Prof. Dr. Emiroğlu, son dönemdeki iklim değişikliklerinin çok ani refleks hava hareketlerinde hiç beklenmeyen anda ciddi yağışlar, yüksek/düşük sıcaklıklar ya da ortalama sıcaklıkların değişmesi ile kendini gösterdiğini belirterek “İklim değişikliği, küresel ısınma her zaman ısının artışı şeklinde yansımaz hayatımıza. Bazen çok düşük ısıları da görürüz. İklimimiz şu anda insan etkisinden dolayı çok daha hızlı değişiyor. Buzul devirleri ve buzul arası (interglasiyal) devirler vardır ve bu bir döngüdür. Buzul arası devirde yaşıyoruz ve buzul devrine gidiyoruz. Bunu hızlandırdığımız için ani hava olayları çok daha yoğun şekilde oluşuyor” dedi. İklim değişikliğinin tatlı su balık türleri üzerindeki etkilerini araştıran Prof. Dr. Emiroğlu, ekoloji değişikliğinin tür ve popülasyon büyüklüklerinin değişmesine sebep olduğunu, hiç bilmediğimiz canlıların yeni şartlara uyum sağlayabildiğini belirtti.
İSTİLACI BALIĞIN ZARARLARI
Prof. Dr. Emiroğlu mobilitenin kolaylaşması ve türlerin geçiş noktası olmasından dolayı Anadolu’da biyoçeşitliliğin çok yüksek miktarlarda olduğunu, ancak kendi içerisinde oluşan bu dengenin bozulmaya başladığını belirterek şöyle devam etti: “Tatlı su balıkları örneğinde görüldüğü üzere dışardan gelen bir türü öncelikle yabancı olarak kabul ederiz. Bu yabancı tür ekolojik sisteme, niş alışverişlerine, toplam bütçeye etkisi olup bu etkiler insana kadar ulaştığı andan itibaren bunlara ‘istilacı’ demeye başlıyoruz. Çünkü diğer popülasyonlar yok oluyor, ciddi anlamda baskılanıyor, istilacılar tür değişikliklerine sebebiyet verebiliyor ve sonrasında genel bütçe değişiyor. Ekolojik açıdan bakıldığında yeni bir denge oluşmuş oluyor. Bu denge genellikle dışardan insan eliyle değiştirilmiş oluyor. Bunun sonuçları hiçbir zaman tahmin edilemez. Doğa bir laboratuvardır ve bunun sonuçlarını hiçbir zaman kontrol edilemez.” Emiroğlu, istilacı balıkların barajlara zarar verdiğini, elektrik üretimini etkilediğini ve içme suyu havzalarının su kalitesini de bozduğunu da ifade ederek, “Çevreden Porsuk Barajı’na gelen su kullanılabilir hale getiriliyor. Ancak burada yoğun şekilde bulunan Carassius gibelio varlığı Porsuk Barajı’nın ömrünü kısalttığı gibi organik kirliliğini de artırıyor. Bu istilacı balık olmasaydı Porsuk Barajı’nda kullandığımız kadar klor kullanmayacaktık. Biz bunlar hakkında yeterli ve doğru önlemler almaz isek sularımızda ciddi bir kullanım sıkıntısı yaşayacağız” dedi. (İHA)