Erkeklerde daha erken yaşlarda bipolar bozukluk görülme riski olduğunu dile getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Bipolar bozukluğun tedavisi için ilk olarak doğru teşhis koyulması önemli. Tanı koyulduktan sonra ataktaki kişinin tedavisi ve atağı geçmiş iyileşmiş kişilere yönelik tedaviler olarak süreç başlatılır.” dedi. Tedavide ilaç ve psikoterapinin temel yöntemler olduğunu ve bazı durumlarda hastane yatışı gerekebildiğini vurgulayan Zorbozan, tedavinin doktor kontrolünde düzenli sürdürülmesinin önemine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Emine Yağmur Zorbozan, 30 Mart Bipolar Günü kapsamında bipolar bozukluğun belirtileri, teşhis süreci ve atak dönemlerine göre tedavi yaklaşımları hakkında bilgi verdi.

Erkeklerde bipolar bozukluk gelişme riski daha erken başlayabiliyor!

Bipolar bozukluğun halk arasında ‘iki uçlu ruhsal bozukluk’ olarak bilindiğini dile getiren Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Kadınlarda 35’li yaşlardan erkeklerde ise 20’li yaşlardan sonra başlayabilir.” dedi.

Bipolar bozukluğun depresif ve manik dönemler olarak ayrıldığını aktaran Zorbozan, “Depresif dönem kişinin normalden daha mutsuz, daha üzgün ve yetersiz hissettiği dönemdir. Manik dönem ise olduğundan daha mutlu, daha kendini yukarıda gördüğü dönemdir.” açıklamasını yaptı.

Bipolar bozuklukta tedavi yaklaşımı atak dönemlerine göre belirleniyor!

Bipolar bozukluğun tedavisi için ilk olarak doğru teşhis koyulmasının önemine vurgu yapan Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Birey çeşitli testlere tabii tutulmalı. Tanı koyulduktan sonra iki türlü tedavi yöntemi vardır. Bunlar ataktaki kişinin tedavisi bir diğeri ise atağı geçmiş iyileşmiş kişilere yönelik tedavilerdir.” dedi.

Hastalara genelde ilaç ve psikoterapi uygulandığını ifade eden Zorbozan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Depresif dönemde intihar gibi düşünceleri olan hastaların, genellikle hastaneye yatmasını uygun görüyoruz. Bu tarz düşünceleri olan kişiler belli aralıklarla muayene edilmeli. Ataklar azaldıkça ilaçların dozu da düşürülür. Depresyon tedavisinde süreç bu şekilde ilerler.

Manik epizod dönemde ise kişiler normalden daha mutlu, enerjik hisseder ve coşkulu olur. Ama bu durum her zaman olumlu sonuçlanmaz. Bu dönemde birçok sorunla karşı karşıya gelinebilir. Manik hastalara da genelde hastane yatışı önerilir. Günlük ilaç tedavileri ve psikoterapiler uygulanır. Hipomanik olan hastalarda ise genellikle hastane yatışına gerek duyulmaz.”

Tedavinin düzeni ve doktor kontrolünde ilerlemesi önemli!

Kişilerin atakları geçtikten sonra ilaçlarını ve doktor muayenelerini ihmal etmemeleri gerektiğinin altını çizen Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Tedavi kişiye özel olarak uygulanır. İyileştikten sonrada ilaçları kesmemek gerekir. Bu tür hastalıklarda zaman içinde ilaç kesme denemeleri yapılır. Bu süreçte aile ile iletişim halinde olunması gerekir.” uyarısını yaptı.

Kişi, hastalık evresini geçerek iyileşmeye başlayıp eski haline döndüğünde, kişiye yaşadığı hastalığın iyi bir şekilde anlatılması ve ilaçları hakkında bilgi verilmesi gerektiğine dikkat çeken Zorbozan sözlerini şöyle tamamladı:

“Önemli nokta tedavinin düzeni ve doktor kontrolünde ilerlemesidir. Belli bir süre sonra mevcut hastalıkta bir iyileşme olmuyorsa ilk yapılması gereken tanıyı gözden geçirmektir. Tanının doğru konulması, doğru ilacın kullanılması ve kişiye etkin bir doz verilmesine rağmen iyileşme görülmüyorsa ilaç değiştirilmeli veya güçlendirilmeli. Bunlara ek olarak psikoterapiler, sosyal destek ve kişinin kendini rehabilite etmesi gibi birtakım faktörler de değerlendirilmeli.” 

Kaynak: Bülten