Buluşmada Rektör Adıgüzel’in yanı sıra Rektör Danışmanı ve Sinema Televizyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Kılınç, İletişim Bilimleri Fakültesi (İBF) Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Bayçu, Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. İncilay Cangöz, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Necip Serdar Sever, İletişim Tasarımı ve Yönetimi Bölümü Başkanı ve Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Deniz Taşçı, Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Yüksel, Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü yöneticileri ve personeli yer aldı.  

Sohbet havasında geçen buluşmada, Anadolu Üniversitesi’nden mezun olan basın mensuplarıyla bir araya gelinerek samimi bir hasbihal gerçekleştirildi. Eskişehir’in medya dünyasında önemli roller üstlenen gazetecilerle yapılan bu toplantıda, üniversitenin güncel çalışmaları, geleceğe yönelik projeleri ve Açıköğretim Sistemi başta olmak üzere birçok konudaki yenilikler ele alındı. Basın mensuplarının merak ettikleri sorular yanıtlanırken, üniversitenin gelecek vizyonu ve planları detaylı bir şekilde paylaşıldı.

Rektör Adıgüzel: “Açıköğretim Sistemini hızlı şekilde dijitalleştirdik”

Konuşmasına Açıköğretim Sistemi ile ilgili önemli başlıkları aktararak başlayan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel şunları söyledi: “Açıköğretimle ilgili yeni bir düzenleme yapmamız gerekti. Yeni görevime başladığım için süreci baştan ele alıyoruz. Mevcut durumumuzu değerlendirerek hangi alanlara dokunmamız gerektiğini belirliyoruz. Çağın gereklilikleri, dönemin dinamikleri, yeni teknolojiler ve bilimsel yaklaşımlar ışığında neler yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Tüm bunları göz önünde bulundurarak geleceğe yönelik güçlü bir strateji oluşturmayı hedefliyoruz. Dünyadaki yeni trendleri yakalamak, bir üniversite olarak bizim sorumluluğumuzdur. Gelişen teknolojiler ve değişen dinamikler doğrultusunda geri kalmamak, aksine öncü olmak zorundayız. Sadece Anadolu Üniversitesi değil, tüm dünya pandemi sonrası uzaktan eğitimde yeni bir döneme geçti. 2025 yılında, pandemi öncesindeki veya 20-30 yıl önceki yöntemleri kullanarak aynı sonuçları elde edemeyiz. Eğitim anlayışı, öğrenci beklentileri ve teknolojik altyapılar köklü bir dönüşüm geçirdi. Açıköğretim Sistemi de bu değişimden etkilendi. Pandemi öncesinde her yıl yaklaşık 300 bin mezun veren sistem, pandemi döneminde bir milyon mezun verdi. Normal şartlarda üç yılda mezun olamayan öğrenciler, hızla mezun oldu. Bu durum, öğrenci sayısında ciddi bir düşüşe neden oldu. "Açıköğretim kapanıyor mu?" sorusunu gündeme getiren asıl neden, Açıköğretim Bürolarının kapatılması sürecidir. Türkiye genelinde 81 ilde 120 büromuzda 492 personelimiz çalışıyor. Ancak pandemiyle birlikte Açıköğretim Sistemi hızla dijitalleşti. Tüm yayınlarımızı e-Kampüs platformuna taşıdık ve hizmetleri merkezden, online olarak sunabilir hale getirdik. Artık kimlik alma, diploma başvurusu, ders kaydı, kitap temini gibi birçok işlem için bürolara gitmeye gerek kalmıyor. Bu dijital dönüşümle birlikte Açıköğretim Bürolarının işlevi de azaldı. Şu anda yeni bir döneme giriyoruz ve süreç henüz kesinleşmemiş olsa da büroların kapatılmasının ardından çalışanlarımızın mağdur olmaması için Ankara ile görüşmeler yapıyoruz. Planlanan düzenlemeyle, personelin bulundukları illerdeki üniversiteler başta olmak üzere çeşitli devlet kurumlarına geçişleri sağlanacak. Ayrıca, büroların kapatılması için yedi aylık bir süre tanıdık. Temmuz ayına kadar bürolar faaliyet göstermeye devam edecek, bu süreçte farklı plan yapmak isteyen çalışanlarımız için zaman tanınmış olacak.”

“Yapay zekâ ve bilişimle ilgili programlar açacağız”

Bir diğer önemli konunun Açıköğretim Sistemindeki bazı programların kapatılması olduğunu belirten Rektör Adıgüzel: “Öğrenci sayısının ciddi şekilde azaldığı 11-12 programımız bulunuyor. Bu programlar artık neredeyse hiç tercih edilmezken, bazıları sektör tarafından da talep görmüyor ve mesleki anlamda geçerliliğini yitirmiş durumda. Dünyada dijitalleşme, yapay zekâ ve veri analitiği gibi alanlar hızla öne çıkarken, öğrenci ilgisinin olmadığı programları sürdürmek yerine, bu dönüşüme ayak uydurmalıyız. Halihazırda 50’den fazla programımız var. Öğrenci sayısı düşen programları kapatarak hem Açıköğretim Sistemi hem de örgün eğitim kapsamında yapay zekâ ve bilişim alanlarında yeni programlar açmayı teklif ediyoruz. Bu sayede, çağın ihtiyaçlarına uygun eğitim programları sunarak geleceğin mesleklerine yön veren bir yapıya kavuşmayı hedefliyoruz.

Açıköğretim Sistemine bağlı İktisat ve İşletme Fakülteleriyle ilgili önemli bir konu da diploma düzenleme sürecidir. Bu fakültelerden mezun olan öğrenciler Açıköğretim Fakültesi yerine İktisat Fakültesi veya İşletme Fakültesi diploması almaktadır. Ancak bu durum, açıköğretim olmasına rağmen açıköğretim ibaresinin kullanılmaktan kaçınılması anlamına geliyor. İşletme ve İktisat Fakülteleri açıköğretim kapsamında olmasına rağmen, açıköğretim ibaresinin kullanılmaması, Türkiye’deki diğer kurumlar tarafından da eleştirilen bir konu. Aldığımız yeni karar doğrultusunda, yeni kayıt yaptıran öğrencilerimiz Açıköğretim Fakültesi çatısı altında eğitimlerini alacaklar. Şu an eğitimlerine devam eden öğrencilerimiz ise haklarını koruyarak diplomalarını kaydoldukları yılın şartlarına göre alabilecekler. Açıköğretimle ilgili bir diğer önemli konu da burada görev yapan akademisyenlerin görev yerlerinin yeniden yapılandırılmasıdır. İş süreçlerinin merkezileşmesi ve dijitalleşmesi, yönetimi daha verimli hale getirirken, Açıköğretim merkezinde 200’den fazla akademisyenin istihdam edilmesinin esprisi kalmıyor. Örgün programlarda eğitim veren hocalarımızın zaten her birinin Açıköğretim ders kitabı var, dersi var ama kendi fakültelerinde işlerine de devam ediyorlar. Bizim için en kıymetli şey insan kaynağı. Bu nedenle, insan kaynağımızın çok verimli kullanılması anlamında yüz yüze eğitimde değerlendirmek üzere Açıköğretim Fakültesi’nde görev yapmakta olan 200’den fazla hocamızın ilgili akademik birimlere ve fakültelere geçişlerini gerçekleştirdik.”

“Sinema Anadolu’da halk günleri başlıyor”

Anadolu Üniversitesi tarafından uygulanan ve pandemi ile ertelenen bazı konular olduğunu aktaran Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel: “Bu projeler arasında en öne çıkanlardan biri Eskişehir Uluslararası Film Festivali (EFF). Önümüzdeki aylarda festivali hayata geçireceğiz ve aynı zamanda başlatacağımız Sinema Günleri ile vizyon filmlerini Sinema Anadolu'da hem öğrencilerimizle hem de Eskişehirlilerle buluşturacağız. Eskişehir halkının ücretsiz olarak yararlanabileceği Halk Günü uygulamasını da bu süreçte hayata geçireceğiz. Ayrıca, Uluslararası Kısa Film Akademisi (UKFA) tarafından yürütülen bir projeye ev sahipliği yapacağız. Bu proje kapsamında Eskişehir temalı kısa filmler çekilecek ve bu filmlerin tüm hakları üniversitemize ait olacak. Protokolümüzü hazırladık ve önümüzdeki günlerde resmi olarak imzalayacağız. Sinema alanında gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalarla, Eskişehir’i adeta bir film platosuna dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bir diğer önemli projemiz ise medya sektörüne nitelikli ve güvenilir haberler ulaştırmak amacıyla Anadolu Üniversitesi Haber Ajansı (AnaHaber) adlı bir haber ajansı kurmak. Bu ajans ile haber içeriklerini hem yazılı hem de görüntülü şekilde servis edeceğiz. Bu yeni girişim, üniversitemizin medya alanındaki etkisini artırarak hem öğrencilere hem de sektöre önemli bir katkı sunacak. Türkiye’nin ilk ve tek profesyonel üniversite tiyatrosu olan Tiyatro Anadolu, Mart ayında yeni oyunu ile sahne alacak. Uzun bir aradan sonra yeni bir oyunla perdelerini açarak sanatseverlerle buluşacak. Ayrıca, Konservatuvarımızın konserleri kesintisiz devam edecek. Özellikle bu yıl Piyano Festivali’ni de gerçekleştireceğiz, böylece müzikseverleri özel performanslarla buluşturmayı hedefliyoruz. Uluslararası yayınevi konusunda da çalışmalarımızda son aşamaya geldik. Üniversitemizin 4.600 kitabı bulunuyor ve bu sayıyla dünya sıralamalarında ilk 10’da yer almamız gerekir. Ancak, çağın gerekliliklerine uygun olarak dijitalleşmeye geçmemiz şart. Mevcut yayınlarımızı dijital ortama taşıyarak, uluslararası indekslerde yer almayı hedefliyoruz. Bu yayınevine kurumsal bir kimlik kazandırdıktan sonra, ayrı bir üniversite birimi olarak faaliyet gösterecek. İlk adımımız, tüm yayınlarımızı farklı dillerde dijitalleştirmek ve dünyadaki üniversitelerin veri tabanlarında yer almak olacak. 2025 yılı sonuna kadar bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Bununla birlikte, bilimsel dergi sayımızı da artıracağız. Anadolu Üniversitesi, güçlü altyapısı ve akademik potansiyeliyle bu hedefleri kolaylıkla gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip.” dedi.

Çağdaş Sanatlar Müzesi ve İBF ziyaret edildi

Kahvaltının ardından basın mensupları ve Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Anadolu Üniversitesi’nin önemli sanat ve iletişim alanlarındaki çalışmalarını yerinde inceleme fırsatı buldu. Çağdaş Sanatlar Müzesi ziyaret eden katılımcılar, üniversitenin kültür, sanat ve akademik alanlardaki faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi aldı. Müze Müdürü Prof. Rıdvan Coşkun, müze ve Anadolu Üniversitesi Sanat Koleksiyonuna dair ayrıntılı bilgileri Rektör Adıgüzel ve basın mensupları ile paylaştı. Ardından İletişim Bilimleri Fakültesi’ni ziyaret ederek Anadolu Üniversitesi’nin bilim, sanat, medya ve dijitalleşme konularındaki yenilikçi adımları, Eskişehir yerel basını ile paylaşılarak üniversitenin gelecek hedefleri geniş bir perspektifte ele alındı. Bu samimi buluşma, üniversite ile basın arasındaki diyaloğun güçlenmesine ve iş birliğinin artmasına da katkı sağladı.