1.000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen ‘Esenlik Araştırması’na göre
genel esenlik düzeyini en çok etkileyen faktörler çalışma hayatındaki özerklik, sosyal
ilişkilerden hoşnutluk ve mevcut sosyo-ekonomik statü oldu. İş yerinde rol belirsizliği arttıkça
tükenmişlik hissinin de arttığı, sosyal ilişkilerden hoşnutluk ve çalışma özerkliğinin ise bu hissi
azalttığı tespit edildi. Y kuşağı genel esenliği en düşük, tükenmişlik hissi en yüksek kuşak olarak
dikkat çekerken Z kuşağı da Y kuşağına çok yakın bir tablo çizdi. Raporda ayrıca iklim
değişikliğine bağlı olayların kişilerde eko-anksiyeteye yol açtığı, bu durumun da genel esenliği
ve tükenmişliği artırdığına vurgu yapıldı. Anket katılımcıları, ücret dışında en önemli
beklentilerinin yan haklar olduğunu belirtirken kadın çalışanlarda esenlik, erkek çalışanlarda
ise anlam beklentisi yüksek çıktı.
Kurumsal esenlik çözümü Wellbees ve yılda ortalama 1,9 milyon kişinin yeni işini bulmasına
doğrudan katkı sağlayan Kariyer.net, çalışanların esenlik düzeyini etkileyen faktörleri belirlemek
üzere ‘Esenlik Araştırması’ yaptı. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi'nden
akademisyenlerin danışmanlığında, 26 sektörden 1.000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen
araştırmada, ‘genel esenlik’, ‘tükenmişlik’ ve ‘işten duygusal memnuniyet’ olmak üzere esenliğin
üç boyutu ele alındı.
Çalışanlar fikirlerinin sorulmasını bekliyor
Araştırmada, bireyin hayatında anlam bulduğu hem fiziksel hem ruhsal olarak hoşnut hissettiği
durumu ifade eden genel esenliği en çok etkileyen faktörlerin çalışma hayatındaki özerklik yani
çalışanların iş ortamında kendi kararlarını aldıkları ve fikirlerinin sorulması, sosyal ilişkilerden
hoşnutluk ve mevcut sosyo-ekonomik statü olduğu bulundu.
Rol belirsizliği tüketiyor
Son yıllarda iş dünyasında giderek daha fazla duyulmaya başlanan tükenmişlik de araştırmanın
konu başlıkları arasında yer aldı. Buna göre tükenmişliği rol belirsizliği yani çalışanların
kendilerinden ne beklendiğini bilmeme ve görevlerinin net olmaması durumları arttırırken,
çalışma özerkliği ve sosyal ilişkilerden hoşnutluğun tükenmişliği azalttığı görüldü. Genel esenliği
azaltan ve tükenmişlik hissini artıran bazı faktörlerin aynı olması, bu iki durumun birbirini
tetikleyebileceğini de gösterdi.
İş dünyası için yeni alarm: Eko-anksiyete
Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından biri de iklim krizi olaylarının çalışanlar üzerindeki etkileri
oldu. Tanık olduğumuz iklim değişikliklerinin kişilerde kaygı ve korkuya yol açma durumunu ifade
eden eko-anksiyete hem genel esenliği hem de tükenmişliği orta düzeyde etkileyen faktörler
arasında yer aldı. Araştırmada eko-anksiyetenin yüksek çıkma sebebinin firmaların bu alandaki
çalışmalarının oluşturduğu farkındalık sonucu olabileceğine vurgu yapıldı. Öte yandan
makroekonomik ortama duyulan güvenin düşük olması da hem genel esenliği hem de
tükenmişliği etkileyen bir diğer ortak faktör oldu.
Y ve Z kuşağı mutsuz ve tükenmiş hissediyor
Araştırma, katılımcıların yüzde 73,7’sini oluşturan Y ve X kuşaklarının esenliğinin düşük olduğunu
da gösterdi. Buna göre Y kuşağı her iki kategoride de ilk sırada yer alırken Z kuşağı da Y kuşağına
çok yakın bir tablo çizdi. X ve Baby Boomer kuşağının ise Y ve Z kuşağına nazaran daha yüksek
esenliğe sahip olduğu ortaya çıktı.
Ofisten çalışmak işten ayrılma niyetini artırıyor
Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 80,5’i ofisten, kalan kesim ise hibrit veya uzaktan çalıştığını
aktarırken ofisten çalışanların işten ayrılma niyetinin diğer çalışanlara göre daha yüksek olduğu
belirlendi. Öte yandan katılımcıların yüzde 13’ünün haftada 40 saat ve altı, yüzde 64’ünün 40-50
saat, yüzde 23’ünün ise 50 saatten fazla çalıştığını söylediği araştırmanın sonuçları, uzun saatler
çalışan katılımcıların firmalarına daha bağlı göründüğünü de ortaya çıkardı.
Çalışanlar en çok yan hak, en az eğitim beklentisi içinde
Araştırma kapsamında katılımcılardan iş hayatında ücret dışında hangi beklentilere sahip
olduklarını sıralamaları istendi. İlk sırayı yan haklar alırken bunu sırasıyla işin anlamlı olması,
kişisel değerlerle örtüşmesi, kişisel gelişime faydalı olması, topluma faydalı olması ve esnek
çalışma olanakları izledi. Çalışanların en düşük beklentisi sertifikasyon ya da diploma eğitimi
imkanı olurken geleceğe hazırlayan kısa süreli eğitimler ve doğum günü gibi özel gün izinleri de
öncelikli beklentiler arasında yer almadı.
Z kuşağı anlam arayışında
Erkeklere göre kadın çalışanlarda esneklik beklentisinin yüksek, anlam beklentisinin düşük çıktığı
araştırmada ayrıca eğitim seviyesi arttıkça topluma faydalı olma ve kişisel gelişim beklentilerinin
azalıp esneklik beklentisinin arttığı, sosyo-ekonomik seviye arttıkça anlam beklentisinin
yükseldiği, iş tecrübesi arttıkça da eğitim beklentisinin azalıp kişisel değerlere uyum ve topluma
faydalı olma beklentilerinin arttığı saptandı. Z Kuşağı işte anlam bulmak, işin değerlerle
örtüşmesi, esneklik ve özel izinler konularını daha yüksek; gelişim, kısa süreli eğitim, sertifika veya
diploma imkanlarını daha düşük öncelikte sıraladı.
Esenliğin zirvesinde esnek çalışma var
Araştırmaya göre psikolojik destek almaya en sıcak bakan kesimler kadınlar, evliler ve büyürken
daha varlıklı ailelerde yetişenler oldu. Katılımcıların yaklaşık yüzde 10’unun ise esenlik
uygulamalarının faydalı olmadığını düşündükleri, kalan yaklaşık yüzde 90 katılımcının bu
uygulamaların zihinsel ve bedensel sağlıklarını iyileştireceğine, stres ve kaygı yönetimine faydalı
olacağına daha çok katılım gösterdikleri bulundu. Çalışanlar tarafından en yaygın görülen esenlik
uygulamalarının ilk sırasında ise esnek çalışma olanakları yer alırken bunu esenlik ve stres
yönetimi eğitimi ile uzman destekleri takip etti.