Bu aralar şehrin gündemi çok yoğun birçok da sorun var dile getirmemiz gereken ama bu hafta köşemde kendi sorunlarımızdan yani meslektaşlarımızın sorunlarından bahsedeceğim. Az biraz da sitem edeceğim. Şu aralar iyice kabak tadı veren bir durum ortaya çıktı. Eleştirel bir haber yapıldığında ‘Bu haber para karşılığında yapıldı.’ ya da ‘Bu şunun adamı bak bu haberi şu kişi yaptırdı.’ gibi ithamlarla karşılaşıyor meslektaşlarım, arkadaşlarım. Şu ana kadar bana diyen olmadı ama denmeyeceği anlamına da gelmiyor. Şimdi öncelikle para alıp haber yapan insanlar var mıdır, herhalde vardır. Biz bunlara kendi aramızda ‘Tetikçi’ deriz. Yaptıkları işe de ‘Gazetecilik’ değil ‘Tetikçilik’ deriz. Şimdi buradaki sorun şu. A partisi, B partisi, C kişisi, D kuruluşu hiç fark etmiyor. Her eleştirel haber yapıldığında bu iş sanki bir itibar suikastı düzenlenmiş gibi algılanmaya başladı. Haberi yapan gazetecilere de para aldığı yönünde ya da birisinin ona bu haberi yaptırdığı yönünde ithamlarda bulunulmaya başladı.

HAKKINIZI HUKUKLA ARAYIN

Sevgili büyüklerim, arkadaşlarım bu iş böyle gitmez. Bir haberin yanlış olduğunu hatta yalan olduğunu düşünüyorsanız, arayın gazetecileri konuşun. Haberin doğru olduğunda ısrarları sürüyorsa, siz de yalan olduğundaki iddianızı sürdürüyorsanız dava açın. Davayı kazanırsanız tekzip yayınlatın, internet sitesinde yayınlandıysa da haberi kaldırtın. Mesleğimiz zaten zor, her geçen gün de zorlaşıyor. Üstüne bir de siz gazetecileri böyle ithamlarla karşı karşıya bırakınca daha da zorlaşıyor. Bazı arkadaşların üzerinde psikolojik baskılar oluşuyor. ‘Şimdi ben bu haberi yapacağım ama şu yaptırdı’ denilecek gibi düşünceler ediniyor arkadaşlar. O yüzden ricam gazetecilerin itibarını da düşünerek hareket etmeniz ve sorunu iletişim yoluyla çözebiliyorsanız iletişim yoluyla çözmeniz. Çözemiyorsanız da hakkınızı hukuki yollarla aramanız.

SESİNİZİ DUYURAMAYACAKSINIZ

Yoksa ciddi ciddi yakında sesinizi duyuracak gazeteci de bulamayacaksınız. Yazıp çiziyoruz, birçok meslek grubunda baskılar, çalışma şartlarının ağır olması, emeğin karşılığının alınamaması, şiddet gibi birçok sebeple insanlar mesleklerini bırakıyor ya da ülkeyi terk etme çabasına giriyor. Bunları dile getirmediğimiz için sanmayın ki, gazetecilik güllük gülistanlık gidiyor. Meslekte 8’inci yılımdayım, onlarca arkadaşımız aramızdan ayrıldı, başka mesleklere yöneldi. Kalanlar da cidden mesleğini seven, özveri ile yapmaya çalışan insanlar. Asgari ücret ya da biraz üstü bir maaşla hatta bazıları asgari ücret bile alamayarak bu işi yapıyor. Birçoğu da sözleşmesinde yer alan madde gereği, gazetecilikten başka ek iş yapamıyor. Gazeteciliğe tutunmalarındaki, tutunmamızdaki tek neden de mesleğimizi sevmemiz. İşini hakkıyla yapan gazetecileri de meslekten soğutmayın.

YENİ NESİL ARKADAN GELİYOR

Bu kadar gazetecilikten bahsetmişken, geçtiğimiz günlerde Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Süleyman İrvan’ın Yerel Gazetecilik dersi için öğrencisi Sebahat Melda Şenol’a gazetemizle ilgili bir röportaj verdim. Kendilerine ilgileri için teşekkür ederim. Gazeteciliğin giderek zorlaştığı şu günlerde, bu işi öğrenmek isteyen ve bunun için çabalayan bir neslin arkadan yetiştiğini görmek beni mutlu etti. Şuraya da bir link bırakayım. Okurlarımız belki bir göz atmak ister.

https://haberuskudar.com/milli-irade-gazetesi-sorumlu-yazi-isleri-muduru-onur-senturk-eskisehirde-haber-degeri-tasidigini-dusundugumuz-her-konuya-gazetemizde-yer-veriyoruz