Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sacit Güleç, kronik ağrı sorunu için uygulanan tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Tükenmeyen şiddetli ağrılar yaşam kalitesini azaltan önemli sağlık sorunlarından bir tanesi. Algoloji, hastanın bu ağrılarla yaşamak zorunda kalması durumda pek çok ileri tedavi yöntemini kişiye özel tekniklerle hayata geçiren önemli bir disiplin. Türkiye’nin en eski Algoloji bölümlerinden biri olan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalında, kronik ağrı sorunu çeken hastalar pek çok girişimsel işlemin yanı sıra ağrı pili uygulaması ile de başarılı şekilde tedavi edilebiliyor. ESOGÜ Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sacit Güleç ESOGÜ Hastanesinde yapılan tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
“Ağrı bizi uyardıktan sonra gereksiz hale gelir ve durdurulması gerekir”
Ağrının işlevinin savunma mekanizmasını harekete geçirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Güleç, görevini tamamlamış ağrının tedavi edilmesi gerektiğini belirterek, “Ağrı bizi uyardıktan sonra gereksiz hale gelir ve durdurulması gerekir. Bununla birlikte esas tedavi edilmesi gereken ağrı kronik ağrıdır. Yani uzun süredir devam eden ve artık koruyucu görevi olmayan müzmin ağrılardır. Tedavisinde öncelikle daha basit bilinen yöntemler deneniyor ilaç tedavisi, fizik tedavi yöntemleri gibi bunlardan fayda görülmezse Algoloji’nin alanına giren girişimsel yöntemlere başvuruluyor” diye konuştu.
“Diski küçültmek mümkün”
Ağrı tedavisi için kullanılan girişimsel yöntemlerin genel anlamda ağrıya neden olan yapılara ya da bu ağrıları ileten sinir sistemine özel yöntemlerle müdahale etmeyi içerdiğini belirten Prof. Dr. Güleç, “Örneğin zona nedeniyle ağrıları olan ve ilaçlarla bu ağrıları geçmeyen bir hastayı ele alalım. Zona sinir köklerini tutar ve onları duyarlılaştırır. Hastalar zona lezyonları kaybolduktan sonra bile yanma batma şeklinde şiddetli ağrılardan şikâyet eder. Sinir köklerini bozarak ağrı yapan bu hastalıkta özel görüntüleme yöntemleri ile görerek özel bazı iğnelerle bu sinir köklerine girerek bölgeye radyo dalgası (radyofrekans) verip sinirlerdeki duyarlılaşmayı gidermek mümkün olabilir. Bir başka örnek de sık rastlanan bir durum olan bel fıtığına bağlı ağrılar olabilir. Bel fıtığı nedeniyle ağrıları olan ve ilaçlarla ya da fizik tedavi yöntemleriyle rahatlamayan bir hastaya yine benzer yöntemlerle müdahale etmek mümkündür. Bazen de fıtıklaşan diskin içine özel iğnelerle girilerek diski küçültmek mümkün olabilir” dedi.
Her fıtığı bu yöntemlerle tedavi etmenin mümkün olmadığının altını çizen Prof. Dr. Güleç, bazen cerrahi müdahalenin de gerekebildiğini, bu durumun hastanın ve fıtığın durumuna göre değişiklik gösterebildiğini belirtti. Ameliyat olduğu halde ağrıları geçmemiş hastalara baş ağrısı, omuz ağrısı, diz ağrısı gibi vücudun her yerindeki ağrılar için yapılabilecek çeşitli girişimsel işlemleri; basit epidural enjeksiyonlar, sinir köklerine RF uygulamaları ve omuriliğe elektrik uyarıları vererek ağrı iletimini engelleyen ağrı pili yerleştirme olarak sıraladı.