte sahiplenirsek başarılı oluruz.Tarihin dördüncü dönemecinde terörsüz bir Türkiye oluşturarak yine sırt sırta ve yürek yüreğe tüm dünya ya örnek olacak bir döneme girmiş durumdayız.

Türkiye ‘nin yeni yüzyılı kadim coğrafyamızın yükselişinin yüzyılı olacak.Kardeşliğin,birlik ve beraberliğin yüzyılı olacak.