Merkez siyaset ile taşra siyasetini birbirlerinden ayıran en önemli belirleyici nedir?

Merkez siyasetinde siyasetçiler, genel olarak pastayı büyütmek; taşra siyasetinde ise var olan pastayı, kavga, hile ve desiseyle bölüşmek için çaba gösterir...

Eskişehir'de de son 15 yılda siyasetçilerin büyük bir çoğunluğu hem kendi partisinin siyasi figürleri hem de rakip partinin siyasetçileriyle kavga ederek var olan pastadan en büyük payı almak için çaba gösteriyordu...

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyerek başlayayım yazıma. Adalet ve Kalkınma Partisi'nde Prof.Dr. Ayşen Gürcan ve arkasından, daha bir yıl olmadan siyaset sahnesine dahil olan CHP'den Ayşe Ünlüce, önce kendi partierindeki siyaset pastasını büyütmek ve ardından da Eskişehir'de siyasete küsen, siyasetle ilgilenmeyen kitleyi de oyuna dahil ederek, Eskişehir'in siyaset pastasını büyütmek için strateji uyguluyor. Haydi "strateji" demeyelim de kavgadan kaçınan, herkesten fikir isteyen, kendi partisinden olanların eksikliklerinin üstüne gitmek yerine kimsenin göremediği artılarını sık sık dile getiren siyaset anlayışları nedeniyle Eskişehir'deki siyaset pastasını büyütüyorlar...

İster farkında olarak yapsınlar isterse müstehzi bir gülüşle, "ay gerçekten bunu mu yapıyorum ben şimdi" diyerek yapsınlar, maşallah çok güzel bir şey yapıyorlar.

Çünkü Eskişehir'de siyaset pastasının büyümesi demek Eskişehir'in büyümesi, Eskişehir'deki herkesin bu pastadan pay almasıyla ekonominin büyümesi ve zamanla şehrin huzurunun artması anlamına geliyor...

2011 yılında Eskişehir'e gelen Prof.Dr. Nabi Avcı, ayağının tozuyla "Hocalar kavga etmez, hocalar konuşur" diyerek Eskişehir siyasetine istikbal belirlemişti. O ki dünyanın sayılı entelektüellerinden biriydi ve daha önce fikri tartışma dışında hiçbir kavga yaşamamıştı...

Nabi hoca Eskişehir'den ayrılırken kendi partisinden o kadar çok kişi ile konuşmuyordu ki, kendisiyle şahsi siyasi ikballeri için kavga eden kişilerin isimlerini buraya yazmaya kalksak gazete yetmez...

Eskişehir'in siyaset anlayışı, taşra siyaseti; daha önce kimseyle kavga etmemiş bir entelektüeli neredeyse küsmediği insan bırakmayacak düzeyde "kavgacı" yaptı, iyi mi!..

***

Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı 25 yıl değil, bu şehrin siyasetine 50 yıldan fazla yön veren Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen başlattı bu taşra siyasetini...

Siyasi pastayı partilerin değil de bilakis kendi kendisine oluşturan ve yeteri kadar büyüten Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir'de siyaset yapan veya yapmak isteyen kişilere öyle davranıyordu ki, insanlar ya arkasına bakmadan kaçıyor ya da kalıp, kendisi gibi kavga, desise, dedikodu siyasetine uyum sağlıyordu...

Eski çamlar bardak oluyor...

Son iki yılda o kadar çok şey değişiyor ki!..

Prof.Dr. Ayşen Gürcan, Eskişehir'e geldiğinde istese "Ben mutlaka milletvekili seçilecek sıradan yazılacağım. Bana ne Eskişehir kazanmış-kaybetmiş. Zaten çok severim tartışmayı, ben de bu kavgaların içine dahil olayım ve var olan siyaset pastasının büyük bir dilimini kendime ayırayım" diyebilir ve sırtını koltuğuna yaslayıp yaşananların keyfini çıkarırdı...

Yapmadı...

Bu yolu seçmedi...

Kendisine kavga çıksın diye gelen aracıların hepsini susturdu, kavga isteyenlerle yolunu ayırdı, zamanla öyle bir hale büründü ki, kendi partisinden olup da kavgayla beslenenler bile "Bu kadınla kavga edilemiyor ya" diye konuşmaya başladı. Ayşen Gürcan sayesinde şimdi bütün AK Partili siyasetçiler hizmetlerini artırarak, siyaseti büyüterek öne çıkmaya çalışıyor ve Eskişehir kazanıyor...

Ayşe Ünlüce de öyle...

Arkasından konuşan CHP'lilere kulağını kapattı önce; kendisine laf taşımak, parti içinde huzursuzluk çıkması için konuşmak isteyenlere ayırdığı vakitleri azalttı; "yok canım, öyle dememiştir bence" cümlesi, en ünlü cümlesi haline geldi...

Kendisinin kuyusunu kazanların farkında değil miydi, en üst perdeden biliyordu bu kişileri...

Arkasından konuşulanları duymuyor muydu, en netinden...

Düşmedi, bu tuzağa düşmedi...

Cumhuriyet Halk Partisi'nin siyasetini büyütüp, bu siyaseti hizmet siyasetine dönüştürüp sonra dönüp Eskişehir'in pastasını büyütmek için çaba göstereceği o kadar net ki, şimdiden söylemezsek hem eksik kalır hem de ayıp olur...

Birbirlerinden habersiz Eskişehir'in pastasını büyütüyor hem Gürcan hem de Ünlüce. Eskişehir siyasetini taşra siyaseti olmanın uzağına taşıyorlar...

Şimdilerde kendi kapılarının önünü süpürüyorlar, bir süre sonra karşı karşıya gelecekler mutlaka...

İşte o zaman da (kahinlik yapma derdinde değilim) alışık olduğumuz siyaset anlayışının çok dışında bir rekabetle karşılaşacağımızı söylemeliyim. Nasıl olacak, neler yapacaklar bilmiyorum, ancak tek bir hususta eminim: Bu rekabette kavga olmayacak; Eskişehir siyaseti büyüyecek ve dolayısıyla Eskişehir kazanacak...