SÖYLEŞİ

Ahmet VURAL

Malıç köylüklerinden okuyup–yazan takımından bir avukat; Ahmet Vural

Babasının adı da Ahmet.Ahmet oğlu Ahmet; Mihalıççık ortaokulu, Eskişehir Lisesi derken Ankara Hukuk Fakültesi. Kendisi Hakim olma umuduyla bitirmiş hukuku ama Avukat olmuş. Annesi Nuriye hanım ilk başta karşı çıkmış: “Netcen, Avukat olup yalan mı söyleycen”

 “Demokrat Partili bir babanın oğlu olarak” hukuk fakültesi yıllarında siyasetin içinde bulmuş kendini. Köycülük Derneği adına bir “Tarhana Günü” düzenleyelim derken Adalet Partisi ilgisiz kalmış. O da MHP lideri  Alpaslan Türkeş’in karşısında buluvermiş kendini.

Rahmetli Başkan Selami Vardar ile bir sohbetimizde sormuştum;

-Abi bu Mihalıççıklı’ ların çok okumuşluğu nereden geliyor?

Gülerek “Bizim aileden, önce Orhan abim, sonra ben” diyerek görüp-bildiği gerekçeyi özetlemişti.

“Mihalıççık dağlık ormanlık bir ilçe. Tarım alanları kısıtlı. Cumhuriyet sonrası nüfus artınca, ne yapsınlar “okuyup adam olmaktan” gayri bir çare bulamamışlar anlaşılan. Övünmek gibi olmasın,  bir de uyanık bir ahalisi vardır.”

Hem ilçenin topograf yası konusundaki yorumunda, hem de “Örnekleme” konusunda haklı galiba Selami Bey.

Avukat Ahmet Vural da ilçenin  okumuş “adam olmuş” takımından!..  Galiba, babası Ahmet Beyden çok, (Baba oğlu yaşasın diye kendi adını vermiş)  annesi Nuriye hanım etkili olmuş çocuk Ahmet’in okumasında. “Muhasebeci Hüseyin efendinin çocukları gibi okusun” dermiş  Hüseyin efendi,  Noter Orhan ve başkan Selami Vardar’ın babaları.

Öyle ama, Ahmet Vural’ın lise sonrasında  Hukuk Fakültesine gitmesine de karşı çıkan Annesi olmuş, okuyup ne olacağını öğrendikten sonra!..

-Avukat olup yalan mı söyleycen?

Ahmet Vural’ın yalancısıyım!.. Demek ki ta o zamanlar avukatların mahkemelerde “yalan söylediği” konusunda yaygın  bir kanaat varmış..! Ahmet bey hemen düzeltiyor.

- “Ben ve avukat arkadaşlarım yalan söylemeyiz!.."




Köyde çiftçi, ilçede esnaf çocuğu.

Ahmet Vural, Ahırözü köyünde 21 Arılık 1944 yılında doğmuş. Babasının ikinci eşinden ilk erkek çocuk olarak doğuyor.  “kendim olabilmek” kitabında uzun uzun anlatıyor köyünü. Hatta;  büyülerinden,  ardından sonraki araştırmalarından öğrendiğine göre Horasan’dan gelip yerleşme köyün ilk ahalisi. Yine kitabında yazmış;

-Köyümüzde, 7 büyük sülale arasında bayramlaşma yapılırdı.

Bunun gibi kısa anekdotlarla adeta köyünün, çevre köylerinin ve ilçe merkezinin “Hafızasını” da anlatıyor Ahmet Vural. Bu arada bir anekdot daha;

-Adımın Ahmet olduğunu ilkokulda öğrendim!..

Ziraev halkı ve arkadaşları kendisini hep “Vural” diye çağırırmış.

İlkokul, 3’e kadar Ahırözü’nde, sonrası Mihalıççık’ta. Baba da ilçe merkezinde bir dükkan işletiyor. O nedenle çocukluğunu tanımlarken “köyde çiftçi, ilçede esnaf çocuğu” olarak niteliyor. Burada ki öğretmeni Zihni Özduru Kütüphaneden yararlanmasını, kitap okumasını öneriyor. “Orada bulduğum bütün klasikleri okudum. Hayatımın dönüm noktası budur.” diyor.

Anlaşılan, okuyup-yazma alışkanlığının kaynağı Zihni Öğretmen.





***


Eskişehir Lisesi ve Hukuk.

Ondan sonrası bir göç daha. Ama bu kez tek başına ve Eskişehir Lisesi. İlk yılı 1859-60 öğretim yılı olmalı. Baba önce Selami Bey’i örnekleyerek olmalı, Ticaret Lisesine gitmesini ister ama Eskişehir Lisesi’ni tercih eder. İşte ilk şehir ve lise  izlenimleri:

“-O yıllarda sadece bizim ilçelerimizden değil, Afyon Kütahya. Bilecik’ten de liseyi okumak için öğrenci gelirdi. Bunlar devlet ve özel yurtlarda kalırdı. Bende annemin yaptığı yün yatak ve yorganı denkleyip bir bavulla geldim Eskişehir’e ve Deliklitaş Caddesi’ndeki Güven Talebe yurduna yerleştim. Bu yurt binası şimdi Sivrihisar Eğitim Vakfı dernek merkezi olarak kullanılmaktadır.”

Zamanın Deliklitaş mahallesi ve tek caddesinde 8-10 bina olduğunu hatırlıyor .  “Her taraf tarla ve boş arsaydı.” anısını da ekleyerek. Bu  boş arsalarında ders başlangıcı öncesi ve sonrasında futbol maçları yapıldığını da anımsatıyor. Ki, öyleydigerçekte  de. Hayli iddialı sınıf maçları oynan boş arsalarla doluydu Deliklitaş mahallesi. O yıllardan başlayarak 2-3 katlı yapılarıyla, çoğunlukla ilçelerden gelenlerin oluşturduğu  “Sosyete mahallesi” diyebileceğimiz bir yerleşim yeri olacaktır.

Lise yıllarını “Başarılı bir öğrenciydim.” Sözleriyle yorumlayan Ahmet Vural “İlk derste edebiyat öğretmenimin en gözde öğrencilerinden biri oldum,” notuyla anlatıyor başarısını. Öğretmen, Makufe Hanım. O anı da şöyle;

“-Makufe Hanım, okuduğumuz  kitaplarla ilgili sorular sordu. Benim dünya klasiklerinden pek çok kitabın adını peş peşe sıralamam üzerine Vadideki Zambak’ın konusunu anlatmamı istedi.”

Anlatmıştır elbet. Yukarda değinmiştik, Mihalıççık ortaokulunda kütüphaneden alıp okuduğu kitapları ve edindiği “okuma” alışkanlığını.



Tanıdığı ilk siyasetçi, Menderes.

Eskişehir anılarında bir tarihi olaya da tanıklık ediyor Vural;

-“27 Mayıs ihtilalinden 1 gün önce Başvekil Adnan Menderes Eskişehir’e gelmişti.”

Kitabında “Aradan 53 yıl geçti, Eskişehir’de öyle bir kalabalığı bir daha hiç görmedim!” diyerek, biraz ada abartı katarak anlatıyor o olayı:

“Okulda arkadaşlarla beraber vilayetin önüne geldik. Koca meydan hınca hınç dolmuştu. Biz Merkez Bankası’nın çaprazına düşen Pirinç Hanı civarına ancak yaklaşabilmiştik.”

Merhum Menderes’i ilk görüştü bu ve muhtemelen siyasetle ilk “uzaktan temas” niteliğinde. “Kaderinin garip cilvesi”diyelim.  siyasetteki yeri de ihtilali radyodan duyuran merhum Alparslan Türkeş’in partisi, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olacaktır.

Bu noktada, Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirişini kayda geçirip, “yoğun siyaset” ile dolu günlere geçelim. Zira fakülte yılları da siyasetle yoğun günlerdir.”



Tarhana günü ve Türkeş.

Ahmet Vural, kendi ifadesiyle “Demokrat Partili bir babanın çocuğu olarak” Hukuk öğrenciliği yıllarında siyasetten uzak kalamayacaktır. Bunu açıklarken; “DP’nin devamı olarak kurulan Adalet Partisi ‘ni destekleyenler Tercüman Gazetesi okuyorlardı. Bende öyle.  Yeni arkadaşlarımın hemen hepsi simgesi bozkurt olan Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) üyesiydiler. “ diyecektir. Ancak bu arada arkadaşları ile birlikte, “ünlü köy romanları yazarı Fakir Baykurt’un kurduğu söylenen” Köycülük Derneği’ne üye olarak ele geçirmeye karar verirler.

-Öyle de olur, Ahmet Vural da başkan…

Köycülük Derneği bir takım etkinlikler düzenler. Hem sosyal, hem de siyasal etkinlikler. Bunlardan ilki, dernek üyelerinin çoğunluğunun “köy çocuğu”olması nedeniyle “Tarhan Günü” olacaktır.  Aslında, bu organizasyon kısa süre önce tanıştırıldığı Türkeş’in ziyaretinde planlanmıştır. Ahmet Bey o tanışmayı da şöyle anlatıyor anılarında;

“Türkeş’in konuşmaları çok etkiliydi. O’nu dinlerken solun yaptığı propagandaları çürüten cevaplar buluyor, etkileniyor ve ikna oluyordum. Böylece Gazi Osmanpaşa semtindeki evinin müdavimlerinden oldum. Kısa sürede beynimle bağlandığım Türkeş, zamanla 27 Mayıs’ın üzerimdeki etkilerini de silerek yüreğimi de kendisine bağladı.”

Tarhana Günü açılışında “gerektiği” için  dans dersleri alan Vural, 250 lira olan aylık ödeneğinin 200 lirasını dans hocalarına kaptırmıştır. Ama olsun! Gün başarılı geçmiş, üstelik Türkeş ile CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek’ yanyana oturtarak aralarında “ebedi dostluğun” oluşmasına vesile olmuştur!..



Avukatlık, MHP ilçe ve İl Başkanlıkları.

Ankara’da öğrencilik günleri 5 yıl sonrasında bitmiş, sıra “serbest mesleği” icraya gelmiştir. Eskişehir’de staj, Mihallıççık ilçesinde ilk avukatlık yazıhanesi. Bu arada merak edip zamanın baro başkanını soruyorum;

-Hikmet Tuncay, sonrakiler Şahap Demirer, Hüsnü Gök, Musa Başer, Ömer Ucuzal, Yılmaz Sezer.

Mihalıççık’taki 4 yıllık süreçte, “avukatlık şansı” yaver gitmiş. O sırada Gökçekaya Barajı inşaatı nedeniyle çevre köylerden epey tarla istimlak edilmiş, sahiplerinin açtığı “bedel artırım”  davalarından epey bir kazanmıştır. Onunla da “Beyaz bir Anadol” alınca sıra evliliğe gelecektir.


***


Avukat Ahmet Vural, Mihalıççık ilçe başkanı olarak, İl Başkanı, aynı zamanda meslektaşı Mehmet Irmak ile doğal ilişki içindedir. Bu ilişki onu Irmak ailesi ile de tanıştıracaktır. O aralar 17 yaşında olan Nazire Hanımla mutlu bir yuva kurarlar. Evliliğin meyveleri ise: Oğuzhan, Seven ve Irmak Vural..


***


Başta söylemiştik Ahmet Vural “Okuyup-Yazan” biri Bunlardan ilki hayatını anlattığı “Kendim Olmak” kitabı ile yakın zamanda çıkan “Diren Bitsin Karanlıklar” ve “Ortak Aklımıza Ne Oldu” kitapları.

_______________ 

1-) Düğün sonrası hatırası, Vural ve Irmak Aileleri birlikte. Mehmet -Aysel Irmak, Ahmet-Nuriye Vural, ve Ahmet-Nazire Vural.

2-) Vural çifti ve çocukları Oğuzhan, Seven ve Irmak Vural.

3-) Alpaslan Türkeş, yanında Kasım Gülek Tarhana Gününde. Arkada ikisinin arasında Ahmet Vural.

4-) Merhum MHP Genel Başkanı Türkeş’li bir kare. Sol Önde oturan Ahmet Vural. Arkadaki grupta şimdiki Ankara BŞ Başkanı Mansur Yavaş.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }