2024 YILI DEĞERLENDİRMESİ
2024 yılı hem dünyadaki gelişmeler hem ülkemizdeki gelişmelerin kentimize yansımaması mümkün değil.2024’e aslında biraz daha heyecanlı başlamıştık ama 2023 yılından gelen de bir takım ekonomik olağanüstü durumlar da yürütmesi kolay olmayan bir sürece bizi itti. Yüksel enflasyonla mücadele yılı oldu 2024, 2025 yılının da buna benzer gelişeceğini düşünüyorum. Yüksek enflasyonla mücadele etmek kolay bir iş değil, bunun bıraktığı hasar maalesef çok üst düzeyde oluştu ülke adına da, tabi sanayicimizin planları 2024’de maalesef gerçekleşmedi, hedefleri de gerçekleşmedi bu anlamda. Şöyle değerlendirirsen 2024 yılında cirolarımızın artmasına rağmen bilançoda karlılıklarımız maalesef şu anda yerlerde sürünüyor. Para kazanamadığımız bir yıl olarak adlandırabiliriz. Bilhassa ikinci 6 aydan sonra işler daha da zorlaşır hale geldi, bir yandan da şu anda talep daralması sök konusu. Stratejik olarak ekonomiyi yönetenlerin aldığı kararlar doğrultusunda da talep daralması planlı bir şekilde gerçekleşmeye başladı. Çalışan kesimin aldığı ücret itibariyle ürüne ulaşması zorlaştı. Arz talep dengesinin bozulduğu bir yıl oldu açıkçası 2024 yılı. Böyle de geçti.
2025 YILI BEKLENTİLERİ
2025 yılında ne değişecek 2024 yılına göre, enflasyon rakamları beklediğimiz seviyelere nasıl gelebilir? Çok kolay gözükmüyor, öyle tek haneli rakamlar falan hayal olur. Biz 2025 yılı sonunda stabil reel yüzde 30’u görebilirsek, bence 25-30 bandı iyi bir rakam diye düşünüyorum. Bunları zaten planlama noktasında devletin açıkladığı rakamlar var. Yüzde 18 civarındaydı onlarda şimdi yüzde 24’e çıkardılar. Ekonomiden sorumlu bakanımız Sayın Şimşek ve ekibinin yeni açıklamaları 24-25 bandında 2025 yılı sonunda enflasyonu planladıklarını ifade ettiler.
Bana da açıkçası 25-30 bandı reel geliyor. Gerçek enflasyondan söz ediyorum.
Türkiye’nin üzerinde son dönemlerde bir de şöyle bir sıkıntı var. Türkiye ve Eskişehir üzerinde. Eskişehir şu anda ihracatının büyük bölümünü Avrupa Birliği ülkelerine yapıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde de şu an itibariyle talep daralması söz konusu, orada da talep daralması yaşanıyor. Amerika, Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika, İtalya da son dönemlerin en zor anlarını yaşar hale geldi. Bunun nedenleri de var, belki Ukrayna-Rusya savaşı, Avrupa Birliği ülkelerini işte Polonya, Almanla vb. bütçelerinin büyük kısmını artık savunma sanayini ayırmak zorunda kaldılar. Daha önceki yıllarda yüzde 5 ayırırken şimdi yüzde 25 ayırıyorlar. Bu rakamlar ekonomik olarak da bulundukları bölgeye de ekonomik yükler getirdi, alan değişti. Dünyada ekonomiyle haşır neşir olan yapı bir anda savunma sanayine yöneldi. Savunma sanayi deyince ne oluyor. Silah, uçak, tank, top neyse hepsi başta ABD olmak üzere başka bir alana paranın kayışı da söz konusu. Aslında Türkiye ekonomisine, bir başka bölgeye kayan nakit akışının da bir şekilde bizim ihracatımız noktasında talep daralması söz konusu oldu. Onun da verdiği bir baskı var ülkemize ve kentimize.
Enflasyonla mücadele ediyorsunuz, bir yandan ihracatta sıkıntı yaşar hale geldiniz. Bütüne baktığınızda belki ihracat yapıyoruz ama karlılık oranımız sürdürülebilirlikten uzaklaşmış durumda. Satıyorsunuz, müşteri kaybetmek istemiyorsunuz, hazır müşteri var, bir daha kazanmak çok zor, geçiş dönemi diye para kazanmadan mal satıyoruz şu anda. Böyle de bir realite var. O yüzden 2025’in ilk 6 ayı bence böyle biraz karmaşası yüksek tempoda geçeceğini düşünüyorum. Umutlu olmak zorundayız, ülkemize güvenmek zorundayız, umudu yitirirsek zaten hiçbir şey yapamayız bu anlamda. 2025’in ikinci 6 ayından sonra sürdürülebilirliği olan bir ekonomik yapıyla yüzleşebilirsek, çok iyi toparlanamasak da kademeli olarak iyiye doğru bir gidiş olacağını düşünüyorum, umudu yitirmemek lazım.
FUAR VE KONGRE MERKEZİ’NİN GETİRİLERİ
Bu kompleksi bir çok şükür hayata geçirdik. Şu ana kadar 28 fuar yaptık, bu fuarlarda kentimizde 2 milyon civarında kişiyi ağırladık. Bir vesileyle 2 milyon kişi yurt içinden ve yurt dışından fuarları ziyarete geldi. Bir çok kesim gelmiş. Bu sene biz üç tane kongre yaptır orada, basit bir hesap yapacağım o yüzden söylüyorum. 1500 kişiyi ağırladık, 1500 kişinin bu kentte üç veya dört gün konaklaması, otelinde kalıyor, restorantta yemek yiyor, yakıt alıyor. Burada matematiğe baktığınız zaman fuarların kent ekonomisine inanılmaz katkısı var. Her fuara 100 tane firma geliyor stant açan, her stantta en az 6-7 kişi var, 100 firma 600-700 kişinin kentte konaklama zorunluluğu var. Bunun dışında yüzbinlerce ziyaretçi geliyor. Kimisine 40 bin geldi, kimisine 85 bin kimizine 125 bin kişi geldi. Şunu söylüyorum ki hiçbir şey yapmazsanız, zaten hiçbir şey olmuyor. Bu fuarların ve gelen yabancıların kente inanılmaz katkısı var. Hizmet sektörü bizler için çok kıymetli. Eskişehir ekonomisinde hep söylediğim bir şey var, hizmet sektöründen geçimini sağlayan çok kişi var. Kongre merkezimizde yoğun bir etkinlik programı var, her etkinliğe en az 750 kişi geliyor. Çevre il ve ilçelerden organizasyonlara otobüs kaldırılıyor. Eskişehir’e ne kadar fazla yerli turist gelirse o kadar kazanç elde edersiniz. Bunun çarpan etkisi çok yüksek.
Fuar ve etkinlikler üzerinden o yıl içinde 3-4 bin kişinin bu kentte konaklaması bence kentin ekonomisine direkt fayda sağlayan bir unsur, o yüzden bunu yaptık, çalıştırıyoruz. Ticaret Odası’nın dışında bir sistem var. İki tane işletme var, Ticaret Odası’nın dışında bir sistem yönetiyor burayı. Ben şuna bakarım tüccar mantığıyla, buraya bir yatırım yapılmış, bu yatırım kendi kendini finanse ediyor mu? Ticaret Odası’na yük olmadan kendi kendini yürütüyor mu? Ona bakarım, şu anda kendi kendini yürütüyor, para da kazanıyor. Ticaret Odası’na 1 lira yükü yok. Orası artık Eskişehir’in sosyal, sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapan, Eskişehir’de fuar yapmak isteyen herkesi konuk eden, kongreler yapan teknik olarak söylüyorum , bir çok etkinliğin yapıldığı bir alan oldu. Bir yılda ortalama 300 bin insan geldi oraya. 2030 yılında Ticaret Odası’nın hedefi 1 milyon kişiyi oraya getirmek olmalı. Bir hedef koyduk kendimize.
ÜYELERİN YURT İÇİ VE YURT DIŞI FUARLARA KATILIMI
Bir basit örnek vermek istiyorum, ben kendi işim için fuarlarda stant açıyorum, teknolojik olarak kendi sektörüm ile ilgili rakiplerimin ne yaptığını dünyadaki gelişmeleri anında takip etmek için bu fuarlarda yer almak vardır, ya da ziyaret etmek vardır. Ben mesela 2024 yılında iki defa kendi işim adına Çin’e gittim. Niye gitmem, görmem lazım, bir işim var, yeniliklere açık olmak lazım, gidişatı izlemek lazım. Hem yerel hem de uluslararası fuarlara tüm iş insanlarının katılması gerektiğini düşünüyorum. Bu bir vizyondur. Sizin göremediğiniz ama gittiğiniz zaman fark edebileceğiniz bir çok husus var. Eskişehir’in iş insanı uyanıktır. Yeniliklere açık, ne zaman bir yere gideceğiz desek hemen başvurular yapılıyor. Yurt dışı fuarlara gidişte, insanlar kendi masraflarını karşılıyor, yurt içi fuarlara ise otobüs kaldırıp biz götürüyoruz.
ETO’NUN KÜLTÜR VE SANAT HAYATINA KATKILARI
Eskişehir’in sanatçısına ve sanatseverine inanılmaz katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Eskişehir gerçekten çağdaş, modern yenilikleri takip eden bir yapısı var, o yüzdün kültüre ve sanata meraklı.
Biz müzemizi açtık, bize şu anda her yıl 80 bin kişi geliyor. Müzede Friglerden günümüze Eskişehir’in sanayisini, ticaretini anlatıyoruz. İlkokul öğrencilerini götürüyoruz, orada ticarette kullanılan aletleri, madenleri, sanayinin nereden gelip nere olduğu yolunda çok fazla etkinlik yapıyoruz. Bir eğitim tarafı var, bir de ziyaretçi tarafı var, iyi gidiyor. Kendi personelimiz tarafından yönetiliyor, turizme de katkı sağlıyor. Gelecek kuşaklara de hizmet eden bir noktaya taşıdık.
ETO Galeride sanata düşkün üyelerimiz olduğu için etkinlik yaparak, sanatçılarımızın eserlerini de orada sergiliyoruz. Üzerinde yoğunlaştığımız konu Kongre Merkezi’ndeki etkinliklerdir. Her iki güne bir etkinlik düşüyor.
YÖRESEL ÜRÜNLERİN SATIŞI
Ben meseleyi Eskişehirspor meselesi olarak değerlendirmiyorum, o başka bir fasıl. Sonuçta Eskişehirspor şehrimizin önemli bir marka değeri, bir de biz bugünden Eskişehirsporlu değiliz, başından beri Eskişehirsporluyuz. Bu sevdamızı kimse tartışamaz. Her dönem kulüp başkanı kim olduğuna bakmadan şahsım adına her türlü yardımı yaptım. Yöresel ürünler adı altında yapılan işlerin hikayesi, uzun yıllardan beri planlı bir şekilde Eskişehir’in yerel aktörleriyle yönettik aslında. Odunpazarı Belediye Başkanı, Tepebaşı Belediye Başkanı Yılmaz hocam varken Yılmaz hocamla birlikte yönettik aslında. Bu Metin Güler’in kendi kent ile alakalı bir problemi değil. Bizim 18 bin üyemiz, Esnaf Odalarının20 bin üyesi var. 38 bin irili ufaklı, esnaf, tüccar, sanayici var. Bunlar bu kentin aktörleri. Bunların yanında dünya kadar insan çalışıyor. Yöresel ürünleri yapan firmaların hiç biri Eskişehirli değil. Başka kentten geliyor. Biz diyoruz ki, Eskişehirli firmaları da alın buraya, almıyorlar bizi. Bizim üyemizi almıyorlar, Eskişehir’in yerel aktörleriyle bir iş yapılsa ağzımızı açmayız. Sonuçta para Eskişehir’de kalır. Ama buraya gelen firmaların hiç biri Eskişehir firması olmadığından dolayı bunlar geliyor, parsayı topluyor ve başka yere götürüyor. Bir kere sattıkları ürünler gıda kodeksine uygun değil. Vergi vermiyorlar, sağlıksız ürün satıyorlar, hijyen diye bir kavram yok. En kötü malları satıyorlar, biz buna karşıyız. Benim kişisel olarak kimseyle bir problemim yok. Buna karşı çıktığımı her yerde söylüyorum, ama sonuç itibariyle karar verici değilim. Karar vericiler var, onlar düşünecekler, bu kente yapılan operasyonun zararlarını kendileri değerlendirecekler. Kötü bir miras bırakırlar, bu nedenle anlattık kendilerine. Benim karşı geldiğim, yöresel ürünleri biz nasıl 10 yıldan beri sokmuyorduk, bu son dönemde çanak tutanlar oldu, nedenini bilmiyorum. Ama ben Ticaret Odası Başkanı Metin Güler olarak yetki ve sorumluluğum yok bunu engellemeye, ben sadece bunun yanlışlarını anlatıyorum. Bizim tüccarımız, esnafımız bu işten para kazanmıyor. Kentimizin parası bir başka kente gidiyor, bunun engellenmesi lazım.
TÜRK HAVA YOLLARI YÖNETİMİ İLE GÖRÜŞME
Bu görüşmede, vekiller vardı, Valimiz vardı, iki Oda Başkanı oradaydık, biz Eskişehir’deki özellikle Türk Hava Yollarında pilot eksiği var, pilot eksiğinin giderilmesi lazım birinci fasıl bu aslında. Bölgemizde değerli üniversiteler var, bir pilot kolay yetişmiyor, 2bin saat 3 bin saat uçması gereken var, uçaklar gerekiyor bununla ilgili: Bu kentin sivil havacılık konusunda ciddi bir alt yapısı var. İkinci fasıl uçak seferleri faslı, bunlar konuşuldu, değerlendirmeye alınacak, başka konular da var. Bunları şu anda açıklamak doğru olmaz, sonuçta mülki amirimiz olarak Valimiz var, o da konuların içindeydi. Şunu söylemeliyim ki önemli olan kentlerin başarı hikayelerinin altındaki tek unsun o kentteki aktörlerin birlikte hareket etmesidir. Ortaya çıkan 5-6 proje vardı o projeleri de kararlılıkla ortaya koyduk. Belediye Başkanlarının da olması lazım. Orada Belediye Başkanları yoktu ama orada da söyledik. Kentin yöneticileri var, seçilmişleri var, Belediye Başkanlarımızla da genişletilmiş bir şekilde kentin her noktada eksiklerini, giderilmesi gereken konuları kent menfaati doğrultusunda yapması gerekiyorsa ortak müşterekte hareket ettiğiniz taktirde, kurum gözetmeden başarı elde edilir. Eskişehir’in şu anda buna ihtiyacı var. Aslında bunu bir parça gerçekleştirdik. Konu bize geldiğinde konuyu anladıktan sonra da kesin desteklenmesi gereken konu olduğunu gördük, şahsım adına dosyamızı da verdim. Bundan sonraki sürece de katkı sağlamayı düşünüyorum. Bunun Eskişehir’e çok büyük faydası var.
ESKİŞEHİR DEYİNCE
Eskişehir sevdamızdır. Doğduğumuz yer gözlerimizi kapacağımız yer, sevdamız her zaman var. Bu koltuklarda oluruz ya da olmayız sonuçta Eskişehir ile ilgili bir şey varsa altını her zaman doldururuz. Eskişehir sevdalısıyım. Eskişehir’in ekonomik olarak ilerlemesi için bir takım kararlar alınıyor bunların başında Hasanbey Lojistik Merkeziyle Organize Sanayinin bağlantısı var. O gündemde, bu Eskişehir’deki bireysel zenginliğin ne kadar artacağı anlamına gelir. Eskişehir yaşanabilir kent olarak ülkenin önemli kentlerinden biri, bunun değerini bilmemiz gerekir. Bir tek kent ile alakalı ortak müşterekte kent aktörlerinin uzlaşabileceği nokta kenti çok fayda sağlar, bunu sağlarsak geriye de pek bir şey kalmaz.