İnsanı insan ile kandırmanın tanımıdır hümanizm…
Hümanistim diyenler…
Hümanist duyarlılıktan bahsedenler…
Kelimenin kendisinden başka bir bilgiye sahip değildir…
Bir de yıllar önce…
TDK eli ile dilimize saplanan hançerlerden biri olan sözlükteki karşılığı…
Şöyle ki:
“Hümanizm, Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde “insancılık”, “insanı sevme ülküsü” (TDK, 2005: 908) olarak tanımlanmıştır.”
Bu şöyle bir şey…
Sözlüğe…
“ABD: Demokrasi havarisi” yazmak gibi…
Peki aslında hümanizm nedir?…
“Hümanizm (Fransızca: humanisme), insan odaklılık veya insanmerkezcillik, kanunların düzenlenmesinde Tanrı'nın değil insan aklının esas alındığı rasyonalizm ile ampirizme odaklanan, 14. yüzyıl ile 16. yüzyıl sonlarında Avrupa'nın geniş bir kesiminde kabul görmüş felsefi düşünce öğretisi ve edebiyat akımıdır.”
Ya da…
“İnsanların; tanrıların, diğer teistik varlıkların veya doğaüstü güçlerin müdahalesi veya etkileşimi olmadan etik ve üretken hayatlar yaşayabileceklerine dair felsefi bir inanç olarak tanımlanır…”
Yani tanrısı insan olan…
Allah’ı reddeden…
Uydurma bir inanç akımı…
Ancak…
Edebiyat ile, sanatın diğer kolları ile desteklenip süslenmiş Allah ‘ı inkar eden bir akım…
Şeytan bile inkarcı değil isyancıdır…
İsyanı Allah’ın insana verdiği değere ve mevkiyedir…
İnsanın Allah gözündeki ederini ve değerini kabul edemediği için inandığı değil varlığını bildiği Allah ‘a asidir…
Hümanizm ise…
Şeytanı haklı çıkarmak istercesine inkar zehirinin tatlı ambalajına sarılmış halidir…
Daha amiyane bir deyişle “ ben kafirim” demenin süslü bir yoludur…
Çünkü nasıl bir müslüman laik olamaz ise…
Yine bir müslüman hümanist de olamaz…
Çünkü bunlardan birini olursa müslüman olamaz…
Her üçüyüm de diyen ancak cahil diye tanımlanır…
Son zamanlarda biraz daha yumuşatma ve soslama adına…
“Genelde deizm, ateizm ve agnostisizm ile bütünleşebilir ama hümanist anlayış bunlar için değildir…
Hümanizm, bu tür doğaüstü güçlerin varlığıyla ilgilenmeyen etik tabanlı bir görüştür…
Seküler bir hayat duruşu ilkesi ve her otorite karşısında insanı özgürleştirme çabasıdır…”
Gibi tarihsel süreci ve gelişiminden farklı bir şekilde yumuşatılmaya çalışılsa da…
Benim yukarıda verdiğim hükmü verebilmek için bir islam alimi olma gereği yoktur…
Bir müslüman hümanistim, sekülerim diyemeyeceği gibi, derse de müslüman değildir…
Ancak…
Dilimizi, eğitimimizi bu sahte kavramlardan temizleyemezsek…
Aslını ve doğrusunu öğretemezsek…
Daha çok bakıp bakıp şaşırırız…
Bizim çocuklarımızı nasıl devşiriyorlar diye…

AZ DA SAĞLIK…
Dr. Canan KARATAY gibi…
Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA gibi…
Dr. Ümit AKTAŞ gibi…
Bilinçli ve tecrübeli hekimler, bu vasıfları sayesinde yine “ kanıta dayalı tıp” çıların ( ki bu da bir aldatmaca / yanıltmaca isim/başlıktır)
kanunmuşcasına taptıkları klişe bilgileri her zorladıklarında…
Bu kapitalizmin köleleri tarafından linç edilmeye çalışılmaları onların haklılığının en büyük ispatıdır…
ESKİLERDEN…
Çok değil daha kırk yıl önce dolmuşlarda, hastanelerde , otobüslerde sigara içilir, elli yıl önce de doktorlar sigara markalarının reklamlarında oynardı…