Çok değerli bir asker, siyasetçi, diplomat gibi unvanları olan Behiç Erkin, her şeyden önce Atatürk’ün silah arkadaşı ve en güvendiği insanlar arasında yer aldı.
Atatürk’ ile vefat günleri bir gün arayla ancak yıl farkı var tabi.
Ata’mız 10 Kasım 1938’de, Behiç Erkin 11 Kasım 1961’de aramızdan ayrıldı.
Hayatı boyunca çok önemli işlere imza atmış ve tarihteki yerini almış değerli bir şahsiyet.
Görevleri arasında Bakanlık, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü, Büyükelçilikler var.
Böylesi önemli bir şahsiyet vasiyeti üzerine Eskişehir topraklarında yatıyor.
Geçtiğimiz gün çeşitli kurumlar tarafından vefat yıldönümü dolayısıyla mezarı başında anıldı.
Behiç Erkin ile ilgili çeşitli etkinlikler düzenlendi.
***
Behiç Erkin’in hayatına şöyle bir baktığımızda nasıl dolu dolu geçtiğini görürüz.
Çanakkale Harbi bittikten sonra müttefikimiz Almanların savaşın kazanılması payından dolayı Alman Devleti'nin en önemli nişanı olan Demir Haç Madalyası'nın en üst mertebesi olan 1. Dereceden Demir Haç Madalyası ile onurlandırdıkları iki komutandan biri. Diğeri ise Mustafa Kemal Paşa.
Keza Türk Kurtuluş Savaşı'nın Mustafa Kemal tarafından "Siz sevkiyatlarda başarılı olun ki, ben cephelerde başarılı olayım" diyerek tüm İstiklal Harbi cephe sevkiyatlarını güvenerek emanet ettiği ve tarihte Mustafa Kemal'in yakın arkadaşı olarak bilinen komutan. Kurtuluş Savaşı sonrasında gerek İstiklal Madalyası, gerekse de TBMM Özel Takdirnamesi ile onurlandırılan Kurtuluş Savaşı kahramanı.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nın kurucusu ve ilk genel müdürü (1920-1926) olan Erkin, "Demiryollarının Babası" olarak anılır.
Atatürk'ün en yakın ve en eski (1907'den itibaren) mesai arkadaşlarındandır ve özel mektuplarla düşüncelerini en açık surette paylaştığı, ülke ve dünya meseleleri üzerinde fikir alışverişinde bulunduğu sayılı kişilerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu'nda demiryolları hakkında bir eser yazan ilk ve tek Müslüman Türk'tür. II. Dünya Savaşı sırasında Paris büyükelçiliği esnasında binlerce Yahudi'yi Nazi soykırımından kurtarmasıyla da tanınmaktadır.
6 milyon Yahudi soykırıma uğramak üzere bilmedikleri bir istikamette raylar üzerinde trenlerle Auschwitz'e doğru yol alırken, Behiç Erkin üzerlerine ay-yıldız astırttığı, "Büyükelçi'nin vagonları" diye anılan trenlere bindirdiği 20 bine yakın Yahudi'yi aynı rayların ters istikametinde, hem de Almanya toprakları üzerinden yaşama, yani Türkiye'ye göndermeyi başarmıştı.
***
Soyadı Kanunu çıktığında "Erkin" soyadı Behiç Bey'e 8 Şubat 1935 tarihinde Atatürk tarafından bizzat ve yazılı olarak verildi. Atatürk'ün yakın arkadaşına uygun gördüğü Erkin kelimesinin anlamı şudur: "Her şart altında kendi doğru kararını verebilen, müstakil fikirli"
11 Kasım 1961 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybeden Behiç Erkin, ilk Genel müdürlük görevini aldığı İzmir-İstanbul-Ankara hatlarının birleştiği Eskişehir (Enveriye) istasyonundaki üçgende defnedilmesini vasiyet etmiştir. Ölüm tarihinden bir süre sonra TCDD Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan anıt mezara nakledilerek vasiyeti yerine getirilmiştir.