Nerede kaldı milliyetçilik? Nerede kaldı dava adamlığı ve nerede kaldı ülkücülük?

Kabul etseniz de etmeseniz de Türkiye Cumhuriyeti’nde kaybetmeyecek tek görüş milli davadır. Sağcı-solcu fark etmeksizin herkesin ilk aklına gelen vatana hayırlı olandır. Bütün dünya toplumlarında vicdanıyla, saygısıyla, birbirine bağlılığıyla, barış yanlısı olmasıyla tanınan tek millet bizim milletimizdir. Buna rağmen hele bir dil uzatın, el kaldırın… Sonra köşenize geçip bir izleyin.

Bakın görün ki neler olur…

Hal böyleyken şimdi etrafıma bakıyorum da ‘ülkücülük’ adını kullanıp hiç milli tavır takınmayan aksine milletin yararına olmayan ne kadar çok parti mensubu türedi. Hatta temelini ‘ülkü’ üzerine kurduğunu söyleyen yeni sayılabilecek bir parti var ki ‘Türklük’ ile dahi alakası yok.

Dümdüz muhalefet.

Biliyorsunuz efendim ben ‘dümdüz’ muhalefetleri hiç sevmem. Sadece ‘Aman efendim yapmayalım’ demekle muhalefet olunmaz.

Bana şimdi diyorlar ki ‘Aybüke iktidarı daha az eleştiriyorsun’

Evet.

Muhalefeti daha çok eleştireceğim ki onlar iktidarı eleştirsin. Yanlışa yanlış demeyi bilsin. Yahu kaç kere söylemek lazım muhalefetin amacı iktidarı eleştirmektir. İktidara oy kazandırmak değil.

Bunlar masanın altından birbirlerinin ayaklarını dürtüyorlar…

Her şeyin iç içe girmesine sebep oldular. Bugün savundukları birkaç saat sonra başka oluveriyor. Eskişehir’de de aynısı olmadı mı dostlar?

Cumhuriyet Halk Partisi her gün ‘Karşı taraf bize yardım etmiyor’ dedi. Ayşe Ünlüce ile Gürhan Albayrak ortak çalışınca da ‘Vay efendim nasıl çalışırlar’ oldu.

Şimdi düşünüyorum da tarih kitaplarında bize en basit haliyle okutulan, şarkılarda, türkülerde, marşlarda tüylerimizi diken diken eden o milli görüşün artık yok olmaya başlaması bunun en büyük sebebi.

Milliyetçilik, sağcı olmak demek değildir. Milliyetçilik ırkçı olmak demek değildir. Milliyetçilik, özünü bilmek. Reddedilemeyecek köklü geçmişine sahip çıkmaktır.

İsmim Aybüke ve öz Türkçe.

Muhtemelen adım birçoğundan daha ülkücüdür.