Bölgede ilk kez 1999'da, Osmanlı Beyliği'nin kuruluşunun 700'üncü yılında ünlü tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık öncülüğündeki ekip tarafından yüzey araştırması olarak başlatılan çalışmalar, 2000 yılından itibaren Anadolu Üniversitesi (AÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Parman tarafından kazı niteliğiyle sürdürüldü.

AÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Altınsapan başkanlığında 2010-2014 döneminde yapılan çalışmalar, bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Eskişehir Müze Müdürlüğü başkanlığında AÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar'ın bilimsel koordinatörlüğünde yürütülüyor. Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar, yaptığı açıklamada, Karacahisar Kalesi'nde yaklaşık 5 yıldır aktif olarak kazı yapılmadığı için alanda öncelikle büyük bir temizlik ve kısmi onarım çalışmaları gerçekleştirilmesinin ardından iç sur çevresi ile sarnıçta arkeolojik çalışma yürütüldüğünü söyledi.

 

ÖNEMLİ BİR ARKEOLOJİK ALAN

 

Çalışmalar sonucunda mimari bulgulara ek olarak kalenin tarihsel sürecine ışık tutabilecek çok sayıda sikke, seramik ve maden esere ulaştıklarını belirten Yılmazyaşar, şöyle konuştu: "Karacahisar'ın fethi ile başlayan 14'üncü yüzyıl, Osmanlı Beyliği'nin kuruluş dönemidir. Bu döneme dair Osmanlı tarihçileri önemli çalışmalar yapmasına karşın sürecin tarihiyle sosyokültürel ortamı, ekonomisi, yönetim organizasyonu, kurumsal yapısına dair bilinmeyenler, bilinenlerden çok daha fazla. Bunun sebebi de 14'üncü yüzyıldan günümüze gelen kaynak ve verilerin yetersizliğidir. Karacahisar kazısının Türkiye'de gerçekleştirilen az sayıdaki Osmanlı kazısından biri olması, yazılı belgelerin sınırlı olduğu bu döneme dair toprağın altındaki verilerin her birinin çok önemli tanıklığı, bulacağımız her türlü verinin dönemin en önemli tarihsel belgeleri olma potansiyelini beraberinde getiriyor. Karacahisar Kalesi, Osmanlı arkeolojisinin en önemli ayaklarından birini oluşturuyor." (AA)

Editör: Milli İrade