Tadımız tuzumuz kalmadı şu hayatta.
…
Yediğimiz hiçbir şeyden aynı lezzet gelmiyor.
Çenemiz yoruldu artık.
Midemiz abukluyor.
Dişlerimiz, birer birer terhis oluyor.
Nimetler, neşterli bir toprakta hikmetinden boşanıyor.
…
Biz büyüdükçe çirkinleştiğimiz için, hayaller güzelliğini yitiriyor zannediyoruz. Çocuk olmak, şimdilerde tat vermiyor halbuki.
Misketler köşeli.
Gazoz kapakları kıvrımsız.
Kibrit kutuları kıymetsiz…
…
Habersiz olmanın cehalet dengi bitmiş, sorumsuzluk olgusu kalkmıştır.
Her şeyden haberdar olmanın yükündedir insanlık.
Kurdun kuzuya zulmetmesinden,
heryerdeki herkes de mesuldür artık.
…
Muhabbetten habersizdir ruhlar.
Dostluk, sözlükte anlamı arananlardandır.
Aşk, başka bir şeyin adıdır bugün.
Sevmek ahmaklık oldu.
Sevilmek ise dizgin tüccarına katlanmak.
…
Evlat babadan habersiz.
Baba ise evlattan hayırsız.
Ruhlar can verir her hengamede…
İş bilmez eşler ile eşitlenmiştir zulümler.
Ne istediğini bilmeyen istekler ile kurulmuştur hükümler.
…
Yazılan beyhude kelamlar, kalbe dokunmayacak olup zaten okunmayan kitaplar, yalandan rüzgarlar estiren görseller, ustanın tezgahından geçmeden söylenen sözler, duygusuz duygular, hadsiz arzular ve daha nice niteliksiz olgular…
Yay, oktan kaçmıştır.
Ok, yaydan şaşmıştır.
Zıvanaya hasret sahte bir nizamda,
insanlığın ayağı kaymıştır…
…
Tadımız tuzumuz kalmadı şu hayatta.
Her şey aslından ve aşkından uzaklaşıyor.
Her şeyin en doğrusunu bilmenin zannının kibrinde, hiçbir şeyi bilmemeye doğru yol devam ediyor.
Hiçbir şey, eskisi gibi olmuyor.
…
Tuzumuz mu bitti?
Yoksa tuzumuzun tadı mı gitti?
Koktu kokacak gibi.
Bozulmuş mudur acaba?
…
Ne yapmalı azizim?
Tuza mı basmalı tuzu?
Tuza tuz mu katmalı?
Nereden mi bulmalı?
Ruhumuzu yangın eyleyen kalbimize sormalı.
O bilir sanki…