Sivrihisar’a bağlı olan Kaymaz Mahallesinde bir altın madeni olduğunu biliyoruz.
Çıkartılan altın, siyanürle ayrıştırılıyor.
İşlem sonrası oluşan atık, atık depolama tesisine gidiyor.
Söz konusu tesisten bir tane var, ancak kapasitesi dolmak üzere.
O nedenle yenisi yapılmak isteniyor.
 
*
 
Yapılsın elbette, kimsenin buna karşı çıktığı yok.
 
*
 
Ancak başka yer bulunamamış gibi, yerleşim yerinin dibine ‘siyanürlü zehir barajı’ inşa etmek istiyorlar!
 
*
 
Yahu kardeşim, başka yer mi yok?
Ne istiyorsun ahalinin canından, Allah aşkına!
 
*
 
Başka yere yaparsa daha fazla para harcayacak ya beyim…
O nedenle, insan canının köküne kibrit suyu!
 
*
 
Her neyse…
 
*
 
Zehir barajı için ÇED raporu hazırlandı.
Rapora itiraz edildi, dilekçeler verildi.
Fakat itiraz reddedildi ve rapor onaylandı.
Bununla beraber çeşitli davalar açıldı, şu an mahkemelerden çıkacak karar bekleniyor.
Karar çıkana kadar da, zehir barajına başlanmayacağı tahmin ediliyor.
 
*
 
Bu noktada, İYİ Parti Eskişehir teşkilatı Kaymaz’a gitmiş ve orada yaşayan vatandaşlarla görüşmüş.
 
*
 
Konuya ilişkin bilgi aldığım İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, Kaymaz izlenimlerini şöyle aktarıyor:
 

  • Gençlere iş vaadinde bulunmuşlar, ama yöredeki gençlere iş filan çıkmamış.

  • Yöre içinden istihdam edilen çalışan sayısı son derece az; o bölgede bir hayli genç işsiz varken dışarıdan getirilen geçler çalıştırılıyor.

  • Bir de, yöre içinden istihdam edilen az sayıdaki gencimize, en ağır işleri, en kötü işleri veriyorlar.

  • Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda erken doğum hadiseleri oldukça sıklaşmış ve verim düşmüş.

  • Kanser vakalarının arttığı ifade ediliyor.

  • Yer altındaki kısıtlı suyun çekilip altın arama madenlerine götürüldüğünü de duyduk. Bu nedenle yöre insanı sulama yapmakta zorlanıyormuş. Yani su kaynakları, hem tükeniyor hem de kirleniyor.

 
*


Başkan Ektaş, Kaymaz’da yaşayan yurttaşlarımızın ağzından dinlediklerini, yukarıda okuduğunuz şekilde aktardı.
Bu sorunlar, ‘mevcut siyanürlü zehir havuzu’ nedeniyle baş gösteriyor.
Buna rağmen, ‘yeni bir siyanürlü zehir barajı’ daha inşa etmek isteniyor; hem de yerleşim yerinin dibine!
 
*
 
Buna izin verecek miyiz?
Anayasal haklarımızı kullanıp demokratik bir biçimde direneceğiz.
Böylelikle, inanıyorum ki, söz konusu ‘zehir barajı’ insanlardan uzak ve verimli arazisi olmayan taşlık-kayalık bir yere yapılacak.

NOT: Okuduğunuz yazıyı 2 Temmuz 2020 tarihinde kaleme almıştım. Pandemiyi fırsat bilenler, insanlar evlerine hapsolmuşken ikinci atık barajını inşa ettiler. Şimdi ise aynı bölgeye, yine insanların burnunun dibine daha büyük kapasiteli ve Çanakkale’den gelecek cevherin de işlendikten sonra oluşacak atığın bırakılacağı üçüncü atık barajını yapmak için ÇED duyurusuna çıktılar. İkinci atık barajının inşa edilmesiyle beraber var olan hastalıklarda artış görüldüğü, hayvanlardan beklenen verimin alınamadığı biliniyor. Şimdi üçüncüsü ve çok daha büyüğü yolda. Yarın, yaşam alanının yanı başına yapılması planlanan üçüncü atık barajının detaylarını aktaracağım.