Her olayı birbirine karıştırdılar...
Meclisin dinamik kitleye ihtiyacı var düşüncesini biz yerleştirmeye çalıştıkça inatla bu fikri yıkan genç siyasetçilerimizin artık daha dikkatli olması ve birkaç etik değeri öğrenmesi gerekiyor. Sanırım tecrübe burada ortaya çıkıyor. Hep okumanın, araştırmanın, yaşamışlığın ve politika bilgisinin yaştan daha önemli olduğunu savunuyordum. Hala da öyle ama şu sıralar 'Acaba tecrübe daha önemli olabilir mi?' sorusunu kendi içimde cevaplamaya çalışırken zihnimi yoruyorum. Çünkü mantıklı düşündüğüm taraflarda bir yerlerde doğru olmadığını biliyorum fakat bazı isimler yüzünden çelişki yaşıyorum.
Benim zihnimi yormayın lütfen Melih Bey...
İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi ve Büyükşehir Belediyesi Eski Başkan Adayı Melih Aydın, sosyal medya hesabını sosyal medya ünlüsü (influencer) gibi kullanmaya doymadı. Kendisi seçimden sonra bir süre takım elbise giymek istemediğine dair açıklama yapmıştı. Biz de durumu yorgunluğuna ve o dönem sıkı çalışmasına yormuştuk ama sanıyorum kendisi zihinsel olarak siyasetten koptu. O zaman siyaseti bıraktığını açıklasın ki biz de sadece eğlenmek ya da kafamızı dağıtmak için kendisini takip edelim.
Yok, 'Ben siyasetçiyim' diyorsa da yalnızca gündemin en çalkantılı konularında ortaya çıkıp birkaç özlü söz, birkaç yıkım fotoğrafının hemen ardından kurgulanmış komik videolar paylaşmasın.
Canımı sıkan ve bana 'Ama artık bu kadar da olmaz ki!' dedirten olay, Eskişehir'in tanınmış sanayicilerinden Selka Şirketler Grubu Kurucusu Yenal Mert ve Selkan Kaya'nın babaları Selahattin Kaya'nın vefatının hemen ardından gülerek paylaştığı kivili fotoğrafı oldu.
Aydın'ın ilk kusura da değil bu üstelik...
Daha önce de Türkiye gündemine oturan, bizim içimizde günlerce yük olan başka olaylardan sonra 'Kurtlar Vadisi' yürüyüşü yaptığı videolar, ailesi ve arkadaş çevresinde kullandığı esprilerin bulunduğu görseller gibi birçok paylaşım yapmıştı.
Gençlere ulaşmak böyle bir şey değil. Siz konuyu çok yanlış anlamışsınız...
Aydın'ın anlayacağı şekilde söylemek gerekirse; sosyal medyada trend olmuş bir cümle ile yazımın bitişini yapayım:
'Sen ne anlatıyorsun be abla? Gözünü seveyim be abi?'