Araştırmalar sonucunda her 10 tıp fakültesi öğrencisinden 1’inin henüz meslek hayatına başlamadan şiddete uğradığı görülüyor. Öğrencilerin %76’sı “bağırma”, %63’ü “psikolojik aşağılanma” yaşadığını ifade ederken; %22’si fiziksel, %2’si ise cinsel şiddete maruz kaldığını belirtiyor. Lokman Hekim Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şeker, bu tablonun mesleki motivasyonu ve sağlık sisteminin geleceğini tehdit ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Henüz öğrenciyken yaşanan bu travmalar, geleceğin sağlık profesyonellerini mesleklerinden soğutuyor. Bu durum hem bireysel hem de sistemsel olarak ciddi sonuçlar doğurabilir. Tıp öğrencilerinin daha mesleğe başlamadan şiddetle karşılaşması, onların hizmet verme kararlılığını ve bağlılığını zedeliyor. Bu gidişle bir gün bize bakacak hekim bulamayabiliriz.” Araştırmalarda, sağlık çalışanlarının da büyük kısmının benzer deneyimler yaşadığı görülüyor. Katılımcıların %69’u meslek hayatlarında şiddete uğradığını ifade ediyor. Katılımcıların maruz kaldığı şiddet türleri arasında ilk sırada %80 ile bağırma yer alırken, %72’si tehdit, %59’u ise aşağılanma yaşadığını belirtiyor. Fiziksel şiddet oranı %25’i buluyor; kesici alet veya ateşli silahla saldırıya uğrayanların oranı ise %10 olarak bildiriliyor. En dikkat çekici bulgulardan biri, şiddet sonrası sürece dair gözlemler. Araştırmaya katılan sağlık çalışanlarının çoğunluğu, yaşanan olayların ardından herhangi bir gelişme yaşanmadığını belirtiyor. Yalnızca %4’ü saldırganın yakalandığını ve uygulanan yaptırımı yeterli bulduğunu ifade ediyor. Beyaz Kod başvurusu yapanların oranı ise sadece %1. Lokman Hekim Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şeker, sağlıkta şiddetin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun olduğunun altını çizerek, çözüm için çok paydaşlı bir iş birliğine çağrı yaptı: “Bu tablo sadece hekimleri değil, toplum sağlığını da ilgilendiriyor. Hasta memnuniyetsizliğinden iletişim problemlerine, eğitim eksikliklerinden iş yüküne kadar pek çok noktada eş zamanlı adımlar atmalıyız. Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, yapıcı ve etkili bir mücadele yürütülmeli. Farkındalık çalışmaları kadar, uygulamalı destek mekanizmaları da güçlendirilmelidir. Bununla birlikte hekimlik mesleğinin itibarını güçlendirmeye, doktorların mesleki saygınlığını yeniden inşa etmeye de ihtiyacımız var. Toplumda hekimlik mesleğine duyulan güveni ve saygıyı yeniden tahkim etmeliyiz.”
Vakfın önerileri arasında; tıp fakültelerine yönelik iletişim ve çatışma yönetimi eğitimleri, kamuoyuna dönük bilinçlendirme kampanyaları, sağlık çalışanlarına hukuki haklarını anlatan bilgilendirme panelleri ve topluma yönelik şiddetle ilgili eğitimlerin yaygınlaştırılması yer alıyor. Vakıf tarafından sağlık çalışanlarının meslek onurunu koruyacak ve güvenli çalışma ortamlarını destekleyecek yapısal değişikliklerin önceliklendirilmesi gerektiği de vurgulanıyor.
Lokman Hekim Sağlık Vakfı, 1986’dan bu yana tıp fakültesi öğrencilerini yalnızca maddi değil; mesleki ve sosyal anlamda da desteklemeye devam ediyor. Geleceğin hekimlerinin etik değerlere bağlı, dayanıklı ve topluma duyarlı bireyler olarak yetişmesi için burs programları, sosyal sorumluluk projeleri ve farkındalık çalışmaları yürütüyor.