Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Projesi açılışına katıldı. Açılış öncesi trenin vatman koltuğuna oturan Cumhurbaşkanı Erdoğan, test sürüşü gerçekleştirdi. Açılış programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün şehrimizin ulaşımını rahatlatmanın yan ısıra, aynı zamanda tarihi boyutu da olan anlamlı bir açılış töreni vesilesiyle bir aradayız. Kazlıçeşme-Sirkeci raylı sistemi, ülkemizin en eski demiryollarından biridir. İlk kısmı bundan 153 yıl önce hizmete giren hat, özellikle Bakırköy ve Yeşilköy’ün gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Yaklaşık 141 yıl boyunca İstanbul ulaşımının omurgalarından biri olan hattımız, Marmaray’ın açılışı ile birlikte hizmetini tamamlamıştı. Gebze-Halkalı banliyö hattı metroya dönüştürülerek hizmete devam ederken Sirkeci ile Kazlıçeşme istasyonları arasındaki 8,3 kilometrelik kesim atıl durumda kalmıştı. İstanbul’un ihtiyaçlarını gözeterek Sirkeci - Kazlıçeşme arasında atıl duran bu hattı modernize etmeye karar verdik. Hattın üzerindeki gerekli iyileştirme ve değişimleri yaparak yepyeni bir tasarımla tekrar İstanbul’a kazandırmayı amaçladık. Böylece hem demiryolu hem de yaya odaklı çevreci bir projeyi İstanbullu kardeşlerimizin istifadesine sunmayı istedik” ifadelerini kullandı.
“Hat güzergahında tarihi eserleri yenilemeye hazır mıyız”
Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum ile arasında geçen konuşmayı anlatan Erdoğan, “Murat kardeşime şunu söyledim. Şimdi önümüzde bir karar var. İnşallah Sirkeci garından tüm bu istikamette, istasyonlar başta olmak üzere, tarihi eserler başta olmak üzere, buraları sıfır kilometre yenilemeye ve buralardan İnşallah sadece İstanbul’a değil tüm dünyaya mesajımızı vermeye kararlı mıyız. Bunu yaparsa AK Parti yapar. 5 yıl boşa geçti. Niye bir şey yapılmadı. Yapamazlar, yapmazlar. Bunların böyle bir derdi yok. İşte Sirkeci’den şu geldiğimiz noktaya kadar bütün binalar yıkık dökük. Surlar yıkık dökük. Bunları da İnşallah biz yapacağız. Bugün amacımızı gerçekleştirmenin sevincini yaşıyoruz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Projesi’nin içerisinde 7,3 kilometre yaya yolu, 7,3 kilometre bisiklet yolu, 122 bin 550 metrekare meydan alanları, 6 bin metrekare kapalı sosyal kültürel alan, 74 bin metrekare yeni yeşil alanı ile 14 yaya geçidi, 13 karayolu geçidi yer aldığını kaydetti.
“İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının toplum uzunluğu 340 kilometreye çıktı”
İstanbul’un modern bir ulaşım projesi kazandığını vurgulayan Erdoğan, “Bu hattımızı hizmete alınmasıyla İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarını toplam uzunluğu 340 kilometreye çıkmaktadır. Sadece demiryolu inşası yapmayıp, ayrıca çevrede yaşayan insanların konforunu arttıracak diğer düzenlemeleri de gerçekleştirdik. Ecdat yadigarı tescilli durakları, sanat tarihçileri, mimarlar, arkeologlar nezaretinde kurul kararları doğrultusunda restore ettik. Cerrahpaşa ve Samatya hastanelerine erişimi kolaylaştıracak yeni bir durağı da mevcut hatta ilave ettik. Sirkeci - Kazlıçeşme raylı sistem hattını önümüzdeki 30 yıllık süreçte ekonomiye toplam katkısının 785 milyon Euro olacağını hesaplıyoruz. Yeni nesil ulaşım projelerimizin en güzel örneklerinden birini teşkil eden hattın ülkemize şehrimize, ilçemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
“Ecdada borcumuzu başkaları gibi istihkar ederek değil, yadigarlarını ihya ederek ödüyoruz”
Tarihi hattın hikayesini de anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hattın ilk bölümü 1871 yılında Yedikule-Küçükçekmece arasında resmen hizmete girer. Ancak Yedikule’deki başlangıç istasyonu şehrin iş merkezi olan Eminönü bölgesinden uzakta kalır. Bunun üzerine hattın Sirkeci’ye uzatılması istenir. Fakat uzantıların Topkapı sarayının sahil kesiminden geçecek olması ve güzergah üzerindeki sahil köşkleri sebebiyle tereddüt yaşanır. Durum Sultan Abdülaziz’e aktarıldığında Sultan tarihe geçecek şu sözleri söyler; ‘Memleketime tren yolu yapılsın da isterse sırtımdan geçsin, razıyım’der. Ecdat söz konusu vatana hizmet olunca meseleye daima bu zaviyeden bakmıştır. CHP zihniyetinin hakaret ettiği, husumet beslediği ecdadın tavrı budur. Yeter ki bu yapılsın, sırtımdan geçsin. Bugün halen kullandığımız pek çok eserde ecdadın imzası bulunuyor. Bizde ecdada vefa, mirasını ihya anlayışıyla hem ecdada hürmette kusur etmiyor, hem de emanetlerine sahip çıkıyoruz. Bizlere bu toprakları vatan olarak bırakanlara şükran borcumuzu başkaları gibi istihkar ederek değil, yadigarlarını ihya ederek ödüyoruz. Geçmişte atalarımızın hayalini kurduğu Marmaray, Avrasya Tüneli, Çanakkale Köprüsü gibi vizyon projelerini tek tek hayata biz geçirdik. Bizim siyasette tek bir ilkemiz var o da millete hizmetkarlıktır. Mesele bugün hangi mevkide olduğunuz değil, geride hangi eserleri bıraktığınızdır. Bunun önemini özellikle tarihimize baktığımızda çok daha iyi anlıyoruz” açıklamalarında bulundu.
“İstanbul yeniden çöp, çukur, çamur oldu”
İstanbul’un kendisinin Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’nı devraldığı dönemde çöp, çukur ve çamurla anıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kim vardı iktidarda CHP. Yani şu andakinin büyükleri. Peki İstanbul bize niye devredildi. Bütün bu pisliklerden kurtulmak için. Rahmetli Kadir bey İstanbul’a yeni bir çehre verdi. İstanbul yeniden ayağa kalktı. Bizim devrettiğimiz o miras Kadir bey ile bu şahsa kadar geldi. Bu şahıs nasıl olduysa bir yanlışlık oldu bu görevi aldı. İstanbul yeniden çöp çukur çamur oldu. Yatırım yok. Şu anda Sirkeci’den buraya kadar gelirken tren hattındaki hali gördüm. Diyoruz ki yeniden İstanbul. 32 gün kaldı” dedi.
“Ülkemize kazandırdığımız vizyon projeleri CHP zihniyeti tarafından engellenmek istendi”
Türkiye’nin yakın tarihinde büyük saldırılarla karşı karşıya kaldığının altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Terör örgütlerinin eylemlerinden, 15 Temmuz ihanetine, ‘ordu göreve’ pankartlarının asıldığı Cumhuriyet mitinglerinden İstanbul’un sokaklarının tarumar edildiği gezi vandallığına kadar nice saldırıya maruz kaldık. İktidar partisi olarak her iki kişiden birinin oyunu aldığımız bir dönemde uyduruk gazete kupürleri üzerinden partimiz kapatılmaya çalışıldı. Bürokratik oligarşinin sabotaj girişimlerinin ardı arkası kesilmedi. Uluslararası yayın organları manşetleri üzerinden hükümetimiz hedef alındı. Hak ve özgürlükler alanında attığımız her adım, bu ülkenin ana muhalefet partisi tarafından iptal edilmek üzere sürekli mahkemelere götürüldü. Ülkemize kazandırdığımız vizyon projeleri yine CHP zihniyeti ve gezici tayfa tarafından engellenmek istendi. Bir de sen bir şey yap. Sancaktepe’de mevcut metronun açılmış kuyusunu doldurmak suretiyle hizmet ettiğini zanneden, Kağıthane’de maalesef temel atma değil temel atmama töreni yapacak kadar zavallı olan bir İstanbul yerel yönetimi var. Tüm bunlara rağmen ülkeye ve millete hizmet yolundan sapmadık. Bugün geriye baktığımızda sadece Fatih’in emaneti olan bu aziz şehirde değil 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının her bir karışında eserimizin mührümüzün olduğunu görüyoruz. Türkiye’yi ulaştırmadan sağlığa, turizmden ticarete, teknolojiden savunma sanayiine kadar her alanda büyütmenin kıvancını yaşıyoruz. Her beşer gibi elbette eksiklerimiz, hatalarımız olmuş olabilir ancak Türkiye ve Türk milletinin esenliği, huzuru ve istikbali için verdiğimiz hasbi mücadelenin şahidi bu ülkenin tamamıdır. Biz artık gençlerimizin zamanının misafiriyiz. Şimdiye kadar şerefle taşıdığımız emaneti, aydınlık yarınlarımızın teminatı olan teknofest gençliğine inşallah gururla teslim edeceğiz. Tıpkı ecdat gibi geride şükranla yad edilecek güzel bir miras bırakabiliyorsak ne mutlu bize. Yönlerini ülkemize dönmüş dünyanın dört bir yanındaki mazlum kalplere umut aşılayabiliyorsak ne mutlu bize. Yetimin, öksüzün, garibin, ihtiyaç sahibinin elinden tutup kaldırabiliyorsak ne mutlu bize. Bunların dışında bir mutluluk kaynağı tanımıyoruz. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da halka hizmet hakka hizmettir düsturu ile gönüller yapmak için koşmaya devam edeceğiz”
“İstanbul’a nimet olarak bakanlar, ihmalkarlıkları ile şehrin bitkisel hayata girmesine sebep oldu”
Erdoğan, İstanbul’un önemine dikkat çekerek “Bu şehri tüm dinamikleri ile tanıyan birisi olarak İstanbul’un ihmale gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz. İstanbul kendisine vakfedilmeyi, uğruna adanmayı gerektiren, sadece ve sadece kendisi ile ilgilenilmesini isteyen bir şehirdir. Bunun için İstanbul’a hizmet sorumluluğu, yarı zamanlı yapılacak bir iş değildir. Son 5 yılda bu gerçeği maalesef acı şekilde yaşayarak tecrübe ettik. İstanbul’a emanet olarak değil de nimet olarak bakanlar, ihmalkarlıkları ile, tamahkarlıkları ile bu güzel şehrin bitkisel hayata girmesine sebep oldu. Bilhassa trafik sorunu. Şu İstanbul’un ulaşım sorunu ne durumda görüyorsunuz. Attığı bir adım var mı. Bakıyorsunuz toplu taşımacılıkta her taraf rezillik. ‘Bu noktalarda ne yaparız ederiz bu işi çözeriz’ diye bir dert yok. Metrobüslere bakıyorsunuz yok. Şehrin birçok bölgesinde trafik kördüğüm. Öyle ki 2019 yüzde 47 olan trafik yoğunluğu bugün yüzde 64 e yükseldi. Her bir İstanbullu yılda 288 saatini trafikte kaybediyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın hayata geçirdiği projeler olmasaydı muhtemelen İstanbul’un trafik çilesi artık katlanılmaz halde olurdu. Son iki yılda toplam 51 km metro hattını şehrimizin istifadesine sunduk. Geçen ay sonu ülkemizin en hızlı metro hattı olan 37.5 kilometrelik Gayrettepe - Kağıthane projesini hizmete aldık. Sabiha Göçken Havalimanı - Pendik metrosunu devreye aldık. Uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul parolası ile yeni hatları, yeni ulaştırma projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz” dedi.
“İstanbul’un fetret devrini sona erdireceğiz”
Cumhur İttifak İBB Başkan Adayı Murat Kurum’un projelerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“31 martta Murat Kurum kardeşimizin şehrin emanetini devralmasıyla birlikte projelerimiz daha da hızlanacaktır. 31 Mart’tan itibaren inşallah Murat Kurum kardeşimiz ile birlikte AK Parti yerel yönetimi ile Cumhur İttifakı Ankara’da el ele verdiğimiz zaman herhangi bir sarkma söz konusu olmayacak ve yola emin adımlarla yürüyeceğiz. Kaldığımız yerden yeniden ‘Bismillah’ diyerek işe koyulacak, inşallah aziz İstanbul’un fetret devrini sona erdireceğiz. Öncelikli hedefimiz ortalama yolculuk süresini 64 dakikadan, 39 dakikaya düşürmek olacaktır. Raylı sistemlerde toplam uzunluğu bundan 5 sene sonra 650 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz. Ardından bin 4 kilometreye ulaştırarak trafik sorununa kalıcı bir çözüm bulmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde kentsel dönüşüm başta olmak üzere çevre ve şehircilikte hayata geçireceğimiz yeni projelerle İstanbul’u sadece depreme dayanıklı hale getirmekle kalmayacak, daha da güzelleştireceğiz. Bilim insanlarının vakit kaybetmeksizin hazırlanmamızı tavsiye ettiği deprem gelmeden önce İstanbul’un yapı stoğunu yenileyeceğiz. Aralığın son haftasında ‘yüzyılın dönüşümü İstanbul’ projesini paylaşmıştık. Geçtiğimiz Cuma günü İstanbul özelinde yürütülecek kentsel dönüşüm uygulamalarına dair cumhurbaşkanlığı kararını yayınladık. Evini dönüştürmek isteyen hak sahiplerine bir konut için 700 bin liraya kadar hibe, 700 bin liraya kadar kredi veriyoruz. Kiracılara yüz bin lira tahliye desteği sağlıyoruz. Toplam hibe miktarı 800 bin liraya ulaşıyor. Açıkladığımız destek paketinin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Nasıl yalancının mumu yatsıya kadar yanarsa, algı ve sosyal medya belediyeciliğinin kullanım tarihi de inşallah yakında sona erecektir.”