Tören Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Hamit Güçlüer’in Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasıyla başladı. Törende basın açıklamasını Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Hamit Güçlüer yaptı.
Nitelikli pek çok meslektaşlarının yurtdışına göçüne tanık olduklarının altını çizen Güçlüer, hayatlarını uzun bir eğitim ve çalışma dönemi ile geçiren hekimlerin emeklilik sonrası derin bir yoksullaştırma politikası ile karşı karşıya olduklarını savundu. Güçlüer, “Emekli hekimler yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkûm ediliyor. Sağlıkta şiddet her geçen gün artarak sağlık alanındaki en önemli sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Sağlıktaki şiddetin en önemli nedeni, sağlık alanını ticarileştiren, sağlık çalışanlarını güvenliksiz ortamlarda, performansa dayalı gece gündüz çalıştıran sağlık politikalarıdır. Sağlıkta şiddeti yaratan unsurları oluşturan sistemi değiştirmeden bu şiddetin bitmeyeceğini biliyoruz. Sağlıksızlığı yaratan her şey halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik kriz giderek derinleşirken başta yoksullar olmak üzere toplumun tüm kesimlerini etkiliyor. Aylık olarak ödenen GSS primi dışında, hastaneye başvurulduğunda, muayene katılım bedeli, ilaç katılım bedeli, tıbbi malzeme katılım payı gibi 14 ayrı kalemde katkı payı ödenmektedir” diye konuştu.
‘İYİ HAL BELGESİ’ İÇİN BAŞVURU 3BİN25’
Ekonomik kriz nedeniyle başta üniversite hastaneleri olmak üzere kamu ve özel birçok hastane faaliyetlerini sürdürmekte güçlük yaşadıklarını belirten Güçlüer, kamu üniversitelerinin büyük bir borç yükü altında olduğunu söyledi. Güçlüer, “Tıp fakültelerinin hastaneleriyle birlikte, işletme değil, bilim üreten, öğrencilerini geleceğe en iyi şekilde hazırlarken nitelikli sağlık hizmeti veren kurumlar olduğu unutulmamalıdır. Bizler yıllardır mevcut sağlık sisteminin toplumun sağlık sorunlarına çözüm üretemediğini, aksine sorunları derinleştirdiğini, hekimlik yapmanın koşullarını giderek içinden çıkılmaz hale getirdiğini dile getiriyoruz. Artık bu şartlarda çalışamıyoruz.yurt dışına hekim göçü her geçen gün artarak sürmekte. TTB'ye ‘İyi Hal Belgesi’ için başvuru sayısı, 2023 yılında 3 bin25 oldu. Mevcut sağlık sisteminin reform adı altında sürüklendiği tahribat, ağır çalışma koşulları, sağlıkta şiddet ve düşük ücretler; hekimlerde umutsuzluğa, mesleği bırakmaya, istifalara sebep olmaktadır. Artık yeni mezun hekimlerin çok büyük bir kısmı ne yazık ki yurt dışında çalışmak istemektedir. Türkiye'de uygulanan özelleştirmeci ve piyasacı sağlık politikaları ile halkın sağlık hakkı önemli ölçüde elinden alınmıştır. Birçok yerde devlet hastaneleri kapatılarak kamu sağlık hizmeti şirketleştirilmiş şehir hastanelerine bırakılmıştır. Genel sağlık sigortası ile tüm toplumun sağlık sigortasına ulaşacağı algısı yaratılırken bugün milyonlarca yurttaşımız sağlık güvencesinden yoksun hale getirilmiştir. Bu sağlık politikaları ile halk sağlığı yok sayılırken, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da hakları her geçen gün geriletilmiştir. Hekimlerin sağlık emekçilerinin yaşam ve çalışma koşullarını görmeyen bu sağlık sistemi iflas etmiştir. Hekimler mutsuz umutsuz tükenmiş durumdadır” diye konuştu.
‘PARASIZ BİR SAĞLIK SİSTEMİ İNŞA EDİLMELİDİR’
Sağlık Bakanlığı’ndan politika üretenlerden ve yönetenlerden taleplerini sıralayan Güçlüer, sağlıkta özelleştirmeci piyasacı yaklaşımlar durdurulması gerektiğine dikkat çekti Güçlüer, “Sağlık hizmetleri toplumcu kamusal bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir. Kamuyu borç batağına sürükleyen şehir hastaneleri kamulaştırılmalı devlet hastanelerine dönüştürülmelidir. Şiddetin önlendiği can güvencesinin sağlandığı güvenceli çalışma ortamları sağlanmalıdır. Şiddeti kışkırtan söylemlere son verilmeli, mobbing ayrımcılık ve kayırmacılık sonlandırılmalıdır. Uzun çalışma koşulları ve özlük haklarımız düzeltilmelidir. Emeğimizin karşılığını alabildiğimiz emekliliğimize yansıyan güvenceli ücretimiz olmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirilmelidir. Basamaklı sağlık sistemine geçilmelidir. Katkı katılım payı altında her türlü ücretlendirmeye son verilmelidir. 5 dakikada bir muayene uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Acil servislerde acil vakalar dışında poliklinik hizmeti verilmemelidir. Koruyucu sağlık sistemi öncelenmelidir. Basamaklandırılmış ve parasız bir sağlık sistemi inşa edilmelidir. Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakata dayalı olmalıdır. Parasız kamusal bir sağlık hizmeti gerçekleştirilmelidir” sözlerini kaydetti.